Bilindiği gibi, Türkiye’de 6 Şubat’ta, aynı gün içinde gerçekleşen iki deprem onbinlerce insanın ölümüne ve onbinlercesinin de yaralanmasına yol açmıştır.
Deprem, aynı zamanda da, Türkiye’nin on ilinin neredeyse haritadan silinmesine yol açmıştır. Felaketin boyutları korkunçtur.
Bu korkunç felaketin baş sorumlusu Türkiye Cumhuriyeti devletidir.
Çünkü;
* Halktan toplanan “deprem vergilerini” amacına uygun harcamamıştır.
* Halktan, AFAD eliyle toplanan bağışları amacına uygun harcamamıştır.
* Yani, deprem durumunda halkın can ve mal kayıbını minimum düzeyde tutmak için gerekli hazırlığı yapmamıştır.
Ya, ne yapmıştır?
* İmar affı, imar barışı gibi süslü laflarla, halkın oyunu alacak, popülist ama yanı zamanda da bilim dışı adımlar atmıştır. İnsanlara yuva değil, mezar hazırlamıştır.
* Rant ve oy hesaplarıyla deprem üreten fay hatları üzerinde, depreme dayanıksız binaların yapılmasına göz yummuş, gerekli denetimleri yapmamıştır.
* Depremin ilk iki günü halkın yardımına koşmamış, halkı çaresizlik içinde yakınlarının enkaz altında ölmesini seyretmeye mahkum etmiştir. İlk iki gün, siviller kendi ölü ve yaralılarınını kendi çabalarıyla çıkarmışlardır.
* Gerekli iş makineleri sevkedilmemiş, sevkedilenler kullanılmamıştır.
* NATO’nun en büyük ordularından biri olarak övündükleri TSK’ni ve olanaklarını ilk iki gün kullanmamış, müdahale edilmemiş binlerce enkazın altında onbinlerce insanın ölümüne sebep olmuştur.
* Tüm bunlar yaşanırken, yağma olaylarını abartılı bir şekilde mazaret göstererek ve gerek iş aletlerine el koyup enkazlarda kullanmak için ve gerekse TSK’ni kullanabilmek için OHAL ilan etmeleri gerektiğini ileri sürerek, Cumhurbaşkanı’nın talebiyle TBMM’den OHAL kararı çıkartmışlardır.
OHAL’in esas amacının halkın kabaran öfkesini engellemek olduğundan kimsenin şüphesi olmamalıdır.
Devlet yapması gerekenleri yapmayarak halkın yanında olmadığını kanıtlarken, halk imrenilecek bir dayanışma örneği sergileyerek, deprem bölgelerine yardım yağdırmıştır. Gerek ülke içinden ve gerekse yurt dışından, hele de her fırsatta Türkiye halklarına “düşman” diye sunulan Yunan ve Kıbrıs Rum halklarından gelen yardımlar çok anlamlıdır; halkların kardeş olduğunun göstergesidir.
Bu durumda, yaşanan felaketin sorumlusu ne doğadır, ne de halk!
Felaketin sorumlusu insan hayatına zerre değer vermeyen sermayedarlar ve onların yönettiği T C devletidir.
Bu nedenle, bu felaketin sorumlularınca organize edilen hiçbir yardım kampanyasına rağbet etmeyiniz!
Gerek TC devletinin, gerekse KKTC devletinin “yardım” adıyla yapacağı maaş kesintilerine karşı çıkın!
Burjuva sermayedarların ve onların desteklediği siyasilerin yol açtığı böylesi felaketlerin cezasını halka ödetmelerine göz yummayın!
Bu felaketin cezasını onlara ödetmek için örgütlenin!