• Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
Perşembe, Ocak 1, 2026
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
10 °c
Nicosia
8 ° Cum
8 ° Cts
  • ANA SAYFA
  • YAZARLAR
    • GAZEDDA YAZARLARI
    • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • PENNA
    • DÜNYADAN YAZARLAR
      • PROJECT SYNDICATE
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
  • SÖYLEŞİ
  • BELLEK & TARİH
    • YERİN HAFIZASI
  • TÜM İÇERİK
    • HABER ARŞİVİ
      • KIBRIS
      • DÜNYA
      • KORONAVİRÜS
    • MULTİMEDYA ARŞİVİ
      • GAZEDDAPOD
      • GAZEDDAWEBTV
  • ANA SAYFA
  • YAZARLAR
    • GAZEDDA YAZARLARI
    • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • PENNA
    • DÜNYADAN YAZARLAR
      • PROJECT SYNDICATE
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
  • SÖYLEŞİ
  • BELLEK & TARİH
    • YERİN HAFIZASI
  • TÜM İÇERİK
    • HABER ARŞİVİ
      • KIBRIS
      • DÜNYA
      • KORONAVİRÜS
    • MULTİMEDYA ARŞİVİ
      • GAZEDDAPOD
      • GAZEDDAWEBTV
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
Bulamadık
Tümünü Gör

Otonomist Marksizm Gündemi -Ulus Baker

Gazedda Gazedda
12 Temmuz 2021
Okuma Süresi: 3 dk
A A
0
https://bsky.app/profile/gazeddakibris.bsky.socialhttps://www.threads.net/@gazeddakibris

Kıbrıslıtürk sosyolog, yazar, çevirmen ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) öğretim üyesi olan Ulus Baker, ondört yıldır aramızda yok. Ulus Baker İstanbul’da doğan, kalp ve böbrek yetmezliği nedeni ile yaşama gözlerini yuman, kendi gibi yaşayan önemli bir düşünürdü. 14 Temmuz 1960 doğumlu olan Ulus Baker 12 Temmuz 2007’de hayata gözlerini yumdu. Ulus Baker doğduğu gün olan 14 Temmuz’da Lefkoşa’da toprağa verildi. Ardında onlarca kitap, yüzlerce çevri ve aslında dünyayı anlamak için çok farklı pencereler bırakarak göçtü…


İnsanlar, özellikle felsefi düşünmeye pek alışık olmayanlar en kolay bir zamanlar sanki bir inanç sistemi söz konusuymuş gibi bağlandıkları düşüncelerden ve onlara tekabül eden arzulardan koparlar. Marx’ın ve düşüncesinin kaderi, böylece başka filozofların ve düşünürlerin, sözgelimi bir Kant’ın ya da Hegel’in düşüncesinin kaderinden farklılaşır. “Reel sosyalizm” yaşantısı içinde vurgulanmış bir “uygulaması”nın bulunuşu, bu düşünceden kopuşun, ona yönelik reddiyenin aşırı kolay olmasını şartlandırır. Özellikle aşırı-bağlı bir psikolojiye sahip olanlar açısından.

Reel-sosyalizm adı verilen şeyin çöküşü (Sovyet sistemi ve çevresi) Marx düşüncesinden kopuşu gerçek anlamında temellendirebilir mi? Aynı kopuşu Descartes’ın, Kant’ın, Hegel’in düşüncesinden ayrılma çerçevesinde yapmaya kalkışmayanlara sormak gerekir böyle bir soruyu. Oysa biz, artık emin olabiliriz ki, Marx üstüne şimdi daha üretken düşünceler üretilebilir. Ancak bu üretimin, şimdiden görebildiğimiz en az iki koşulu var –birincisi Kant’ın Marx-öncesi bir formülünde yer alır ve tümüyle Marx’ın ve modern düşüncenin genel ruh haline uyar: Sapere aude … Cesaret et! Hiçbir düşünür gerçekten Kant kadar büyük bir güçle düşünmek eylemiyle cesareti özdeşleştirmiş değildir. Kısaca yorumlamak gerekirse, Kant’tan başlayarak “düşünmek” artık bir cesaret işidir. Bu koşul “otonomluğun” olanağını kurar. İkinci koşul ise, Spinoza ile Kant’ın yine tam anlamıyla farkettikleri bir gereksinimdir ve en iyi formülünü sonradan Nietzsche’nin “kaybedenin haksız olduğunu nereden çıkarıyorsunuz” şeklindeki çıkışmasında bulur. Bu asla yenilginin ve kurban vermenin arzulanabilir bir şey olduğu anlamına gelmez. Felsefenin modern çağlarda temel işleyiş tarzının ne olduğunu açıklar: Varolanları düşünmek yetmez –bir filozofun çoğu zaman yalnızca önünde varolanları, halihazırdaki durumu düşünmeyi bırakarak, “mümkün olanı”, dolayısıyla varolmayanı düşünme ihtiyacı hissettiği olur. Bir filozofun herhangi bir şeyi düşünmesini istemek, onu “hakikat” ya da “gerçeklik” adı verilen ve çoğu zaman önyargılı kalabalıkların talepleriyle birbirine karışan bir nesneler dünyasına mahküm etmek anlamına gelir –sanki düşünmenin derdi yalnızca bundan ibaretmiş gibi. Oysa, tarih boyunca insanların varolmayan şeyleri düşünmeye daha büyük bir arzu duyduğu dönemler ve ortamlar vardır –ütopyalar bundan başka nedir ki?

Demek ki, önce “düşünmeye cesaret edilecek”, ondan sonra da “varolmayanları düşünmeye” girişilecek. Birincisi otonomluğu, ötekisi “kurucu” düşünceyi anlatır. Düşünmenin gücüne inanmak idealizm ya da spiritualizm filan değildir. Althusser’in işaret ettiği gibi Marx “gedanken konkretum”dan, “düşünce somutu”ndan bahsetmeye giriştiği zaman bu yanlış anlama ortadan kalkacaktır.

Gazedda

Gazedda

Gazeddakıbrıs yurttaş gazeteciliği anlayışı ile yayın yapan, yurttaştan yana taraf olan ve gazetecilikte meslek etiği ilkelerine inanan bir yayın organıdır. Gazeddakıbrıs her koşulda barıştan yanadır.

Kritik Eşiğin Liderliği
GÜNEYDEN YAZARLAR

Kritik Eşiğin Liderliği

Güneyden Yazarlar
30 Aralık 2025
Sükût Zamanları
Tüge Dağaşan

Sükût Zamanları

Tüge Dağaşan
30 Aralık 2025
Yaşama Kucak Açmak 
Hasan Yıkıcı

Yaşama Kucak Açmak 

Hasan Yıkıcı
29 Aralık 2025
Sanatçıların Dilinden: Arzunun Yüzeylerinde Dolaşmak
Derya Ulubatlı

Sanatçıların Dilinden: Arzunun Yüzeylerinde Dolaşmak

Derya Ulubatlı
29 Aralık 2025
Devam Et
Gazedda

© 2025 Gazeddakıbrıs - Copyleft

  • Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Bulamadık
Tümünü Gör
  • Ana Sayfa
  • HABER
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
    • KİTAP & KÜLTÜR & SANAT
    • KORONAVİRÜS
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • KARŞI AKIM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • YAZARLAR
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • DÜNYADAN YAZARLAR
    • RÖPORTAJ

© 2025 Gazeddakıbrıs - Copyleft

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız. Gizlilik ve Çerezler Politikası sayfamızı ziyaret edin.