Her akşam günü bir zam haberiyle kapıyoruz.
Her sabah güne TL’nin değer kaybetmesiyle başlıyoruz.
Geçinemiyoruz.
*
Bankalara borcu olanlar neredeyse borcunu ödeyemez hale geldi.
Döviz üzerinden borç ödeyenleri kur,
TL üzerinden borç ödeyenleri faiz bitiriyor.
Geçinemiyoruz.
*
Orta sınıf kişiler nereden kısamaya başlayacağının hesabını yapıyor,
Dar gelirliler “daha neyi kısayım” diye iç çekiyor
Hayatın hesabı içinde gittikçe küçülen rakamlara dönüşüyoruz
Geçinemiyoruz.
*
Hükümet toplumsal seferberlik diyor, zengine dokunmuyor
Sendikalar toplumsal seferberlik diyor zümrelerine dokundurmuyorlar
Herkes hiçbir şey değişmeden her şey devam etsin istiyor
ama herkes bir diğerini seferberliğe davet ediyor
ve hayat akıp gidiyor
Geçinemiyoruz
*
Ekonomi Bakanı müjde verir gibi elektriğe zam yolda diyor
Çaresizliğini ve öfkesini sosyal medyada ifade eden insanları “sosyal medya kahramanı” diye küçümsüyor
Halbuki unuyor ekonomi bakanı, ne ekonominin, ne kullandığı paranın üzerinde egemen olmadığını
ve o sırada benzine yine zam geliyor
Geçinemiyoruz.
*
Güvencesiz ve kırılgan bir hayat bu
50 yıllık garantörümüzün bir teveccühü…
50 yıllık arada kalmışlığın,
50 yıllık iplerinden kopamayan kukla-oluşların bir neticesi…
Şimdi herkes öfkeli, boşlukta salınıp salınıp kaybolan kötü bir rüzgarın izleri gibi,
Geçinemiyoruz.
*
Bu sabah kahvaltıda bir dilim ekmek az yedim
Bir bardak su az içtim
Her ay aldığım kitapların sayısını azalttım
Gideceğim mesafeleri kısalttım
azar azar uzun bir yolculuğa çıkıyoruz
Geçinemiyoruz.
*
Olağan üstü koşullarda olağan önemler alınarak geçer sanılıyor,
Olağan üstü koşullarda olağan direnişlerle altından kalkarız sanılıyor,
Nasıl ki yıllarca olağan üstü koşullarda olağan yaşamlar sürebileceğimiz yanılgısıyla yaşadık
İşte şimdi idrak etmenin zamanıdır bu topraklarda olağan üstü olanın kural olduğunu
Geçinemiyoruz.
*
Bu ülkede çıkacağımız tek sefer kendimizi yeniden var kılma seferidir
Konformizmlerimizin, sendikal ve bürokratik statükolarımızın içine sığınarak değil,
Kendimizi yerinden ederek yeniden yaratma seferi…
Her şeyin aynı kalmasını isteyerek hiçbir şeyi değiştiremeyiz,
Hiçbir şeyin altından kalkamayız, kendimiz aynı yerde çakılıp kaldıkça
Evet, geçinemiyoruz ve
Sözden kaçan bir çığlık gibi iplerimizi koparmanın zamanıdır
Yeniden fakat bu kez telafisiz bir şekilde.