Ekonomist Thomas Piketty’nin kurduğu Paris merkezli Inequality Lab tarafından paylaşılan Dünya Eşitsizlik Raporu’nun 2021 sonuçlarına göre en tepedeki %1, 1990’ların ortasından bu yana biriken tüm ek servetin %38’ini; en alttaki %50 ise bu birikimin sadece %2’sini aldı.
BBC Türkçe’nin aktardığına göre, bugün küresel eşitsizlik, batı emperyalizminin zirvede olduğu dönemle aynı seviyede.
Ekonomistler, eşitsizliği gidermeye yardımcı olmak için servetin yeniden dağıtılması gerektiğini söylüyorlar. Servet vergisini öneren ekonomistler vergi kaçakçılığına karşı daha sert önlemler alınması için çağrıda bulunuyorlar.
Raporda, “Dengesiz servet birikimi göz önüne alındığında, mütevazı ve kademeli vergiler hükümetler için önemli bir gelir kaynağı olabilir” deniyor.
En eşit bölge olan Avrupa’da en zengin %10 gelirin %36’sını alıyor. Orta Doğu ve Afrika için bu oran %58. Rapora göre bir yetişkinin yıllık ortalama kazancı 23.380 dolar; varlığı ise 102.600 dolar seviyesinde.
Ancak bu ortalamalar ülkeler arasındaki uçurumu gizliyor, zira dünyanın en zengin %10’u küresel toplam gelirin %52’sini kazanıyorken, en yoksul %50 bu gelirin sadece %8’ini kazanıyor.
En zengin %10 ortalama 122 bin 100 dolar alırken, en yoksul %50 ortalama 3 bin 920 dolar kazanıyor.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinde iyileşmenin yavaş olduğunu belirten rapor, küresel gelir ve servet eşitsizliklerinin ekolojik eşitsizliklerle ve ülkelerin iklim değişikliğine yaptıkları katkıyla yakın bağına dikkat çekiyor. Ülkeler arasında ve ülkelerin içinde en tepedeki %10 en fazla salımı yapmaya devam ediyor.
Hükümetlerin net serveti ile özel ve kamu sektörünün net serveti arasındaki boşluğa dikkat çeken rapor, ulusların zenginleşirken hükümetlerin fakirleştiğini belirtiyor.
Rapor, zengin ülkelerde kamu kurumlarının elindeki servetin payının sıfıra yakın veya negatif olduğunu altını çiziyor. Yani bu ülkelerde servetin tamamı özel aktörler tarafından kontrol ediliyor.
Rapora göre bu eğilim, GSYH’nin %10-20’sini özel sektörden borç alan hükümetler için COVID-19 kriziyle kötüleşti.
Raporun başyazarı Lucas Chancel, “COVID-19 krizi, çok zenginler ile nüfusun geri kalanı arasındaki eşitsizlikleri derinleştirdi. Ancak zengin ülkelerde hükümet müdahalesi yoksullukta büyük bir artışı engelledi, yoksul ülkelerde durum böyle değildi. Bu, yoksullukla mücadelede sosyal devletlerin önemini gösteriyor” dedi.
Hükümetlerin servetlerindeki düşüş, eşitsizlikle ve iklim değişikliği gibi temel zorluklarla mücadele kapasitelerini sınırlıyor. Özel servetteki artış da ülkeler içinde ve dünya düzeyinde eşitsiz oldu. Küresel milyonerler son birkaç yılda küresel servet artışının orantısız bir payını ele geçirdiler.