1. Bu akşamki toplantıda ortaya çıkmıştır ki, ortak toplantının nasıl olacağı ortak kararlarla değil de, bazı partilerin kendilerini karar verme mercisi yerine koyup, toplantıyı yönetecek kişilere talimatla bildirilerek yapılmıştır.
Toplantı esnasında, örgüt temsilcilerinin bir kısmı itiraz etmelerine ve yönetenlerin öyle söylendi bize demelerine rağmen, kimin öyle söylediğini ısrarla söylememeleri ve hiçbir örgüt temsilcisinin “ben/biz söyledik” dememesi, ta başından güven sarsıcı bir nokta olmuştur.
2. Toplantı yönetenleri tarafından toplantı gündeminin “külliyenin yapılmasını nasıl engelleriz konusunda somut öneri yapmak”la sınırlandırılmaya çalışılması örgütler arası güveni, sadece demokrasi açısından değil, aynı zamanda siyasal güvensizlik yaratmaya da yol açmıştır.
3. Bir kez daha gördük ki, bazı partiler meseleyi sadece külliye ile sınırlama gayreti içindedirler. Bu kesimler, bu siyasi zaafiyetlerini örtmek için cafcaflı ve direneceğiz vs laflarıyla esas sorunun külliye olmadığını, külliyenin bir sonuç olduğunu gizlemeye çalışmaya gayret ettiler. Onlara göre esas sorun Tatar ve meşru olmayan hükümetten kaynaklanan bir sorundur.
4. Diğer bir kesimse, evet sorun sadece külliye sorunu değildir ama AKP’nin ve Erdoğan’ın yarattığı bir sorun olduğunu gene cafcaflı ve direneceğiz vs laflarıyla esas meselenin TC devletinin ta başından Kıbrıs Türk halkının iradesini gaspetme sorunu olduğunu görmezden gelmektedir.
5. Bütün bu gelişmeler ve siyasal tavırlar dikkate alındığında, KSP bu yanlış siyasal perspektiflerin reddedilmesini, TC’nin Kıbrıs’ın kuzeyinde uygulamakta olduğu sömürgeleştirme (kolonizasyon) ve ilhak politika ve pratiklerinin açık ve net bir şekilde tespit ve teşhir edilmesinin hem külliye yapımını engellemek, Kıbrıs Türk halkının iradesinin TC tarafından gaspını bertaraf etmek için ve aynı zamanda da bu mücadelede “solun birliği”ni oluşturabilmek için olmazsa olmaz olarak görmektedir.
6. Kolonizasyona ve ilhaka karşı mücadele “bana Türkiye işgalcidir dedirtemezsiniz” deyen bir siyasal zihniyetle, ya da “iktidar Türkiye’nin elindedir, biz sadece yönetmeye talibiz” deyen bir siyasal zihniyetle verilemez.
Bu zihniyetlerle, olsa olsa, mücadele koloniciye, işgalciye peşkeş çekilir.