Birleşmiş Milletler’in Kıbrıs konusu ile ilgili uzlaşılmış kararları “federasyon” çözümdür diyor.
“Biz bunu istemeyük” diyenler var…
Bunu açıktan ve süslü cümlelerle satmaya çalışanlar var…
Üstelik adayların biri değil, çoğu bunu diyor…
Sanki, BM paşa gönlümüz ne isterse onu verecek diye bir yerlerde birileri mutabakat imzalamış gibi söylüyorlar…
Yetmedi, “federasyon dışında alternatif var” diyenler var.
Konfederasyon, İki devletli çözüm gibi alternatiflerdir.
Fikir olarak vardır ama masada yoktur.
Gelmemiştir.
Getirilmemiştir.
Çünkü, uluslararası hukuka göre “ayrılmak” bir hak değil…
Ayrılma bir “seçenek”; “tarafların karşılıklı olarak kabul etmesi” koşulu ile…
Alternatif fikirler vardır.
Mesela: federasyon “alternatif bir fikirdir”.
Sürer durumun alternatif fikri federasyondur.
Çünkü, Kıbrıs Cumhuriyeti Türkiye, Yunanistan ve eski sahibi İngiltere’nin Kıbrıs’ta üs alma koşulu ile garantili bağımsızlığa sahip olacağına imza atmıştır.
İmzayı atarken, Enosis – yani başka bir devletle birleşme; yasaklanmıştır.
Enosis’in kardeşi Taksim – yani devletin bölünmesi; yasaklanmıştır.
Enosis ve Taksim’in yasaklanması milliyetçilerin etkin ve fiili olarak devam etmesinden yana olduklarını bas bas bağırdıkları “Garanti Antlaşmasında” yazıyor.
Olmazsa, olmaz olan garantilerde!
Tarih bize garantili bağımsızlık Kıbrıs adasında sürdürülemez bir çözüm yarattığını göstermiştir…
1960’tan bugüne kadar hepimiz bildiği fasariyalar yaşanmıştır.
Sonuç olarak Kıbrıslırumların etkin olarak hakim olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti’ni adanın tek meşru unsuru haline getirmiştir.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin etkin olamadığı alanlarda ise etkisiz bir kktc yaratılmıştır.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi oturup, kktcnin meşru bir devlet olmadığına “karar vermiştir.”
Kurulur kurulmaz, kktc bir alternatif değildir diye karar almıştır: Daimi üyeler ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa bu karara imza atmıştır.
O günden beri de “haklı olduğumuzu” hiç kimse tanıtamamıştır.
Bu sürer durumdur, alternatifi vardır.
Bir tarafta Denktaş, Talat, Eroğlu, Akıncı bu alternatifi konuşmuştur. Diğer tarafta Makarios, Kyprianou, Vasilliou, Klirides, Papadapoulos, Christofias, Anastasiadis…
Soruna çare federasyondur.
Şimdi kalkmış, federasyon dışında alternatif vardır diyor birileri…
Hani nerede var alternatif?
Hali hazırda alternatif olmadığı kararı alınmış iki devletli çözüm mü alternatif oldu şimdi?
Hem aklımızla, hem hafızamızla, hem gerçeklik algımızla mı dalga geçmek bu…
Kim hangi kararda bunu söylemiş?
Ancak alternatif varmış!
İsmi cismi belli değil ama varmış!
Kim hangi güçle yaratacak?
Hatta şöyle soralım!
Alternatifi çıkıp kim dayatacak…
Pound 9,90 ile İngiltere’ye mi dayatacağız şu meşhur alternatifi?
Euro 8,80 olmuşken Avrupa’ya mı dayatacağız alternatifi?
Dolar 7,50 gösterirken ABD’ye mi diyeceğiz alternatif var diye?
Hem bir de bu alternatifi; başkasının gücüyle mi dayatacağız!
İstiyoruz amma başkasına yaptıracağız ve sonra “evimizin efendisi olacağız!”
Federasyona alternatif varmış!
Eli güçlüymüş..
Şöyle bir düşünün…
Adaylar arasında var mı BMGK’nın daimi üyelerinin liderlerinden daha güçlü biri?
Alternatifçilerden Tatar, Özersay, Arıklı ve Denktaş mı güçlü?
Yoksa…
Vladimir Putin, Emmanuel Macron, Donald Trump, Xi Jinping , Boris Johnson mu ?
Tanıyor musunuz bu beşliyi? Ellerindeki gücün farkında mısınız?
Birleşmiş Milletler’in Kıbrıs için ortaya koyduğu çözüm planının çerçevesi 5 devleti temsil eden başkanların onayı gerektir.
Ciddi ciddi bu gücü görmezden gelip, siz hepiniz, ben tek diyerek gerçekten ciddiye alınacağınızı mı sanıyorsunuz?
Alternatifim var deyince, Macron “aman efendim” deyip geri mi duracak!
Yoksa Xi Jinping, Çin Komünist Partisi’nden istifa edip UBP’ye falan mı üye olacak?
Trump, malı mülkü satıp İskeleye taşınır belki!
Boris Johnson, Osmanlı torunuyum diyerek taç giyme törenini St Nikolas’ın bahçesinde yapar, kim bilir!
Putin’de suriçinde kitap cafe açar KGB anılarını anlatır!
İşte bizim alternatifçiler…
Masaya elini vurdular mı, dünya ters döner!
Tarihin sonu gelir!
Gerçekten bu alternatif zırvasına inanıyor musunuz?
1968 senesinden beri bildik hikayeleri yeniden mi tartışıyoruz?
Tam 52 yıldır!…
Aynı teraneleri, yayılmacı hayalleri, milliyetçi saplantıları, kimsenin kazanmayacağı oyunları sırf kendi iktidar oyunumuz bozulmasın diye başka bir sahnede yine oynuyoruz!
Aynı oyun, başka oyuncular….
Çok net kendimi ifade edeyim “Ben bu altı boş böbürlenme oyunundan çok sıkıldım”
Daha açık olayım: “Bıktım!”
Sömürgeciliğin mirası, karmaşık ve çoklu güç dengelerini gözetecek bir çerçevenin içinde yer alan bir yönetişim sorunudur Kıbrıs sorunu…
Çözüm dediğiniz şey, iki efelik lafından fazlasını gerektirir.
Tarih, hukuk, politika, ekonomi ama her şeyden önce de siyasi olgunluk gerektirir.
Def çalarak, dua ederek kimi ikna edeceksiniz?
kktc içinde ganimet dağıtma değil ki bu iş.
Çerçeve belli, yöntem belli. buradaki kalabalığı kandırmak çare olsaydı 40 sene önce R.R Denktaş çoktan hallederdi…
Eroğlu federasyonu destekleyen 11 Şubat belgesinin altına imza atmazdı.
Varmış..
Federasyona alternatif varmış…
Federasyonun alternatifi içinde boğulduğumuz statükodur…