Cyprus Mail, 31 Aralık tarihinde Kıbrıs’ın kuzeyindeki ekonomik durumla ilgili görüş niteliğinde bir makale yayımlayarak, Kıbrıs’ın kuzeyinin Türkiye’ye ekonomik bağımlılığının federal çözümle çözülebileceğini yazdı.
Çeviri: GazeddaKıbrıs
Kıbrıslıtürklerin kuzey ekonomisinin durumuna ilişkin umutsuzluğu anlaşılabilir. TC Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kötü bir durumu daha da kötüleştiren alışılmışın dışında ekonomi politikalarının yıkıcı etkilerinden acı çekiyorlar.
Bu yıl Türk Lirası, değerinin yaklaşık yüzde 60’ını kaybederken enflasyon yükseldi. Bağımsız gruplar bunu yüzde 50’ye, hükümetin yüzde 21’lik rakamının iki katından fazlasına koydu. Kuzey ekonomisinin 2021’de şaşırtıcı bir şekilde yüzde 16 oranında daraldığı bildiriliyor.
Kaçınılmaz olarak, Kıbrıslıtürklerin satın alma gücü büyük bir darbe aldı ve bu da nüfusun geniş kesimlerinin, hatta kamu sektöründe çalışanların bile yoksullaşmasına yol açtı. “Hükümet”in, kontrol altına alınmış gibi görünmeyen yüksek enflasyon oranı göz önüne alındığında çok az fark yaratacak olan asgari ücreti artırma vaatlerine rağmen, yeni yıl için beklentiler pek iyi görünmüyor. Erdoğan’ın faiz oranlarını düşürerek fiyatları kontrol etme fikri ekonomik rasyonaliteye dayanmıyor.
Umutsuzluklarının bir işareti olarak, binlerce Kıbrıslıtürk Salı günü ‘Yoksullaşmaya hayır’ ve ‘İstikrarlı para birimi’ sloganları atarak durumu protesto etmek için sokaklara döküldü, yaşam kalitelerinin daha da azalmasına tahammül etmeyeceklerini söyledi ve günlerin geçmesiyle eylemlerin artacağı konusunda uyardı.
Öfkeleri anlaşılabilir olsa da protestolarının anlamsızlığından kaçış yok. Kuzeydeki durum, liranın düşüşünü veya yükselen fiyatları durduracak güce sahip olmayan rejimin kontrolünün dışında. Kriz tüm Türkiye’yi etkiliyor ve ‘KKTC’ sadece bunun bir parçası değil, finansal olarak tamamen Ankara’ya bağımlı.
Herkes bunun farkında, ancak protestolar muhalefet partileri tarafından önümüzdeki ay yapılacak ‘parlamento’ seçimleri öncesinde destek toplamak için kullanılıyor. Söylemeye gerek yok, muhalefet partilerinin zaferi, Ulusal Birlik Partisi’nin iki devletli çözüm gündeminin bir yenilgisi olsa bile, ekonominin durumunda en ufak bir fark yaratmayacak. Belki daha fazla seçmen, istikrarlı bir para birimi olan Euro’ya olan taleplerinin ancak federal bir çözüm yoluyla karşılanacağını ve kuzeyin Türkiye’ye olan ekonomik bağımlılığının sona ereceğini anlayacaktır.
Türkiye’nin bir eyalet yerine federal bir Kıbrıs’ta AB’nin bir parçası olması, kuzey için birçok ekonomik fayda sağlayacak ve insanların hayatlarının düşürülmesini durduracaktır.