Burası (fotoğraftaki yer) Baf Mavrali karşısı Lambasuyucu Hasan Dayı’nın evinin avlusu. 15 Temmuz 1974 tarihinden itibaren mevziler yapılıyor, savaşa hazırlık başlıyor. Karşı bölgelerde Baf Khloreka Bölgesi, Melanolar var… Bugün 17 Temmuz 1974…Khloreka Köyü’deki bir korsan radyodan Makarios yayın yapmakta;
-Ellinige Gibriage Lae, ime zondanoz, eğo eninenekros….(Kıbrıs Rum Halkı; Ben yaşıyorum ölmedim…)
Yine aynı radyodan Arapça anonslar;
-Yahya Guprus, Yahya Demogradiyette Cumhuriyette Guprus…
Ve Radyo evi bir hücumbot tarafından bombalanıyor. Radyonun sesi kesiliyor…
Bu olaya kadar öncesini anlatayım. Evimiz Bandabuliya’ya(Çarşı) yakın. İlk anda Mücahitler evimizi karakol olarak kullanıyorlar. Evimizde gelişler gidişler oluyor. Yatak odamızdan bile karşı mahalle mevzilerine gidecek bir delik açılmış… Aynı sınıftan arkadaşım Hasan Fadıl, saat 10:oo sularında ( 16 Temmuz 1974) evimizin bulunduğu sokağa geliyor.
“Daha sen ne duruyorsun herkesi silah altına çağırmaya başladılar” diyor. Hemen 3. Bölüğe koşturuyorum. Orada bulunan Avukat (Sonradan Bakan ve hakim)Recep Gürler’den bir sten, iki şarjür ve sten kurşunlarıyla bir matara bir de ekmeklik alıyorum ve derhal Ebubekir Camisi’ne yönlendiriliyorum. Orada epey mücahit ve polis var. Orada mücahitlere katılıyorum. Rum mahallelerinden silah sesleri geliyor. Belli ki Makarioscu-Edekçi-Solcu güçler Yunan Cuntası-EOKA B ve Kıbrıs Rum Mili Muhafızlarına karşı duruyor. Geceleyin birkaç defa nöbet tutuyorum. O gece çok sıcaktı. Camiden dışarıya çıkıp şehit türbelerinin arasında bir yer bulup şehitliğin içinde uyuyorum. Sabaha yakın nöbetlere çağrılıyorum. Gelen istihbarata göre Limassol’u düşüren EOKA B-RMMO ve Cunta destekçisi Silahlı milis güçler Baf’a doğru ilerliyorlar ve sabah saat beşte artık Baf teslim oluyor. Üzerimize yağmur gibi kurşunlar yağıyor. Kurşunlar gün boyu devam ediyor. Bu Kurşunlar sanırım ya kazaen veya Yunan Cuntası’nın Baf’ı almasından dolayı kutlama için atılıyor gibi geliyor bana. 17 Temmuz günüydü, bugünkü tarih gibi. İşte yukarıda bahsettiğim konuşmalar saat sabahın onu gibi oluyor. Sancaktardan bir emir geliyor:
MAKARİOS BİR İNGİLİZ-BM HELİKOPTERİ İLE ÜZERİNİZDEN KAÇACAK ÇÜNKÜ CUNTA GÜÇLERİ ONU KHLOREKA’DA SIKIŞTIRMIŞ DURUMDA. SAKIN HELİKOPTERE ATEŞ ETMEYİN.
Öyle de yapıyoruz. Zaten açıkça yazayım benim gibi gençler Solcu Edekçi, Akelci ve de demokrat güçlere karşı sırf Yunan Cuntası ve RMMO ve de EOKA B saldırdığından ötürü onlara sempati duyuyoruz. Onlar bize göre mağdur ve ezilen, aynı zamanda Kıbrıs’ın bağımsızlığını da savunuyorlar…
Biraz sonra Makarios bir BM-İngiliz Helikopteri ile üzerimizden uçuyor. Ta denizin yani Baf denizinin ufuklarına kadar uçup yönünü Ağrotur Üssüne doğru yöneltiyor. Makarios’u silahlarımızı havaya kaldırarak selamlıyoruz.
Baf Rum tarafında silahlar susmuyor. Yunan Birklikleri Baf’a girmelerine rağmen bir direncin olduğunu görüyoruz. Bu sırada Maksimos adlı Bir Baflı Rum çiftlik sahibinin dağlara çekilip Yunan Cuntasına karşı savaş vereceğini ve yanında da Türkleri görmek istediği şeklinde haberler alıyoruz. Gençler arasında bu tip mukavemet gösteren birliklere karşı hatta Maksimos adlı Rum’a karşı da bir derin sempati var. Eğer Türk çıkarması gerçekleşmezse Maksimos ve diğer demokrat güçlerle Yunan Cuntasına karşı birlikte mücadele vereceğiz. Başka çaresi yok…
-DEVAM EDECEK-
Yazarın konuyla ilgili kitabı: