Kıbrıs’ta Kıbrıslı bir çözüm mümkün değildir.
Bunun sebebi birilerinin buna izin vermediği veya vermeyeceğinden değil Kıbrıslıların bunu yapabilecek cesaret ve iradeye sahip olmamalarıdır.
Kıbrıs’ta gerek Kıbrıslıtürk toplumu gerekse Kıbrıslırum toplumu 1974’ün ardından farklı ve çeşitli sebeplerle korkak ve pısırık bir çekilde kendini geliştirdi.
Her iki tarafdaki şövenist propogandanın “devlet” politikası haline gelmesi bunu pekiştiren en önemli faktörlerden biri olmuştur.
Yıllardır Kıbrıs’ın her iki tarafında “Kıbrıs’ta Barış Engellenemez” diye bağıranlar slogan atmaktan başka hayatı dönüştürücü, normalleştirici adım attığını görmek çok mümkün değildir.
Diyeceksiniz ki kapıların açılması bir adım değilmiydi?
Elbette bir adımdı fakat zaten açmaktan başka da bir çareleri yoktu.
Louzidou davası ve Kıbrıslıtürk toplumunun sokaktaki isyanı zaten bunu mecbur bırakıyordu.
Bunun yanında güneyde AKEL’in kuzeyde ise CTP’nin tarih kitaplarında kendi dönemlerinde yaptıkları değişikleri de hesaba katarsak 40 yılda bunların dışında başka da bir adım atılmadı.
Siyaset toplumun önüne geçip, yol gösterip, geleceği şekillendirmek için adımlar atamadı.
Federal Kıbrıs söylemi pratiğe yansıtılmadı.
Geçen zamanda bu değişimler olacağına “çözüm siyaseti” kendi statükosunu yarattı.
Öncelikle Ankara’nın çıkarlarını gözeten, onların çizdiği çizgiler dışına çıkmayan bir çözüm politikası ile karşı karşıya kaldık.
Maraş’ın iade edilmesi, askerlik sorunu, yerleşim yerlerine orijinal isimlerinin iadesi gibi konular tartışıldığında karşımızda “bütünlüklü çözüm” söylemini bulduk.
Ne demek peki “bütünlüklü çözüm”?
Yani Kıbrıs sorunu topyekün çözüldüğünde bu saydığımız konular gibi diğer bütün konularda çözülecekti.
Fakat geçen 40 yılda değişen dünyada, yaşadığımız bilgi ve teknoloji çağında 74 ayarlarının eskide kaldığını kimse ne görmek istedi ne düşünmek.
Bugün Glapsides sahilinde, Mağusa Limanında, tutun Acapulco’dan Vasilya’ya kadar var olan askeri birliklerin naptığını kimse size izahat edemez.
Hamitmandrez tepelerinde askerin kime karşı nöbet beklediğini ne kadar düşünseniz bulamazsınız.
Kıbrıslırumlar Girne’de rulet oynarken Lokmacı’da çapraz nöbette askerlerin yüz yüze beklemesini boşuna anlamaya çalışmayın.
Diyeceksiniz ki; efendim ateşkeş koşullarında yaşıyoruz, güvenlik ihtiyacımız var?
Siz silah doğrultuklarınızla mı barış yapacaksınız diye sorarım ben de size…