• Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
Çarşamba, Aralık 31, 2025
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
11 °c
Nicosia
11 ° Per
7 ° Cum
  • ANA SAYFA
  • YAZARLAR
    • GAZEDDA YAZARLARI
    • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • PENNA
    • DÜNYADAN YAZARLAR
      • PROJECT SYNDICATE
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
  • SÖYLEŞİ
  • BELLEK & TARİH
    • YERİN HAFIZASI
  • TÜM İÇERİK
    • HABER ARŞİVİ
      • KIBRIS
      • DÜNYA
      • KORONAVİRÜS
    • MULTİMEDYA ARŞİVİ
      • GAZEDDAPOD
      • GAZEDDAWEBTV
  • ANA SAYFA
  • YAZARLAR
    • GAZEDDA YAZARLARI
    • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • PENNA
    • DÜNYADAN YAZARLAR
      • PROJECT SYNDICATE
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
  • SÖYLEŞİ
  • BELLEK & TARİH
    • YERİN HAFIZASI
  • TÜM İÇERİK
    • HABER ARŞİVİ
      • KIBRIS
      • DÜNYA
      • KORONAVİRÜS
    • MULTİMEDYA ARŞİVİ
      • GAZEDDAPOD
      • GAZEDDAWEBTV
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
Bulamadık
Tümünü Gör

UBP-DP azınlık hükümetinin asgari ücret sevdası… – Mustafa Onurer

Mustafa Onurer Mustafa Onurer
15 Ocak 2022
Okuma Süresi: 5 dk
A A
0
https://bsky.app/profile/gazeddakibris.bsky.socialhttps://www.threads.net/@gazeddakibris

2. BÖLÜM

UBP-DP hükümetinin rekor sayılabilecek bir süratle yeni asgari ücreti belirlemesinin nedeni neydi sizce?

Asgari ücret tarihinde, bir oturumda belirlenen asgari ücret ben hatırlamıyorum, hatırlayanlar bizlere de hatırlatsın lütfen. Üstelik, devlet temsilcisi ve “işçi temsilcisi”nin oylarıyla… Üstelik, işveren temsilcisinin protesto edip terkettiği bir toplantıda…

Duyan da, KKTC’de “işçi iktidarı-proletarya diktatörlüğü” var sanacak; işçi-devlet el ele!

Sermayedarlar çaresiz, toplantıyı terk etmek zorunda kaldılar! İtiraz edeceğiz deseler de, işin gerçeği, iktidarın işçi aşkı karşısında teslim oldular…

O zaman, “yaşasın işçi, emekçi dostu, asgari ücret sevdalısı UBP-DP koalisyonu!”

Ve bu “sevda” işveren kesiminin “itirazlarına” rağmen devam etmiş ve tekrardan iktidar ve işçi temsilcilerinin olumlu ve işveren temsilcisinin olumsuz oylarıyla kabul edilmiştir.

Nasıl ama, güzel bir mizansen değil mi?

Bu durumda, asgari ücretli bir işçi olarak 23 Ocak’ta yapılacak milletvekilliği seçimlerinde hangi partiye oy verirdiniz?
Şüphesi olanlar, işçi tarafını temsil eden sendikalara sorsun. Hatta soruldu bile.

Cevap; “Hükümet temsilcilerinin de desteğiyle belirlediğimiz yeni asgari ücret ilk kez kamu başlangıç maaşının üstünde bir rakamdır, işçilerimize hayırlı uğurlu olsun!”

Bu Oyunu Bozmak Lazım

Tam bir mizansen, tam bir çadır tiyatrosu…

Hakkını vermek lazım, bütün taraflar rollerini güzel oynuyor ama, UBP-DP Azınlık Hükümeti bir başka. Seçim öncesi işçilerimize yeni bir asgari ücret hediye etmek için canla başla çalıştılar. Bunu elde etmek için işverenleri küstürmeyi bile göze aldılar. İşçi kesimini temsil ettiğini iddia eden sendika ile anlaşarak asgari ücrete son halini verdiler.

İşverenler Sendikası temsilcisi bu rakamın (7.000 TL) kabul edilemez olduğunu, uygulanması halinde birçok işyerinin işçi atmak, ya da kapısına kilit vurmak zorunda kalacağını iddia etmektedir. Hatta, itirazlarına rağmen tekrardan işçi ve devlet oylarıyla aynı rakam kalması üzerine, “seçim yasakları içinde asgari ücret belirlenemez!” diyerek mahkemeye başvuracaklarını dahi telafuz etmeye başladılar.

Ne dersiniz, bu da mizansenin ikinci perdesi olabilir mi?

Mümkün; mahkeme sonuçlanıncaya kadar yenisi değil, eskisi ödenir. Sonrası allah kerim.

Nasıl olsa, seçimler yapılmış, oylar devşirilmiştir…

Büyük sermaye kesimlerinin, “bu asgari ücreti birçok işyeri ödeyemeyecek, ya işçi çıkarmak, ya da işletmesine kilit vurmak zorunda kalacaktır!” söylemi neyi hedeflemektedir?

Bu söylem, aslında çok küçük sermaye ile iş çevirmeye çalışan küçük esnafı işçi ile karşı karşıya getirme taktiğinden başka bişey değildir. Küçük esnafın zor durumda olmadığını iddia edecek durumda değiliz. Hatta, sürekli iflas etme tehdidi altında oldukları da doğru. Tamam da, bunun sorumlusu, nedeni asgari ücret miktarı mı?

İşveren örgütleri, hatta küçük esnaf örgütleri bile ekonomik zorluklarının sebeplerinin başına işçilere ödedikleri “yüksek” ücretleri koymaktadırlar. Nerdeyse, asgari ücretli işçilerin durumunun işletme sahiplerinin durumundan daha iyi olduğunu iddia edecekler. Durum buysa, onlara bir tavsiyemiz olacak; sefil işletmenizi kapatıp, daha avantajlı olduğunu iddia ettiğiniz asgari ücretle bir işe giriniz…

İşte bu noktada hemen “girişimci ruh” ya da “rekabetçi ruh” ve hatta “vatan için üretim aşkı” devreye girer; “ama biz üretmek istiyoruz” diye karşılık alırsınız. İyi, güzel, “girişimci ve rekabetçi ruhunuzu” koruyun, hatta “vatan için üretme aşkı”nızı da, ama bilin ki; bütün bunlara karnımız tok, yemiyoruz!

Çünkü, bütün bunlar işin “edebiyat” kısmı! İşin esası ise kardır. Hiçbir girişimci, hiçbir sermaye sahibi sermayesini “aşk” için riske atmaz. Sermaye çoğalmak için vardır; sürekli büyümek, daha da büyümek, en büyük olmak… Sürekli büyümek için artı değeri sürekli büyütmek lazım. Sürekli büyümek için girdi harcamalarını sürekli kısmak lazım. Sürekli büyümek için rakiplerin büyümesini engellemek lazım. Sürekli büyümek için, önündeki engelleri kaldırıcı kararlar üretecek siyasal otoriteye sahip olmak lazım…

Bu gerçekler dikkate alındığında, küçük esnaf denen kesimin tek derdinin işçilerine ödediği asgari ücret olmadığı görülecektir. Hatta, onun derdini tek anlayabilecek sosyal sınıfın bu asgari ücretli işçiler olduğu da görülecektir.

Küçük esnafın düşmanı işçiler değil, kendini de onlardan biri sandığı büyük sermayedarlar, büyük burjuvalar sınıfıdır. Halbuki, küçük esnaf bu büyük burjuva sınıfına ait değildir. O, olsa olsa, büyük burjuvaziye işçileri daha çok sömürmesi ve servetine servet katabilmesi için yardımcı olan ve kendini işveren olarak görüp gururlanan, ama büyük sermayenin masasından dökülen kırıntılarla yetinen sefil bir küçük burjuvadır. Unutmadan ekleyelim; o, aynı zamanda sürekli büyümek ve büyük burjuva olma hayalleri de kuran bir sefil küçük burjuvadır…

Küçük burjuvazinin bu sefil yaşamdan kurtulması, işçileri kendi varlığına rakip görmesiyle değil, tersine, işçilerin de sefaletinin sorumlusu olan ortak düşmana karşı ortak mücadelenin başlatılmasıyla olacağını görmesi lazım.
Bu ortak düşman kapitalizmdir; üretim araçları üzerindeki mülk edinme biçimidir, kapitalist üretim ilişkileridir.

İşte bu gerçekleri görmediği sürece, burjuvazinin bu asgari ücret mizansenine inanmaya, hatta katkı koymaya ve işçilerle beraber kendi kuyusunu da kazmaya devem edecektir.

Mustafa Onurer

Mustafa Onurer

Yeniden Merhaba!
Mustafa Onurer

Yeniden Merhaba!

Mustafa Onurer
24 Aralık 2025
Direnişin Anası Bilim Olmalı! Ama, Hangi Bilim?
Mustafa Onurer

Direnişin Anası Bilim Olmalı! Ama, Hangi Bilim?

Mustafa Onurer
21 Mart 2025
“36 tane üniversite ön açma izni verirsen, denetleyemezsin”
Mustafa Onurer

CTP ne öneriyor ve Tatar’dan farkı ne? | Mustafa Onurer

Mustafa Onurer
23 Eylül 2024
Narin’i kim öldürdü? | Mustafa Onurer
Mustafa Onurer

Narin’i kim öldürdü? | Mustafa Onurer

Mustafa Onurer
9 Eylül 2024
Devam Et
Gazedda

© 2025 Gazeddakıbrıs - Copyleft

  • Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Bulamadık
Tümünü Gör
  • Ana Sayfa
  • HABER
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
    • KİTAP & KÜLTÜR & SANAT
    • KORONAVİRÜS
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • KARŞI AKIM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • YAZARLAR
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • DÜNYADAN YAZARLAR
    • RÖPORTAJ

© 2025 Gazeddakıbrıs - Copyleft

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız. Gizlilik ve Çerezler Politikası sayfamızı ziyaret edin.