İnsan, mutlu olduğu ülkesini neden terk edip göçmen olsun ki!
Kimse, ekonomik olarak geçinebildiği, gelecek umudu taşıdığı ülkesini, doğup büyüdüğü toprakları terkedip göçmen olmak istemez…
Kimse, kendini siyasal tehdit altında hissetmese, kültürel ayrımcılığa maruz bırakılmasa ülkesini terk edip göçmen olmak istemez…
Kimse, daha iyi bir gelecek kaygısına kapılmadan ülkesini terk edip göçmen olmak istemez…
Dünya küçücük bir köy haline geldi adeta. En ücra köşesinde yetişip de dünya piyasasına sunulmayan ürün kaldı mı? Cep telefonu satmadığınız kaç tane gizlenmiş kabile kaldı?
Dünya, emperyalist tekellerce tam anlamıyla paylaşılmış durumdadır. Güç dengeleri değiştikçe, yeniden paylaşmak için savaş hazırlıkları son sürat devam etmektedir.
Yani; dünya pazarı tek bir pazar haline dönüşmüş durumdadır. Büyük tekellerin giremediği yer kalmamıştır. Sermaye ve metaların dolaşımı sınır tanımamaktadır.
Ama, insanın, hele de emekçi insanların dolaşımı yasak bu dünyada…
Kiminin parası yetmez dolaşmaya, kimileri de göçmen oldukları için yasak. Adına da “düzensiz göçmen” denir bu yasaklıların…
Kimse de sormaz bu insanlar neden ülkelerini terk edip göçmen, ya da moda terimle “düzensiz göçmen” oluyor diye…
Biliyorum kafalarınız iyice karışacak ama, göçmen deyip geçmemeli. Bu insanların bir kısmı “mülteci”, diğer bir kısmı da “sığınmacı” kategorisindeymiş ve uluslararası hukuka göre de bunların her birinin hakları farklı farklıymış…
BM Uluslararası Göç Örgütü’nün 2022 Dünya Göç Raporu’nda, 2020 itibarıyla dünya genelinde 281 milyon göçmen bulunuyormuş. Bir önceki yıla göre yüzde 3,5 artış gösteren göçmen nüfusunun 135 milyonu kadın ve 146 milyonu ise erkekmiş…
AA’ya göre dünya nüfusunun %3,6’sı göçmenmiş…
Göç İdaresi Başkanlığı, Türkiye’deki göçmen sayısının 4 milyon 893 bin 752 olduğunu açıklamış…(*)
Birleşmiş Milletler ’in yayınladığı “Dünya Göç Raporu” raporuna göre, çeşitli ülkelerden insanlar evlerini, ülkelerini, çatışma ve doğal afet gibi birtakım zorlu koşullar altındayken terk etmek zorunda kalıyorlar. Tahminlere göre 2019 yılında yaklaşık 271 milyon 642 bin 105 uluslararası göçmen bulunuyor. Son otuz yılda uluslararası göçmen sayısı yaklaşık %78 oranında artış göstermiş…
Göçmenlerin dünya nüfusuna oranı 1990’da %2,9 iken, 2019’da %3,5’e yükselmiş. Bu oran 2019’da 7,7 milyarlık dünya nüfusunda yaklaşık her 30 kişide bir kişiye denk geliyormuş.
50 milyondan fazla kişiyle en çok göç alan ülke ABD imiş…
DESA’nın (Department of Economic and Social Affairs) 2019 raporuna göre uluslararası göçmenlerden 141 milyonu Avrupa ve Kuzey Amerika’da yaşıyormuş. ABD, 1970 yılından bu yana uluslararası göçmenler için ilk hedef ülke konumunda olmuş. 2019’da 50 milyondan fazla uluslararası göçmen bulunduran ABD, dünyada en çok göçmene ev sahipliği yapan ülke. Amerika’yı Almanya, Suudi Arabistan, Rusya ve Birleşik Krallık takip ediyormuş. Türkiye’de ise 2019 yılı itibarıyla 5 milyon 876 bin 829 uluslararası göçmen bulunuyormuş.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nde ise 207,313 göçmen bulunuyormuş… Yani, dünya göçmen nüfusunun sadece %0.1’i, ülke nüfusunun %18.2’si imiş…
Suriyeli mülteci sayısı 7 milyona yaklaşmış…
Suriye’de uzun zamandır süregelen olaylar sebebiyle ülkeden çıkış yapan mültecilerin sayısı yaklaşık 6,7 milyona ulaşmış… Afganistan ise 2,7 milyon mülteci sayısı ile ülkeyi Suriye’den sonra dünyadaki en büyük ikinci menşe ülke konumuna getirmiş…
Türkiye en çok mülteciye ev sahipliği yapan ülke imiş…
Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü’nün Küresel Eğilimler 2019 raporuna göre Türkiye’ye mülteci ve sığınmacı olarak gelen yaklaşık 3,7 milyon Suriye vatandaşı bulunuyormuş… Türkiye, son 5 ardışık yıldır dünyadaki en büyük ev sahibi ülke konumunda. Ayrıca Türkiye, diğer milletlerden 330 bine yakın kayıtlı mülteci ve sığınmacıya da ev sahipliği yapıyormuş… (**) 2019 raporuna göre en çok mülteci bulunduran ülkeler arasında ikinci sırada Kolombiya ve Pakistan yer alırken, 1 milyonun üzerindeki mülteci sayısı ile Almanya da en çok mülteciye ev sahibi yapan ülkeler arasında dördüncü sırada yerini alıyormuş.
1990-2010 döneminde Türkiye’de 1,2 milyon seviyelerinde göçmen nüfusu var iken 2010’dan sonra bu nüfusa 4,5 milyon eklenmiş… (***)
Gelin, rakamlar içinde daha fazla boğulmadan, bazı gerçekleri belirlemeye çalışalım:
1. Üstte de değindiğimiz gibi, dünyamız emperyalist tekeller tarafından yönetilen küçücük bir köy haline getirilmiştir.
2. Bu dünya adlı köyün tüm servetinin %45,8’i (yaklaşık 8 milyar) nüfusunun sadece %1.1’ine; %39,1’i nufusunun %11,1’ine; %13,7’si, nüfusunun %32’sine ve % sadece 1,3’ü ise nüfusunun %55’ine ait olduğu gerçeği halı altına süpürülmekte, nedenleri üzerinde durulmamaktadır.
3. Böylesine korkunç bir servet adaletsizliğinin olduğu bir dünyada insanların daha iyi bir yaşam için, servetin daha bol olduğu ülkelere göç etmesi doğal bir davranış değil mi?
4. Üstelik, dünya servetinin %45’ine sahip tekeller ve devletler tarafından, servetten çok daha az pay alan ülkeler sürekli savaşlara sürüklenerek, daha da yoksulluğa ve belirsizliğe itilmektedirler.
5. Bakın, en çok göç veren ülkelerin başında Suriye ve Afganistan geliyormuş. Yani, ABD ve müttefiklerinin savaşlarla allak bullak ettiği iki ülke. Şu anda Suriye’de TSK da dahil, bir sürü silahlı güç cirit atmaktadır. “Ülkelerin bölünmezliği” ilkesi çoktan rafa kaldırıldı; ülkeler param parça edildi. Ülkelerin egemenlik hakları çoktan unutuldu; kukla devletler kuruldu. Devletlerin iç işlerine müdahale edilmezlik ilkesini kimselerin taktığı yok artık; ABD, NATO ve BM dünya jandarması oldu.
6. Ama, tüm bunlara rağmen, tüm bunlardan bağımsız bir “göçmen sorunu” olduğu konuşuluyor hep… Akdeniz’de can veren göçmenlerin hikayeleri duygusal bohçalara sarılıp sarmalanmakta, suçlu emperyalistlerin masalarına meze yapılmaktadır. Sözde göçmen hakları kuruluşları gene bu emperyalist odaklarca fonlanarak senaryolar yazdırılmaktadır.
7. Masum insanları göçe zorlayan emperyalist politikalardır.
8. İnsanların göç yollarında ölümlerinin sorumlusu emperyalist politikalardır.
9. Aynı emperyalist odaklar, şimdi anti göçmen politikalarıyla birçok ülkede faşizmi inşa etmekle meşguldürler.
10. Göçmen (mülteci/sığınmacı) sorununun kaynağı emperyalizmdir. Bu sorunu, emperyalizmi dünya üzerinden kazımadan çözmek mümkün değildir.
__________________________________________
(*) Ülkelere göre göçmen sayısı detayları için şu linke tıklayın:
(**) Ama nedense, bu tür raporlar bize Türkiye’nin bu göçmenleri Türkiye’de tutarak, Avrupa’ya gidişlerini engellemek için AB’den 3,5 milyar Euro aldığından sözetmezler. Ne de bu göçmenlerin ucuz işgücü olarak kullanıldığından sözedilir.
(***) Arzu edenler şu linke de başvurabilirler:
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-59490801