Gazedda Ekonomi Bülteni
Stratejik minerallerin yeni bir çatışma alanına döndüğü artık açık bir gerçek. Özellikle Hollanda’nın 2025 yılından sonra, Britanya ve Fransa’nın da 2040 yılından sonra petrol ve dizel yakıt satmayı durduracağı kararından sonra, elektrikli araçların piyasadaki payı artacak. Elektrikli araçlar için gerekli olan piller lityum, kobalt gibi metallere ihtiyaç duyuyor. Ancak şu an sadece 8 ülke lithum üretiyor ve bu 8 ülkenin 3’ü küresel üretimin %93,5’ini (Arjantin, Şili, Çin) gerçekleştiriyor. Kobalt üretimi ise sadece bir ülkede, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde yer alıyor. Ayrıca elektrikli araçların ihtiyaç duyacağı diğer az bulunan elementler ise ağırlıklı olarak Çin’de bulunuyor. Mesela, az bulunan materyallerin %30’u sadece Çin’de ve şu an üretimin %90’ı da yine Çin’deyapılıyor. Yine bir başka gerekli madenlerden olan grafit, nikel, kobalt üretimlerinde de Çin, %50’den fazla rezeri kontrol ediyor.
Görünen o ki, teknoloji geliştikçe ihtiyaç olacak madenlerin özellikleri de değişecek. Küresel piyasalarda bu elementlerin ağırlıklı olarak belli ülkelerde olması, maden fakiri Avrupa ve Amerika ekonomilerinin bağımlılık biçimlerini değiştireceğini şimdiden söyleyebiliriz.
ABD
Amerika Birleşik Devletleri ve İran arasındaki gerilim piyasaya yansımaya başladı. Borsalarda gerilim olumsuz yansırken, gelişmekte olan ülkeler risklerin artmasından dolayı özellikle para değerlerinde düşüşle karşılaştı. Ancak, ABD iç piyasasında ekonomik göstergeler olumlu seyrini koruyor. ABD’De 2. El konut satışlarına yönelik beklenti 2,1% artış olarak beklenirken, 5,34 milyonluk satışla %2,5 seviyesinde bir artış gerçekleşti. Bu Amerikan alt ve orta sınıfın gelir seviyesindeki artışa yönelik önemli bir gösterge olarak kabul ediliyor.
Aynı zamanda bu hafta Çin devlet başkanı Xi Jinping ile Amerika Birleşik Devletleri devlet başkanı Donald Trump görüşmesine kilitlenecek. Dünyanın en önemli iki ekonomisi arasında bir süredir devam eden ticaret savaşlarının nasıl bir seyir izleyeceği bu toplantı sırasında belli olacak. 28 Haziran tarihinde başlayacak G20 zirvesinde 2 gün boyunca müzakerelerin devam edeceğine inanılıyor.
ABD’nin dünya ekonomisine bir diğer etkili kararı ise yakın zamanda FED’in faiz kararı ile olacak. Geçtiğimiz hafta yapılan stres testlerini başarı ile tamamlayan Amerikan bankalarının güven vermesi piyasadaki genel güveni geliştiriyor. Aynı zamanda faiz indirim sinyallerinin arttığı gözlemlenirken, FED’in kararı belirleyici olacak. Olası bir faiz indiriminde piyasaların gelişmekte olan ülkelere yönelme ihtimali artacak. Bu açıdan ABD’deki faiz indiriminin Türk lirasında kısa dönemli olumlu etkiler yaratabilir.
Türkiye
Türkiye’de İstanbul seçimlerinin tekrarlanmasının ardından piyasalarda hareketlenmeler gözleniyor. Seçimden önce, Fitch Ratings Direktorü yaptığı açıklamada “Türkiye’nin negatif olan not görünümünün ‘stabil’e yükselmesi için sürdürülebilir ekonomik düzenlemeler gerektiğini ve enflasyonun düşmesi gerektiğini belirtti. Kredi notundaki risklere değinen Gamble siyasetle ilişkili risklere, seçim riskine dikkat çekti, büyüme modelinde bazı zayıflıklar olduğunu ifade etti.” Ayrıca Gamble “Dış finansman koşullarında kötüleşme olur mu izliyoruz, bunun yanı sıra jeopolitik riskler de var. ABD ile Türkiye’nin S400 konusundaki ilişkileri de bizim için ana odak noktalarından biri” derken ilerleyen dönemleri yapısal reformlar için en uygun zaman olarak nitelendirdi.
İstanbul’da CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun artık İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olması bundan sonraki süreçte Türkiye ekonomisinin düzelmesi için yoğun yapısal programların uygulanmasını gerektirecek. Yakın dönemde bir seçim olmamasından ötürü her ne kadar da yapısal reform için uygun bir zaman dilimi olarak düşünülse de, CHP’ye karşı AKP ve MHP’nin yenilmesinin erken seçim beklentilerini de arttırması gündemde. Aynı zamanda yapısal dönüşüm programından etkilenecek olanların da muhalefetin tabanını güçlendireceği hesaba katılırsa, AKP’nin reform iştahının ne kadar olacağı tartışmalı bir durum alıyor. Ancak eğer hükümet reformları yapmakta daha fazla gecikirse, yıl sonunda ekonomik darboğaz genişlemeye devam edecek.
AB
Avrupa Birliğinde ise, iş yapabilirlik ortamının Haziran ayında iyileştiğine yönelik anlayış hakim olmaya başladı. Ancak, endüstri sektöründe küresel belirsizliklere dayalı düşüş devam ediyor. Avrupa Merkez Bankası tarafından yapılan ankette, 51,8 puandan 52,1 puana yükselen iş yapabilirlik endeksine göre 50 puanın altı iş ortamının daraldığına işaret ediyor. Endeksin 50 puanın üstünde seyretmesi ve hafif bir puan artışının gelmesi hizmet sektöründe durumun genel olarak iyileştiğinden ötürü olduğuna inanılıyor. Genel olarak düşük viteste ancak olumlu yönde hareket eden Euro bölgesi ekonomisinde, her şey olumlu değil.
Mesela Alman otomotiv devi ve Mercedes Benz şirketinin altındaki şirketlerden olan Daimler beklentinin 500 milyon euro civarında kazanç yapacağını açıkladı. Genel olarak otomotiv piyasasındaki gerileme yarattığı istihdam ve katma değer açısından özelde Almanya genelde ise Euro bölgesine olumsuz etki yaratabilir.
Afrika
Afrikakıtasında Sahara altı Afrika olarak bilinen bölgede yapılan son araştırmaya göre, önümüzdeki 30 yılda Afrika nüfusunun 2 kat artacağı ve 10 milyara ulaşacağı düşünülüyor. Mesela 2050 yılında Nijerya’nınnüfusunun 400 milyona ulacağı tahmin ediliyor. Bu Nijerya’nın 2050 yılında dünyanın en kalabalık 3. Ülkesi olması ile sonuçlanacak.