“Demokrasimize ve irademize sahip çıkmak için yürüyoruz!” diyor CTP.
Hangi demokrasi? Hangi irade?
Kimin demokrasisi? Kimin iradesi?
Kime karşı demokrasi? Kime karşı irade?
Kim engel demokrasiye? Kim engel irademize?
Ankara’nın Kıbrıs’taki varlığına karşı durulmadan demokrasi olmaz, irade ortaya çıkmaz!
Sorun, “kuklalar” değil, onları oynatan “el”dir!
Bu “el” “oyun kurucu” Ankara’nın elidir!
Bu el kırılmadan, kuklalarla uğraşmak nafiledir, halkı yanlış yönlendirmektir!
“Oyun kurucu” tek başına değil bu işte; arkasında ABD var, AB var, NATO var, onların Orta Doğudaki çıkarları var.
Yoksa sürmezdi, süremezdi 48 sene bu işgal ve istila!
TC karpuz gibi bölemezdi adamızı ortasından, ikinci bir devlet kuramazdı, nüfus yerleştiremezdi işgal ettiği topraklara…
Ne ekonomik hakimiyet, ne siyasal hakimiyet kurabilirdi Anglo Amerikanların ve AB’nin etki alanındaki bu topraklarda…
Tüm bu yaşananlar oluyorsa, tüm bu rezillik sürüyorsa 48 senedir, bilin ki; Tatarlar, Sucuoğlular, Sanerler, Atunlar, Üsteller “zurnanın son deliği” bile değildirler; figüranlardırlar sadece!
Bilin ki; “oyun kurucu” tek başına değil bu tezgahta!
Öyleyse, siyasetinizi ona göre kurun, adımlarınızı ona göre atın siz de!
Yanlış siyaset, yanlış sonuçlar doğurur çünkü, yapmayın!
Bile, bile yanlışta ısrar bu halka ihanettir, bunu anlayın!