22 Mayıs ile 3 Temmuz 1958 tarihinde Fazıl Önder, Ahmet Yahya öldürüldü; Ahmet Sadi Erkurt, Abdurrahman Candaş, Mustafa Ali, Hasan Ali, Arif Hulusi Barudi isimli Kıbrıslıtürk muhalifler saldırıya uğramıştır.
Bu tarihlerde gerçekleşen saldırılarda 26 Mayıs 1958 tarihli “TMT Merkez Komitesi’ imzalı bir bildiri katledilen Kıbrıslıtürkler için “hak ettikleri cezayı buldukları” söylenmiş “Teşkilatımız tarafından öldürülen vatan hainleri senin en büyük düşmanındır.” denilmiştir. 31 Mayıs 1958 tarihli bir başka TMT bildirisi ise Ahmet Yahya’nın öldürülmesinden sonra “gerçek Türk olmayan bir hain daha vurucu timlerimiz tarafından yok edilmiştir” demiştir.
Aslında TMT’nin 1 Ağustos tarihinde kurulmadığını gösteren belgelere rağmen kuruluş tarihi mitinin sebebi TMT’nin Kıbrıslıtürk toplumunda işlediği cinayetlerin üstünü örtme niyeti taşıdığı açıktır. Utanılacak gerçeklerimizle yüzleşememe korkusudur.
Hal böyleyken, gelenekselleştirilen 1 ağustos “kutlamaları” tam olarak ne anlama gelmektedir ?
Seçici belleğimizde belirlediklerimiz, üstünü örttüğümüz utançlarımız ise denktaşizmin devamlılığından başka bir işe yaramamaktadır.
Toplumu dönüştürme, barış kültürünü tesis etme sterilize edilmiş alanların dışına çıkabildiğince başarılı olacağı açıktır.
Bunun için gönül ister ki, barıştan, federasyondan ve ada toplumlarının bir arada yaşayabileceğini savunanları temsil ettiğini ifade edenler, bu konuda adımlar atabilsin.
Gerçeklerle yüzleşmeden, belleğimizdeki travmaları aşabilmemiz mümkün değildir. Sağlıklı bir toplum yapısı kurmak isteyenler önce geçmişle yüzleşmelidir.
Belki o zaman acıların bayramının olmadığı, hataların sessizleştirilmediği bir gelecek de hayal edebiliriz.