Dün gene herkesin Osmanlı damarı tuttuydu, 1571’de Anadolu’dan gelenlerin torunları olduğunu sananlar çoğunluktaydı, küçük bir iki bilgiyi yeniden hatırlatayım.
Halil İnancık’ın falan kitaplarında bunlar bolca yazar; Osmanlı çok uzun süre nüfus sayımı yapmadı. İlk nüfus sayımı 1830 yılında, Sultan II. Mahmut’un reform hareketlerinin bir parçası olarak gerçekleşir.
Evet, çeşitli defterler var ama bunlar özellikle vergi alma, asker toplama içindi, yani tüm Kıbrıslı Türklerin Konya Karaman’dan geldiği bir şehir efsanesidir, benim dedemin dedesinin dedesi Konya Karaman’dan geldi diyenlere gülümseyin.
‘Osmanlı’da öyle kapsamlı nüfus kayıtları yoktu ki dedenin soyunu bilesin’ deyin gülümseyip devam edin… Göç sürekli daha iyiye doğru hareket eder, yaşam, gelir, koşullar birinden birinin iyi olduğu yere hareket olur, uzun süre kuraklık, çekirge sürüsü gibi bir sürü sorunla uğraşan adaya Anadolu’dan nüfus geldiğini düşünmek de saflıktan başka bir şey değildir.
Yeme içme, benzeri sosyo-kültürel izleri takip ederseniz, Lübnan, Suriye, Filistin’e belki bir miktar da Mısır’a yolunuz düşer, Anadolu değil, bir ihtimal kökünüz bir fellah olarak buralara dayanır. (bu arada kötü düşünmeyin fellah Arapça kır işçisi demek kötü anlamı sonradan elde etti yoksa emekçi demekti)
Gene seyyahların diğer kaynakların yazdıklarına bakarsak, yaşanan sorunlar nedeniyle ada nüfusu dönem dönem boşaldı denecek kadar seyrekleştiğini okursunuz. Yani 1571’de gelenlerin de adada kaldığının garantisini kimse veremez, böyle bir kayıt da yok.
Hatta bilinen kayıt padişah fermanıdır, şuradan şuradan şu kadar kişi şenlendirme için adaya gidecek diye yazılıdır fermanda ama bunların tümünün adaya ulaşmadığı, bazıların yolda kaçtığı da gene Halil İnancık’ın yazılarında verilir.
Nereden anlaşılır, padişah ikinci bir ferman da çıkarır, daha sert, zorlama yapar, yani o güzelim fermanın da ne kadar işlediği bilinmez…
Ayrıca 1571’de Anadolu coğrafyasında etnik yapı da bilinmez, yani adaya gelenlerin sonradan din değiştirenler olup olmadığı bilinmez, yani öyle yörük mörük Türkmen öyküleri de şehir efsanesidir, bunların kesin bilinmesini sağlayacak veri de elde yoktur…
Uzun lafın kısası, 1 Ağustos 1571’de adaya gelen Osmanlıların torunlarıyız, ver mehteri halleri komiktir, bu arada Kemalist olanların da bu kervanda olması da başka bir komikliktir…