Haziran 2022 ve Ocak 2023 dönemlerinde yapılan iki Eurobarometer dalga araştırmaları sonucunda yapılan analizler ve elde edilen veriler ışığında, Kıbrıslıtürk toplumunun genel ekonomik, siyasi ve kültürel alandaki tutumları gözlemlendi.
Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ve Lipa Consultancy şirketi tarafından yürütülen araştırma kapsamında 502 kişilik bir örneklem grubuyla görüşmeler gerçekleştirildi. Bu rapordaki verilerin dünyada ve Kıbrıslıtürk toplumunda devam eden ekonomik dalgalanmaların kişiler ve toplum üzerindeki etkileri ile toplumdaki algıların tespitlerini ortaya koymaya devam eden bir rapor olduğu belirtildi. Rapor içerisinde ayrıca bir önceki raporlama dönemi ve şimdiki raporlama dönemi içerisinde AB27 ülkelerinin sonuçları ile kıyaslamalar da yer aldı.
Sonuçlar şöyle:
Haziran 2022 ve Ocak 2023 dönemlerinde yapılan iki Eurobarometer dalga araştırmaları sonucunda yapılan analizler ve elde edilen veriler ışığında, Kıbrıs Türk toplumu için aşağıdaki önemli bulgular ortaya çıkmaktadır:
Yaşamdan memnuniyet konusunda bir önceki yılın raporuna göre COVID-19’un sosyo psikolojik etkileri daha baskınken, şimdi devam eden ekonomik durum ile ilgili konular ön planda olmaya devam etmektedir. Bu duruma rağmen COVID-19 sonrası genel olarak hayatın ‘normale dönüş’ sürecinde hayattan memnuniyet algısında olumlu yönde pozitif bir artış söz konusudur. Eurobarometer araştırmasına dahil AB27 ülkelerin ortalamasının altında olsa dahi, ülkeler arası 26. sıradan %79 memnuniyet oranı ile 21.sıraya yerleşmiştir. Özellikle sağlık alanında en önemli sorunlar arasında yüksek oranlara sahipken bu araştırmada salgın etrafındaki sağlık konularındaki endişenin giderilmiş olduğu gözlenmektedir.
En önemli iki sorun ekonomik durum ve hayat pahalılığı
Kıbrıs Türk toplumundaki en önemli iki soruna bakıldığında ise çok önemli ve çarpıcı oranlar ile ekonomik durum ve hayat pahalılığı, fiyatların artması ve enflasyon olduğu toplumun çoğunluğu tarafından dile getirilmiştir. Sorunlar olarak sunulan listede Kıbrıs konusu benzer pozisyonda sıralamadaki yerini korumaktadır ve ne çok önemli bir sorun ne de değil şeklinde, daha fazla arka planda kalan sorun olarak görülmektedir. Kıbrıs konusu ile doğrudan bağlantılı konular olsa da bunlar, ekonomik durum ve hayat pahalılığı özellikle en önemli sorunlar şeklinde vurgulanmaktadır. En önemli kişisel sorunlar nelerdir sorusu ile de, toplumsal olarak işaret edilen sorunlar örtüştüğü söylenilebilir.
Bu sonuçlara paralel ülkedeki gelişmelere göre, bir önceki raporda pandemi sonrasında 2021 yılının ikinci yarısındaki dövizin artışı ve Türk Lirasının değer kaybetmesi ile sonuçlanan ekonomik kriz Kıbrıs Türk toplumunda önemli tartışmalara ve zorluklara neden olduğundan bahsedilmiştir. Dövizin ani artışları ve dalgalanmaları ile tüm sektörlerde ve ana tüketim gruplarında yaşanan fiyat artışlarının da sonucunda bir çok tüketim ve hizmet alanındaki alım gücünün düşmesi toplumun her kesimini etkilemeye devam ettiği son araştırma sonuçları ile de teyit edilmiştir.
Bu olumsuz ekonomik ülkesel tabloya ilaveten, 2022 yılının başında Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle bu sefer ekonomik beklentiler olumsuz yönde etkilenmeye devam etmiştir. Özellikle tedarik zincirindeki (hammadde tedariği) sıkıntılar ve artan enflasyona göre her türlü maliyetlerin de artması ekonomik döngüde dengesizlik yaratmıştır. Küresel olarak artan enflasyon tüm dünya ülkelerini farklı derecelerde olumsuz etkilerken, Kıbrıs Türk toplumuna da böylece doğrudan veya dolaylı yansımaları olmuştur.
Yaşam kalitesini de etkileyen tüm bu olumsuzluklar neticesinde, paralelde yöneltilen geçim, geleceğe dönük beklentiler ve genel gidişat ile ilgili değerlendirmelerde de olumsuz yöndeki cevaplar yine daha baskın olmuştur. Geçen yılki raporda ‘işler yanlış yönde ilerliyor’ inancında olanlar %75 oranında iken, şimdiki veri %73 oranında ve neredeyse ayni düzeyde olumsuz bir değerlendirme devam etmiştir. Önümüzdeki 12 yıl içindeki değişimin ne yönde olacağı ile ilgili ise toplumun yarısı %51 ile bu konuda karamsar ve ‘daha kötü’ olacağı inancında.
Avrupa Birliği’ne güven azaldı
Toplumdaki bireylerin Avrupa Birliği kurumlarına yönelik ‘güvenme meyilli/güvenmeme meyilli’ olup olmadıkları da araştırılmıştır.
Yapılan araştırmadan elde edilen bir diğer önemli sonuç ise Kıbrıs Türk toplumu ve AB 27 ülkeleri arasında Avrupa Birliği’nin genel imajı ve kimliğinin nasıl algılandığı ile ilgili verilerdir. Bu yönde pandemi öncesinde 2019’da Kıbrıs Türk toplumu AB27 ülkelerindekinden daha yüksek bir orana sahip iken (%56’ya %43), pandemi sonrasında %10 civarında düşüş yaşanmıştır, şimdiki düşüşte olan oranı ile de %48’e %46, Avrupa Birliği ülkeleri ortalaması ile yakın bir sonuç elde edilmiştir.
Bu yönde ‘güvenmeme meyilli’ sonuçlar ağırlıktadır. Bunun sebebi de AB kurumlarının nasıl çalıştığının tam olarak bilinmediğinden ve böyle bir ülkeler birliğinden oluşan çatı altında Kıbrıs Türk toplumunun deneyimi olmadığından kaynaklı olabileceği düşünülebilir. Genel güven konusu bu şekilde iken, diğer tarafta Avrupa Birliği’ni en iyi şekilde temsil eden değerler nelerdir diye sorulduğunda, Kıbrıs Türk toplumu insanların eşit ve özgür yaşam hakkı odaklı olan seçenekler ağırlıklı olarak işaret edilmiştir. Ayrıca, Koronavirüs salgınına yönelik uygulanan politikalar konusunda Kıbrıs Türk toplumu bu konuda da büyük ölçüde Avrupa Birliği’ne güven duymaktadır.
Avrupa Birliği imaj ve kimliğine ilişkin verilere yine paralel, Avrupa Birliği mevzuatının Kıbrıs Türk toplumunda tam olarak uygulanması konusunda bunun ‘iyi bir şey’ olduğunu (%50) ve fayda sağlanacağını söyleyen kesimde çok önemli bir artış gözlenmiştir (%70). Bu kapsamda halihazırda Avrupa Birliği Mali Yardım Programı’nın finansmanı ile Kıbrıs Türk toplumunda yerel yönetimler, çiftçi/hayvancılar ve küçük ve orta boy işletmelerine yönelik devam eden altyapı yatırımları ve sivil toplum örgütlerine yönelik kapasite geliştirme gibi desteklerin AB mevzuatının yerelde uyumlaştırılması sürecine önemli etkisi olmakta ve katkı koymaktadır.
Özellikle, Kıbrıs Türk toplumunda işletmelere yönelik Avrupa Birliği tarafından sağlanan danışmanlık ve eğitimler ile inovatif, teknoloji destekli, sürdürülebilir yeşil ve çevre dostu uygulamalar konusundaki yeniliklere teşvik ve mali desteklerin devam etmesi yerelde olumlu yönde bir motivasyon kaynağı ve gelişmiş ülkelerin deneyimleri hakkında da know-how oluşturacaktır.
Toplumun yarısından fazlası Kıbrıslıtürk medyasını güvenilir bulmuyor
Pek çok alanda anket sonuçları sunan raporun en çok dikkat çeken noktası ise Kıbrıslıtürk toplumunun medyaya yönelik algısı oldu. Raporun ilgili bölümünde şu ifadelere yer verildi:
Medyaya yansıyan haberlerin içeriği ve takibi ile yine ilişkili olabilecek bir soru olan Avrupa meseleleri hakkında toplumdaki insanların ne düzeyde haberdar oldukları ve bilgilendirildikleri araştırılmıştır. Elde edilen sonuçlarda “oldukça iyi haberdar olma” düzeyi Kıbrıs Türk toplumu için %52 iken, AB27 için bu oran %35 olarak ortaya çıkmıştır. Avrupa meselelerinde toplumun, “çok iyi haberdar olmama” durumuna bakıldığında ise veriler Kıbrıs Türk toplumu için %45, AB27 için %63 olarak yansımıştır. Buradaki gösterge Kıbrıs Türk toplumunun Avrupa meselelerinde AB27 ülkelerine göre daha fazla haberdar olduğu algısını ortaya koymaktadır. Kişisel olarak ne düzeyde bilgilendirildiğinizi düşünüyorsunuz sorusuna ise toplum için verilen cevap oranlarına göre bilgilendirilme düzeyi algısı düşmektedir. Bu durum AB27 ülkelerindeki sonuçlar ile benzerdir.
Medyaya duyulan güven ile alakalı “Kıbrıs Türk toplumu medyası güvenilir bilgi sunar” ifadesine verilen cevaplar dikkat çekicidir. KTt için bu ifadeye gelen cevaplar olumlu/olumsuz toplamları ‘Evet, kesinlikle” ve “Evet, bir nebze” %47, “Hayır, pek değil” ve “Hayır, hiç” %52’dir. Toplumun yarısından fazlası Kıbrıs Türk medyasını güvenilir bulmuyor. Bu oranlar AB27 ülkeleri için %59’a %36, tam tersine daha güvenilir bulduğu görülüyor. Ayni şekilde bir diğer ifade ile ülkelere göre medyanın ‘siyasi ve ticari baskılardan arınmış’ bilgi sunması konusunda da çekinceler olduğu gözlenmektedir ve benzer oranlar ortaya çıkmaktadır (%45’e %54). AB27 ise bu konuda çekinceli ve ikiye bölünmüştür (%48’ %46).
Medya ile ilgili başka bir bölümde, medyanın servis ettiği yanlış ve gerçeği saptırılmış haberlerin varlığının toplumda büyük bir problem olduğu, ve demokrasi açısından da sorun teşkil ettiği konusunda güçlü bir şekilde görüş birliği olduğu gözlenmiştir. Bu yönde, toplumun %94 ile neredeyse tamamı medyanın önemi ve rolü ile ilgili hassasiyeti dile getirmektedir.
Bir diğer önemli medya takip ve eğilimlerin ölçüldüğü konu sosyal medya ile ilintilidir. Sonuçlardan elde edilen verilere göre yine, Kıbrıs Türk toplumundaki her kesimin, ve oldukça büyük bir çoğunluğun internet erişimine sahip olduğu ve mobil cihazlardan (laptop, akıllı telefon, tablet v.b.) kullanılan internete bakıldığında, görüşülen kişilerin %92’sinin (‘her gün/hemen hemen her gün’ diyenler %87 ile büyük bir çoğunluk oluşturmaktadır) interneti yaygın bir şekilde kullandığı görülmektedir.
Böyle bir dijital çağda, sosyal medyanın kullanımı pozitif anlamda toplumda desteklenmektedir ve özellikle siyasi konularda kişilerin kendilerini ifade etmek için iyi bir yol olabileceğini, siyasi meselelere ilgiyi arttırabileceğini, ve siyasi meseleler ile ilgili gündemi takip etmenin modern bir yol olduğu görüşüne katılanların ortalaması %88’dir (AB27 için bu oran %64). Yine de, siyasi meselelerle ilgili internetteki sosyal ağlardan edinilen bilgiye karşı belki temkinli olunması gerektiği ve güvenilemeyeceğini söyleyenler ise %88 oranındadır.