Gazedda Ekonomi Bülteni
Ağustos ayının yaklaşması genel olarak piyasalarda tatil rehavetini getiriyor. IMF’nin Dünya Ekonomisinin son durumunu ele alan araştırmasının Salı günü açıklaması bekleniyor.
Ancak önümüzdeki günlerde özellikle TL bölgesine büyük etki yapacak üç gelişme olacak. Birincisi Amerikan Merkez Bankası FED’in faiz kararı, ikincisi ise Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, TCMB’nin faiz kararı olacak. Üçüncüsü ise Avrupa Merkez Bankası’nın Perşembe günü gerçekleşeceği politika toplantısı ile belli olacak. Avro bölgesinde faizlerin değişmeyeceği bekleniyor.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın 23 Temmuz 2019 tarihinde faiz kararını açıklaması bekleniyor. Piyasalardaki genel beklenti faizlerin aşağı yönlü hareket edeceği yönünde. Çeşitli finans kuruluşları yapılacak olan indirimin 250 ile 500 puan (%2,5 ile %5) arasında olacağını ifade ediyor. Çoğu analist 300 puana kadar olacak indirimin kurlarda hafif bir artışa neden olacağını ancak 300 puan üzerinde yapılacak indirimin kurlarda ciddi bir dalgalanma getireceğini ifade ediyor.
Türkiye’nin son zamanlarda geleneksel olmayan yöntemlerle piyasaya müdahale etmesi kaygıları arttırırken, kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in geçen hafta Türkiye kredi notunu “junk” – “çöp” seviyesine indirmiş olması, 19 Temmuz günü yaptığı açıklamada ise 14 Türk bankasının (12 özel ve 2 kamu) uzun dönemli döviz cinsinden kredi notunu negatif olarak belirledi. Fitch “Türk bankalarının notunun “BB-“den “B+”ya indirilme nedeni olarak, Fitch’in Türk yetkililerin, ülkenin dış finansmanındaki zorlanma için artan potansiyel dikkate alındığında, dövize zamanında ve yeterli destek sağlama yeteneğine yönelik artan risklere ilişkin görüşünü” yansıttığı ifade edildi.
Fitch tarafından notu düşürülen bankalar şöyle “Türkiye Garanti Bankası AŞ, Yapı ve Kredi Bankası AŞ, Türk Ekonomi Bankası, QNB Finansbank AŞ, ING Bank AŞ, Kuveyt Türk Katılım Bankası, Alternatifbank AŞ, Türkiye Finans Katılım Bankası, Burgan Bank AŞ, ICBC Turkey Bank AŞ., BankPozitif Kredi ve Kalkınma Bankası, Denizbank AŞ, Türkiye İhracat Kredi Bankası AŞ (Türk Eximbank) ve TÜrkiye Kalkınma Bankası AŞ (TKYB)”
Bir diğer merkez bankası haberi ise Amerika Birleşik Devletleri’nden. FED, para politikası bağlamında faiz oranlarında 25 puan (%0,25) indirim yapması gündemde. Ancak bu oranın 50 puan olması yönünde de tavır alındığı ifade ediliyor. Merrill Lynch ekonomi bölümünün başında bulunan Michelle Meyer ise 50 puanlık bir faiz indirminin genel olarak piyasalara olumsuz bir mesaj gönderme ihtimalinin olduğunu vurguluyor. Her ne kadar da şu an 25 puanlık bir faiz indirimi söz konusu olsa da, piyasada faiz indirimlerinin devam edeceği yönündeki inanış yaygın. Özellikle Amerikan ekonomisindeki büyüme hızının yavaşlaması faiz indirimi kararını etkileyen faktörlerden biri. Bilindiği gibi faizlerin azaltılması, yatırımcıların paralarının piyasada işletme davranışlarının arttırdığı gibi, gelişmekte olan ekonomilere yönlendirdiği de bir gerçek. Bu açıdan düşen Amerika’da faizlerin düşmesi aynı zamanda gelişmekte olan ülkelere gelen yatırımı arttırarak, küresel büyümeye ivme kazandırabileceğine inanılıyor.
Britanya’da ise önümüzdeki hafta Muhafazakar Tory partisindeki lderlik yarışı sonuçlanacak. Yüksek ihtimalle Boris Johnson Downing Sokak 10 numara olarak bilinen Başbakanlık konutunun yeni ev sahibi olacak. Johnson 31 Ekim’de “ya yapacak ya ölecek” olarak açıkladığı stratejisi dahilinde Brexit’i gerçektirmesi bekleniyor.
Küresel etkiye sahip Amazon, Alphabet (Google) gibi özel sektör firmalarının ise kazançlarında hızlı bir düşüş gözleniyor. Özellikle Google’da yaşanan daralmanın, firmanın geleceğinde belli başlı kesintilere gidilmesine yönelik beklentileri arttırıyor. Dünyadaki en değerli şirketlerden biri olan Amazon’da ise bir yıl içinde hisselerinin üçüncü kez artmasının ardından yatırımcılar firma kazanımları ile hisseler arasındaki ilişkiye yönelik temkinli bir kaygı duyduklarını belirttiler.
Financial Times’da yayınlanan bir başka enerji raporunda ise Asya’daki kirlilik sorunu ele alındı. Çin’in 30 yıldır devam edecen ekonomik büyüme ve gelişiminde yaşam standartları arttıkça, atık sorunu daha büyük bir sorun olmaya başladı. Şu an dünyanın en büyük çöp üreticisi olan Çin, aynı zamanda deniz ötesinden gelen çöpleri de yeniden işleyen en büyük aktör. Ancak, bu süreç Çin’de ciddi bir toprak ve hava kirliliğine neden oluyor.
Çin’in başlattı “atıksız şehirler” programında, katı atıkların azaltılması ve geri dönüşümün yapılması hedefleniyor. Yılda yaklaşık 280 milyon ton atık üretebilen Çin, bu çöplerin %60’ını vahşi depolama yöntemleri ile toprak altında saklıyor. Gittikçe yönetilemez duruma gelen Çin’in atık sorununa yönelik, enerji üretimi denemeleri de istenilen başarıyı yakalayamadı. Rapora göre Çin’deki atık sorunu politik krizler yaratacak kadar ciddi bir seviyeye geldi.