Dün başbakanlıktan yapılan açıklamada Başbakan Ersin Tatar’ın katıldığı bir televizyon programında Kıbrıs’ın kuzeyinde okuyan Afrikalı öğrenciler için “Bu kişileri kim getirdiyse sorumluluğu da onlardadır. Üniversite getirdiyse üniversite çalışma için geldiyse o. Bu kriz öncesinde de bu durum sıkıntıydı şimdi daha büyük bir sorun olarak karşımızda duruyor. Bu bir fırsat olabilir bunları temizlemek lazım. Bu ırkçılık değil ama kendi vatandaşlarımızı korumamız lazım” şeklinde bir değerlendirme yaptığı belirtilmişti.
Bu açıklama Kıbrıs’ın kuzeyinde on yıllardır devam etmekte olan bir sorunu gözler önüne serdiği için önemlidir. Bu sorun ülke yönetiminde yer alan ‘seçilmişlerin’ yüksek öğrenim amacıyla Kıbrıs’a yurtdışından gelerek burada yaşayan insanların yaşamakta olduğu sorunların görmezden geliniyor olduğu gerçeğidir.
Son 15 yıl içinde Kıbrıs’ın kuzeyinde 17 hükümet değişikliği yaşandı. Bu süre içinde UBP, CTP, DP ve TDP eğitim bakanlığı görevini üstlendi. Buna rağmen sözde insana değer verdiğini iddia eden bu siyasi partilerin hiçbiri Kıbrıs’ın kuzeyine eğitim amacıyla yabancı ülkelerden gelen söz konusu insanların sorunları ile ilgilenmedi. Bugün Ersin Tatar aracılığı ile öğreniyoruz ki bu insanların sorunları ile ilgilenmek bir yana bu insanlar ‘temizlenmesi gerekenler’ olarak görülüyor.
Kıbrıs’ın kuzeyinde 103 bin 748 yüksek öğrenim öğrencisinin, 50 bin 86’sı TC ve 41 bin 219’unun da yabancı uyruklu olduğu bilinmektedir. Bu insanların “ülke” ekonomisine kazandırdıkları ve “ülkeyi üniversiteler adası yapacağız” iddiası göz önünde bulundurulduğunda sağlıklı düşünebilen bir başbakanın her şeyden önce yabancı öğrencilerin de insan olduğunu kabul ederek ve bu ülkede yaşayan herkesin sorunlarını gidermekle yükümlü olduğunun bilincinde bu insanların sorunlarının çözümüne yönelik olarak politikalar geliştirmesi gerekirken böylesi ırkçı açıklamalar yapması içinden geçtiğimiz ve küresel dayanışmaya ihtiyaç duyulan bu dönemde ülkemiz adına utanç vericidir.
Kıbrıs’ın kuzeyinde yüksek öğrenim amacıyla bulunan öğrencilerin sorunları ile ilgilenmeyen, görevde bulunduğu süre içerisinde bu konuda hiçbir somut adım atmayan, başbakanlığını yaptığı kabinenin ne eğitim bakanının ne sağlık bakanının ne de içişleri bakanının bu öğrencilerin sorunlarına ilişkin hiçbir proje geliştirmediği bir dönemde Ersin Tatar’a düşen bu konuda bir özeleştiri yapmaktır.
“Kimsenin çocuklarımıza vebalı muamelesi yapmaya hakkı yoktur.”
Bir başka utanç verici açıklama ise bugün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’dan geldi. Özersay gün içerisinde yaptığı açıklamada, İngiltere’den gelen öğrencilerin River Side Otel’e yerleştirilmesini eleştirenlere tepki göstererek “Kimsenin çocuklarımıza vebalı muamelesi yapmaya hakkı yoktur. Sağlık Bakanlığı ve kaymakamlık geldi burada açıklama yaptı ne çocuklarımız ne de bölge halkı için bir tehlike yoktur” demişti.
Özersay söz konusu açıklamayı Alsancak Belediye Başkanı Fırat Ataser’in, neden yerleşim yerlerine yakın River Side Otel karantina noktası olarak seçildi de bölgedeki diğer oteller karantina noktası olarak seçilmedi, şeklindeki eleştirisine yanıt verme amacıyla yapmıştı.
Bir hukukçu olduğu ile her fırsatta övünen ancak hasta haklarını hiçe sayan, veba hastalığı bulunan insanları ötekileştiren ve hedef gösteren Gün boyu öğrencilerin aileleri tarafından sert eleştirilere maruz kalan Özersay, öğrencilerin ailelerinden alkış toplamaya yönelik utanç verici bir açıklamaya imza atmıştır.
İnsanlık tarihinde büyük bir kırıma yol açan, sadece 14. yüzyılda 200 milyona yakın insanın hayatını kaybettiği tahmin edilen üstelik tarih boyunca Kıbrıs’ı en fazla etkileyen hastalığın da veba olduğu biliniyorken, insana ve insan yaşamına saygınız olmadığını anlıyoruz, hiç değilse bu adada yüz yıllar boyunca yaşanan veba kaynaklı kayıplara saygı gösterilebilseydiniz.