AB, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne 5 yıllık (2021-2026) “Ulusal Kurtarma ve Sürdürülebilirlik Plan kapsamında 4.4 milyar Euroluk destek yapacak.
21 milyar 395 milyon 352 bin 339 TL olan Kuzey Kıbrıs’ın 2019 yılı Gayri Safi Milli Hasıla rakamının bugünkü Euro kuru ile karşılığı 2 milyar 115 milyon Euro oluyor.
Başka bir deyişle 2021 – 2026 arası Kıbrıs Cumhuriyeti AB’den 2019 yılında kktc’nin kayıtlı ekonomik faaliyetlerinin 2 katını alacak.
Kuzeyde 2020 yılında %14 civarında bir daralma bekliyoruz. 2021 yılında ise toparlanma olacağına dair bir ümit yok. Muhtemelen %14 sonrasında, beklentilerin aksine %3,5 – 4 bandında bir kez daha daralarak rekor kıracağız.
2019’daki seviyeye gelmek için %4 oranında sürekli bir büyüme hedefi koyarsak, belki 5 yıl sonra 2019’daki noktaya gelmiş olacağız.
Yani, statüko devam ettiği sürece 2026 yılında biz 2019 seviyesine belki ulaşacağız. Kıbrıs Cumhuriyeti ise 2026 yılına kadar bizim ulaşmayı hedeflediğimizin 2 katını destek olarak alacak…
Bunlar tartışma kaldırmayan somut gerçekler…
Tabi bu gerçeklere göre olası tepkilerin de önemli olduğunu düşünüyorum…
Mesela bu haberin ardından bir kesim “yaygarayı koparıp” AB’nin adil davranmadığını söyleyecek.
AB ise onlara Cenevre’deki fantezilerini hatırlatacak.
Kıbrıs Türk toplumu ile oluşturulmuş ilişki çerçevesinden sapmaları gündeme getirecek…
İlgili BM kararlarını hatırlatacak…
Bunun üzerine, “mağdur edebiyatı” ile BM’yi suçlanacak…
BM onlara Cenevre’deki fantezileri hatırlatacak…
Kıbrıs Sorunu çözümü ile ilgili parametreleri hatırlatacak… 186 numaralı karar, 550 numaralı karar, Maraş’taki hamle falan diyecek…
Dışarıya dönük “yaygara” sona erince içeriye dönük yaygara başlayacak.
Önce, “Türkiye’den en iyi parayı biz alırız” denilecek…
Türkiye ise gerçekleşmeyen ekonomik protokolleri hatırlatacak.
Yapılmayan reformları söyleyecek. Eksiklikler hatırlatılıp sonra da ama Cenevrede iyi konuştun başkan deyip sırt sıvazlanacak… Muhtemelen ardından da, 600 ile 700 milyon TL arasında bir yardım yaptım gelecek…
Daha yardımın miktarının euro karşılığı hesaplanmadan bir bakacağız bu yardımın aslan payı “Güvenlik Kuvvetleri” için ayrılan kaleme gitmiş olacak.
Kamu yatırımı olmayacak…
Çarpan etkisi de olmayacak…
Zor durumdaki ücretliler zırnık almayacak, küçük işletmeler hava alacağını anlayacak…
Ama ekonomi batıyor, güvenlik için bu harcama lüks deyen olsa birileri çıksa “etkin ve fiili garantiler” denilecek…
Çok ses çıkarana 20 Temmuz’da marşlar, şartlar, egemenlik anlatılacak…
Strateji denilecek, şikayet edenlere 7 buçuk 8 diyenler olacak. Sendikalara yüklenecek. Muhalefet ses etmeyecek…
Bu arada zaman geçecek…
Adanın AB tarafı muhtemelen sağlanan bu yardımdan bir biçimde faydalanıp ilerlerken, biz kaybettiğimiz eşeği bulduğumuz yere gelmiş olacağız…
Buna da heralde Kıbrıslı Türk usülü “geleceğe yürümek” diyeceğiz.