Bu makale ilk kez 26 Ekim 2020 tarihinde Kathimerini Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
Yazar: Andreas Parashos – Kıbrıs Radyo Yayın Kurumu – Hazırlayan: Vula Harana
2000 yılının başında, yeni milenyum vesilesiyle, British Airways geleceğe yönelik önemli bir rota değişimi yapmaya çalıştı ve Londra’ya Kıbrıs medyasını yetkililerini de davet etti. İngiltere başkentinin en önemli turistik yerlerine götürüldük. Bunların arasında ve 100 mil karelik bir çöplükten bir parka dönüştürülen ve 10 metrekarelik bir alanda inşa edilen British Airways’in karargahı da vardı. Doğanın bir uzantısı gibi uzanan büyüleyici bir yapı gördük.
Yağmur suyunu, güneşi, rüzgarı ve geri dönüşümü kullanan, kıtalarının sayısı kadar olan beş bina. Binalarda ofis yoktu, ancak her çalışanın ve misafirin internete hızla bağlandığı iç sokaklar, banklar ve masalar vardı. Yeni çağ hakkında gördüğümüz ve duyduğumuz her şey, otuzlu yaşlarda olan gençlerin ağzından dökülüyordu. Bu da çok etkileyiciydi. Halkla ilişkiler müdürü 33 yaşında İskandinavyalı genç ve güzel bir hanımdı ve bize BA’teki bu büyük değişikliklerin sorumlusunun Yönetim Kurulu’nun olduğunu söyledi. Muhafazakâr ve büyük ölçüde yaşlı bir kurum, ancak Şirket’in köklü bir değişikliğe ihtiyacı olduğu kararını vermişti.
Yönetim Kurulu günlerce süren tartışmalardan sonra, değişimin taşıyıcısı olamayacağı sonucuna varmıştı, çünkü bunu tasavvur edemiyordu. Onlar, altmışlı ve yetmişli yaşlarında, bilgelikleriyle, önümüzdeki 50 yıl içinde dünyanın nasıl bir yer olacağını göremeyeceklerine karar vermişlerdi. Çünkü o dünyada onlar artık olmayacaktı. Böylece, Avrupa’nın en iyi 12 genç profesyonelini aramaya çıktılar, onlara BA’in anahtarlarını verdiler ve derin koltuklarına çekilerek çay içip briç oynamaya başladılar. 12 genç insan oturup kendilerinin ve çocuklarının gelecek yüzyılda dünyanın ve dolayısıyla Şirketin nasıl olmasını isteyeceklerini hayal ettiler. Vizyonu tasarladılar ve şirketin bilge büyükbabaları tarafından kendilerine verilen bu nadir fırsattan yararlanarak onun için çalıştılar.
Aşkın ve düşlerin Kıbrıs’ında asla böylesi bir vizyona yer yok çünkü kâbuslarımız bizi rahat bırakmıyor. Kültür Bakanı Prodromos Prodromu’nun Kültür Müsteşarlığı ve Kültür Politikasının belirlenmesi için 16 üyeli Danışma Komitesinin oluşturulması sırasındaki açıklamalarına bir bakın. On beş erkek ve bir kadın ismi ilan etti. Çıngar koptu ve Prodromu listeye 9 kadın almak zorunda kaldı. Bu hükümet bir komedi oyununa benziyor. İyi seyirler! Soru, Kültür Komitesi’ne kaç kadın yerleştireceğiniz değil, kültür vizyonunuz olup olmadığıdır.
Öyle bir Hükümet ki, Avrupa Komisyonu Altın Pasaport Yatırım Programı için suratına tükürürken ve ona 10 sayfalık bir iddianame gönderirken, Cumhurbaşkanı televizyona çıkıp, “Masum ve lekesiz” olduğunu ilan edebiliyor. Mümkün müdür böyle bir şey? Birilerinin Kıbrıs’ı kasten suçladığını ve Hükümetin lideri olması sebebiyle kendisini de suçlu gösterdiğini söyleyabiliyor.
Bunlar, Avrupa Komisyonunun ülkemize altın pasaportlar için ihlal sürecini başlattığı gün söylendi. Ve o sıralarda Adaletten Sorumlu Komisyon Üyesi Didier Raders Avrupa Parlamentosu’na şu açıklamayı yapıyordu: “Kıbrıs hükümeti yakın gelecekte mevcut programın sona erdiğini duyururken, yeni bir programın tanıtımı daha şimdiden yapılıyor “. Neler oluyor yahu? AB’nin yeraltı dünyası mıyız?