Dedikodu diye değerlendirilen faiz indirimini TC Merkez Bankası az önce gerçekleştirdi. Sabit kur rejimine geçip, eldeki döviz kaynakları ile müdahaleye dayalı biçimde çalışan ve faizi düşürmeye dayalı uygulamanın yaratacağı tek şey daha fazla yükselen enflasyon olur. Çünkü kur – faiz – enflasyon üçlüsünde aynı anda üç unsurun da baskılanamayacağı bilinir. Eğer faizi baskılar, kuru sabitlerseniz olacak olan tek ihtimal çok ciddi bir enflasyon artışıdır.
Muhtemelen baz etkisi ile görece yavaşlar gibi görünecek enflasyon rakamlarının yaratacağı bu fırsattan, enflasyon artışına neden olacak faiz indirimi kararı son derece politik bir hareketken, ekonomik anlamda kayıpların büyümesine, yoksulluğun artmasına, eşitsizliğin büyümesine neden olacak.
Kuru dengelemek için daha fazla kaynak satılacak, hesap günü geldiğinde işler daha bir içinden çıkılmaz olacak. Seçimi kim kazanırsa kazansın bu dakikadan sonra bu yükün altında ezileceği ise sabit bir durum.
Hala daha Kasım sonundan itibaren çok daha acı bir ekonomik sürecin başlayacağına dair düşüncem sabit olmakla beraber, yapılan bu adım bu işin maliyetini daha da arttıracak gibi.
Adanın kuzeyinde bir tarafta işsizlik, diğer tarafta enflasyon ile cebellenen toplumun ise tek çıkar yolu 1) Türk lirası yerine stabil bir para birimine geçmek ve 2) uluslararası finansal kaynaklara erişimi sağlayacak toplumlararası ve dünya ile yakınlaşmaya olanak sağlayacak süreçleri eş zamanlı olarak yürütmekten geçmektedir.
Maalesef ne hükümet, ne muhalefet kanadı ne de meclis dışındaki yapılar bu iki konunun gerçekleştirilmesine dair bir yol haritasına ve kapsamlı bir politikaya sahip değildir. Hal böyle olunca yönetme erki kimde olursa olsun farketmeden yıkıcı bir süreçten çıkmak için bir yol haritası olmadan hayatımıza devam edeceğiz.
Sessizliğimizin ve korkaklığımızın bedelini de bizden sonraki nesillere ödeteceğiz. Beğenmesek de yarattığımız eserimizle gurur duyabiliriz.