• Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
Pazartesi, Haziran 9, 2025
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazeddakıbrıs
34 °c
Nicosia
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
    • SANAT
    • KORONAVİRÜS
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
    • SANAT
    • KORONAVİRÜS
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
Bulamadık
Tümünü Gör
Ana Sayfa YORUM GAZEDDABLOG GAZEDDA YAZARLARI Mertkan Hamit

Sorun, vatan-millet denilerek, içi boşaltılan sosyal haklardır – Mertkan Hamit

Mertkan Hamit Mertkan Hamit
13 Eylül 2020
Okuma Süresi: 8 dk
A A
https://bsky.app/profile/gazeddakibris.bsky.socialhttps://www.threads.net/@gazeddakibris

Türkiye, Kıbrıslılar için birçok anlam ifade etmektedir. Bunun olumlu karşılığı kadar olumsuz karşılığı da vardır. Sosyal, kültürel, ekonomik, eğitim gibi birçok konuda Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları ile ada insanları arası ilişki çok yoğun yaşanmaktadır. Ancak bu yoğunluk kimi zaman kimlik inşa süreçlerindeki hastalıklı noktalara dokunmaktadır.

Kıbrıs’ı yurt olarak gören biri için, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs politikaları temelden sorunludur. Öncelikle geleneksel yaklaşım Kıbrıslıtürklerin yurt hakkına saygı duymaz. Yurdunun büyümeyen bir bebek olarak kabul edilmesini anlamak zorunda bırakılmasından rahatsızdır. Rahatsızlığını dile getirilmesinin “biz sizi kurtardık” dayatmasının aşağılayıcı bir mesaj verdiğini unutmaz. Bu yüzden de Kıbrıs’ı yurt olarak benimseyen insanlar için göç etmek, yani yurdundan edilmek kadar sıradan bir durum yoktur. Kendi yurdunda var olma arzusunun kısıtlandığı her bir insan, yaşadığı coğrafya neresi olursa olsun yurtsuzdur ve yurtsuz bırakılma insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Türkiye’nin kendine süper güçler yüklemesi bu durumu değiştirmez. Öznesi Kıbrıslı, Suriyeli veya Iraklı olmaksızın durum aynıdır; benzer bir dil, din ya da kültürel hafızaya sahip olmak sonucu değiştirmeyecektir. Gasp edilen yurt hakkı Kıbrıslıtürklerin deneyimlediği ağır bir travmadır.

Bu travmanın etkisiyle Kıbrıs adasının kuzeyinin sakinleri, kolektif bir histeri yaşıyor. Bilinçli ya da bilinçsiz olarak içselleştirdikleri ve “kuzey kıbrıs türk cumhuriyeti” ismini verdikleri yapılanmanın bir mitten ibaret olduğu bariz bir biçimde ortaya çıkıyor. Yıllardır yalancı peygamber muamelesi yaptıkları eleştirel yaklaşımların gerçeği çıplak olarak ifade etmesine kulak tıkayanlar, bütünlüklü resmi ızdırap çekerek hazmetmeye çalışıyorlar. Hiçbir anlam ifade etmeyen milliyetçi bir gürültü ile boşluğu doldurup, kendilerini aklamaya çalışıyorlar ancak nafile; pamuk ipliğine bağlı çıkar ilişkisi en derin noktalarından çatırdıyor.

Kıbrıslıtürkler, İngiliz kolonyalizminden ödünç aldıkları yasal çerçeveyi, Türk kolonyalizminin ulvi çıkarlarına endekslemekten başka bir işe yaramayan parlamentosu, yetkilendirilmiş bakanlar kurulu ve yapılanmanın içinde görevlendirilmiş her bir ödenekli personelin birleştirilmiş basiretsizliğinin halının altına süpürerek bugüne geldi. Tonlarca yanlış çözümlemenin sonucunda bir gün hiç beklenmedik bir yerden çıkan COVID-19 krizi ile birlikte herkes bu kokuşmuş enkazdan kendini kurtarma derdine girmiştir. Bu kolektif başarısızlığın yarattığı yapısal sorunların sağlıktaki yansıması karşımızda bir mıh gibi duruyor. Ancak mesele sadece sağlıkla sınırlı değildir, çok daha derinlerdedir.

Uzun süredir, kutsanmış bir kalıp olarak sunulan neoliberal iktisadi anlayış örgüsü içinde zayıflatılan sosyal haklar, özelleştirilen sağlık hizmetleri, bir masraf unsuru olarak görülen altyapı yatırımları, COVID-19’un darbesi ile sonuçlarının öngörülmesi imkansız bir kriz yarattı. Herkesin kendi gemisini kurtarmayı denediği noktada, Kıbrıs’ın kuzeyindeki iktidar uzun zamandan sonra ilk kez kendi geleceğini kendisi karar verme fırsatına sahipti.

Neoliberal iktisadi düzenin iklim krizi ile birlikte deneyimlediği en büyük piyasa başarısızlığı olan COVID19 meselesini Kıbrıs’ın kuzeyindeki hakim gruplar çözümü öteleyerek zaman kazanmakta buldu. Bir iktidar projesi olarak değil, sosyal medyada ne istediğini açıkça beyan eden yurttaşların ortak kararı olarak ortaya çıkan COVID19 krizinde iktidar talepleri uygulamak zorunda kaldı.

Birinci dalgada, kapanma politikaları uygulayıp, piyasada oluşan dengeyi alt üst ederken; kısa sürede kontrol altına aldığı sağlık krizi, erken müdahalenin ne kadar önemli bir karar olduğunu gösterdi. Yapılan bu karar doğrultusundaki hareketin tek başına bir anlam ifade etmeyeceği, küresel olarak ortaya çıkan krizi tek başına bir coğrafyada çözmenin mümkün olmadığı en başından söylendi. Piyasa dengesinin bozulmasının acil kaynak ihtiyacı yaratacağı, bu yüzden de uluslararası finansa erişimin önünün kapalı olması bir risk unsuru olduğu söylendi. Bankaların öz varlıklarının kamusal olarak harcanmasından, servet vergisine kadar çeşitli çözüm önerileri dile getirildi. Var olanın daha adil bölüşülmesi ve ortak bir dayanışma sürecinin ortaya çıkmasına yönelik düşünceler tartışıldı. Çözümsüzlüğün, yok edici hali o kadar yaraladı ki, bir noktada akademisyenlerle muhtarlar Dünya sağlık örgütü istatistiklerine arka kapıdan giriş toplantıları yaptı. Hiçbir sonuç alınamadı.

Ancak birinci aşamanın hemen ardına sermayenin kar motivasyonunun körlüğü de ortaya çıktı. Küresel olarak turizm ve ulaşım endüstrilerinin sonunun geldiği evrensel olarak çıkarılan ilk sonuçlardan biri olmasına rağmen, karını maksimize etmek istemekten başka bir öngörüye sahip olmayan ve kendinden başka kimseyi düşünmeyen anlayış; kendi kendini yok etmeye karar verdi. Hakim unsurlar ise bu karara karşı gelmedi. Krizi, insan merkezli yönetmek yerine ada sakini hiçbir bireyin hayatına zerre faydası olmadığını bile bile, biat ederek çözmeye karar verildi.

“Aynı gemide” olduğumuzu söyleyenler, geminin bir kısmının su almasına göz yumdu. Militarist bir “savaş” benzetmesi yapanlar; savaşı kazanmak için cephede yarıkların olmasına izin verdi. “Düşman” olarak nitelendirilen COVID-19 virüsünün, sızmasına izin verdi. Üstelik bunu küresel olarak pandemi ile mücadelede doğru bilgi vermediği kabul edilen, hiçbir önlem almayarak binlerce kişinin salgından olumsuz etkilenmesine neden olduğu düşünülen Türkiye ile el ele yapıldı.

Kıbrıslıtürkler ile Türkiye arasındaki biat ilişkisi yeni değildir. 1974 yılından 2020 yılına kadar Kıbrıslıtürkler, Türkiye’nin Akdeniz’deki jeopolitik çıkarları için bir dayanak noktasıydı. Kıbrıslıtürklerin hakları üzerinden kendi etki alanını var etmeye çalıştığı bilinmekteydi. Ancak bu esaretin bedeli, sosyoekonomik bir denge çerçevesinde sunulmakta; hayatını sağlıklı bir biçimde adanın kuzeyinde sürdürme hakkını sağlamaktaydı. Her ne kadar Türkiye “adada tek Kıbrıslıtürk kalmasa dahi Kıbrıs’taki çıkarların devam edeceğini” ifade etmiş olsa da; Kıbrıslıtürkler, adanın kuzeyinde Türkiye’nin askeri varlığının gölgesinde yaşamayı 1963-1974 arasında yaşadıkları varoluşsal travmaya karşı bir çözüm olarak görmüştür. Türkiye’nin korumasında geçen 46 senede yaşama haklarını yarım bir yurt anlayışı ile kurma yolunu deneyimlemişlerdi. Yasak bölgelerin, askeri bölge girilmezlerin, tankların ve tüfeklerin gölgesinde yaşama hakkının güvencesiyle kendini 3355 kilometre karelik mülteci kampına kapatan Kıbrıslı Türkler, varoluşsal travmalarının sömürüldüğü gerçeği ile karşı karşıya…

Çünkü, 2020 yılında COVID19 salgını yeni bir ilişki biçimi ortaya koymaktadır. Kıbrıs’ta yaşama hakkının güvencesi olduğu kabul edilen Türkiye Cumhuriyeti, COVID-19 salgını ile beraber kendi ülkesinde olağan dışı bir biçimde çözümler sunmayı denedi. Bu çözüm on binlerce Türkiyelinin, henüz çözümü bulunmamış virüse yakalanmasına neden olurken, binlerce kişi hayatını kaybetmesi ile sonuçlandı. Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenler için yurttaşlarının yaşama hakkının korunmasından daha önemli unsurların olduğu karşımıza çıktı.

Türkiye’nin uyguladığı politikaların en iyi uygulama olmadığı ortadadır. Üstelik bunun cevabını uzaklarda aramaya gerek yoktur. Salgının başlangıcında adanın kuzeyindeki insanların öz iradesi zaten daha insancıl adımların mümkün olduğunu kanıtlamıştır. Ancak bu irade sergilenirken, Türkiye Cumhuriyeti’ne biat etmekten başka bir çözümü olmadığına inanan Kıbrıslıtürk hakim sınıfı tarafından yok edilmiştir. Bu bir paradoks mudur yoksa içselleştirilmiş bir naiflik mi sorusu kafamı kemirse de sonuçta, başarı, biat uğruna yok eden bir yönetici sınıf ile karşı karşıyayız. İktidarın devamı yurttaşların iradesine değil, deniz aşırı bir merkezin sözlerine dayandırıldığı onlarca örnekten birini deneyimlemekteyiz.

Oysa ki hepimiz biliyoruz: Biat yaşama hakkımıza karşıdır. Bu durum Kıbrıs adasında hayatını sürdürmek isteyen ve bu adada gelecek kurmak isteyen insanların varoluşsal kaygılarını zirveye çıkarmaktadır. Her gün açıklanan vaka sayılarının 2020 yılında dahi belirlenmemiş nüfusuna oranla dünyada en yoğun günlük COVID vakası yaşayan ülkelerle aynı sınıfa giren, çoğunu ise geçen bu yapılanmanın yetkili olduğu coğrafyada yurt hakkı ve yaşam hakkı, biat uğruna gasp edilmektedir.

Diğer bir taraftan ortaya çıkan koşullar aciz bir durum yaratmaktadır. Sağlık altyapı noksanlığı, hastalığın yayılması panik duygusunu tetiklemektedir. Panik halinin, çözüm arayışı, ana-yavru ezberini zorlarken, bunun üstünlük değil eşitlik arayışı olarak ifade edebilmek çok daha önemli bir hale geliyor. Bu noktada, biat eden ve ettiren arasındaki kendi kendini yok eden ilişkiye, geriye kalanların, dışlananların, ötekileştirilenlerin, görmezden gelinenlerin iradesinin nasıl yansıyacağı çok daha önemli bir hal alıyor.

Bir taraftan Faşist YDP’nin mağduriyet üzerinden ortaya koyduğu pozisyon ile gemi batarken, gemiyi ilk terk edenler aynılığı akılda tutulmalıdır. Diğer taraftan, Kıbrıslıtürklerin ihtiyacı olduğunda kendini Türkiye’deki hastanelerde bulduğu noktası da unutulmamalıdır.

Açıktır ki, YDP faşizmine cevap Kıbrıslılığın üst bir hikaye olarak anlatılması çözüm yaratmayacaktır. YDP faşizmine cevap; millet ve bayrak fetişizmi ile adanın kuzeyinde yaratılan ancak görmezden gelinen kusurlardır. Sorun, vatan, millet denilerek, içi boşaltılan sağlık, eğitim gibi sosyal haklardır. Aynı şekilde, Kıbrıslıtürk sağı ve solundaki hakim sınıfların kktc miti üzerinde geliştirdikleri biat kültürü, kolonyal yönetim ilişkidir. 

Siyasi olarak Kıbrıs adasının bir bölümünün, Türkiye Cumhuriyeti tarafından kolonize edilmekte, sağlık gibi yapısal ihtiyaçlarımızın gözetilmediği ortaya çıkmaktadır. Biat, adanın kuzeyinde yaşayanları yok etmektedir. Memleketin bir koloni olarak yönetilmesi, adanın sakinlerince kabul görmüyor olması artık Türkiye tarafından anlaşılmalıdır. Gelinen noktada, Kıbrıs adasını kendine yurt gören her bir birey, adayı kendine yurt görmeyenler tarafından yönetilmekten hoşnut değildir. Bu Türkiye ile Kıbrıs arasında özel bağların olduğu gerçeğini reddetmek değil; bu özel ilişkinin meşru ve makul bir çerçeveye oturtulması gerektiğinin beyanıdır.

Mertkan Hamit

Mertkan Hamit

Tarihsever, ekonomist, Levant insanı...

Cenevre’nin Ardından 5+1 Not…
Mertkan Hamit

Cenevre’nin Ardından 5+1 Not…

Mertkan Hamit
18 Mart 2025

BM Genel Sekreteri'nin açıkladığı noktalar bize 2025 yılında Güven Yaratıcı Önlemleri içeren adı ve kapsamı konmamış bir sürecin başladığını gösteriyor.

Devamı içinDetails
Mertkan Hamit

Üstel, vekil maaşlarında güneye fark attığını da söyleseydi keşke | Mertkan Hamit

Mertkan Hamit
19 Eylül 2024

Asgari ücretli emekçi, işverenine 40,436 TL'ye (1063,26 Euro) mal olacak. İşveren, çalıştırdığı ücretlilerden 40,436 TL'den daha yüksek bir getiri sağlayabilmek için fiyatlarını ona göre düzenleyecek. Hane halkları için satın alacağı...

Devamı içinDetails
Kıbrıs’ı halen ‘nefret ve korku yönetiyor’! | Video
Mertkan Hamit

14 Ağustos’a not | Mertkan Hamit

Mertkan Hamit
14 Ağustos 2024

50 yıl önce bugün, Mağusaya bağlı Muratağa, Sandallar, Atlılar köyleri ve Larnaka’nın Dohni köyünde; BM tarafından “insanlığa karşı işlenen suç” olarak nitelendirilen dehşet yaşandı.

Devamı içinDetails
Bir Temmuz bunalımı | Mertkan Hamit
Mertkan Hamit

Bir Temmuz bunalımı | Mertkan Hamit

Mertkan Hamit
20 Temmuz 2024

Son buzul çağının 14,000 yıl önce sona erdiği kabul edilir. Kıbrıs’ta ise ilk insan izine ait bulgular 12,000 yıl önce, Limasol’a bağlı Aetokremnos köyündeki “Kartal kayalığı” ismi verilen mağarada görülür....

Devamı içinDetails
Mertkan Hamit

Kumara yönelik denetlemelerin daha sıkı işletilmesi gerekli olacak | Mertkan Hamit

Mertkan Hamit
29 Haziran 2024

Mehmet Şimşek'in göreve geldiğinden beri özellikle üstünde durduğu gri liste meselesi konusunda karar açıklandı. Daha önce de belirttiğim gibi Türkiye Cumhuriyeti FATF gri listesinden çıktı. Dahası, beklentilerimin üzerinde olarak FATF'ın...

Devamı içinDetails

YAZARLAR

Ortaokullarda Başörtüsü Yasağının Kaldırılmasının Düşündürdükleri
Umut Bozkurt

Ortaokullarda Başörtüsü Yasağının Kaldırılmasının Düşündürdükleri

Umut Bozkurt
23 Mart 2025
Sizin Bu Suskunluğunuz Bizi Sağır Ediyor
Konuk Yazar

Sizin Bu Suskunluğunuz Bizi Sağır Ediyor

Konuk Yazar
22 Mart 2025
Kırılgan Ahlaklar, Kamusal Sorumluluklar
Engin Kara

Kırılgan Ahlaklar, Kamusal Sorumluluklar

Engin Kara
22 Mart 2025
Çalıyor

Baf Okulları Biyodizel İçin 17 Ton Yemeklik Yağ Topladı

Baf Okulları Biyodizel İçin 17 Ton Yemeklik Yağ Topladı

Baf Okulları Biyodizel İçin 17 Ton Yemeklik Yağ Topladı

KIBRIS
Romanya’da Rusya Yanlısı Aday Yeniden Reddedildi, Aşırı Sağcılar Polisle Çatıştı

Romanya’da Rusya Yanlısı Aday Yeniden Reddedildi, Aşırı Sağcılar Polisle Çatıştı

DÜNYA
“Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz”: Edip Akbayram Hayata Veda Etti

“Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz”: Edip Akbayram Hayata Veda Etti

SANAT
Zelenski’yi Kameralar Önünde Aşağıladılar

Zelenski’yi Kameralar Önünde Aşağıladılar

DÜNYA
“Emekli” Tavuklar Kıbrıs Zeytinliklerinde “Çalışıyor”

“Emekli” Tavuklar Kıbrıs Zeytinliklerinde “Çalışıyor”

İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
Cyprus Mail Yurttaşlara Sordu: Kıbrıs’ı Yabancılara Mı Satıyoruz?

Cyprus Mail Yurttaşlara Sordu: Kıbrıs’ı Yabancılara Mı Satıyoruz?

KIBRIS

İzel Seylani: Birlikte hayal etmeyi başardığımızda… | Video

SANAT
İsrail’in yerle bir ettiği Gazze havadan görüntülendi | Video

İsrail’in yerle bir ettiği Gazze havadan görüntülendi | Video

DÜNYA
Yunanistan’da ABD tanklarına barikat: Katiller evinize dönün

Yunanistan’da ABD tanklarına barikat: Katiller evinize dönün

DÜNYA
Scholz’un konuşması kesildi: “Filistinlilerin kanı sizin ellerinizde” | Video

Scholz’un konuşması kesildi: “Filistinlilerin kanı sizin ellerinizde” | Video

DÜNYA

Instagram

Takip et

  • Bekir Paşa Lisesi öğretmenleri Eğitim Bakanlığı
  • Tutuklanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu paylaşımında TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alarak “Korkunun ecele faydası yok! Öyle de yenileceksin! Böyle de yenileceksin. Haklılığımıza, cesaretimize, tevazumuza, güler yüzümüze yenileceksin!” dedi.

https://gazeddakibris.com/imamoglu-demokrasi-meydanlarinda-sesinizi-yukseltin/
  • Tel Aviv’de toplanan onbinlerce kişi, Netanyahu
  • Güney Kore, Japonya ve Çin dışişleri bakanları, Kore Yarımadası
  • 21 Mart Dünya Irkçılık Karşıtı Gün nedeniyle Kıbrıs
  • "AKP’nin Kuzey Kıbrıs’a yaptığı müdahaleleri beni de herkes gibi rahatsız ediyor. Ancak o rejimin buraya dayattığı politikaların hıncını başını örten orta okul öğrencilerinden çıkarmamalıyız."

https://gazeddakibris.com/ortaokullarda-basortusu-yasaginin-kaldirilmasinin-dusundurdukleri/?utm_source=instagram-business&utm_medium=jetpack_social
  • Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve beraberindekiler, CHP
  • Gençlik Federasyonu açıklamasında 22 Mart Cumartesi akşamı, Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) kampüsünde yaşanan ve kamuoyuna yansıyan olayların demokratik değerler ve ifade özgürlüğü açısından endişe verici olduğu belirtildi.

https://gazeddakibris.com/genclik-federasyonundan-polise-daudeki-garabet-tutumdan-donun/?utm_source=instagram-business&utm_medium=jetpack_social

Gazedda Sosyal Medya

SON EKLENENLER

Gençlik Federasyonu’ndan Polise: DAÜ’deki Garabet Tutumdan Dönün

Gençlik Federasyonu’ndan Polise: DAÜ’deki Garabet Tutumdan Dönün

3 ay önce
KTOEÖS: Öğretmenlere Yönelik Sahte Hesaplar Üzerinden Sosyal Medyada İtibarsızlaştırma Kampanyası Ve Provokasyonlar Yapılıyor

KTOEÖS: Öğretmenlere Yönelik Sahte Hesaplar Üzerinden Sosyal Medyada İtibarsızlaştırma Kampanyası Ve Provokasyonlar Yapılıyor

3 ay önce
İmamoğlu: Demokrasi Meydanlarında Sesinizi Yükseltin

İmamoğlu: Demokrasi Meydanlarında Sesinizi Yükseltin

3 ay önce
Siyaset Bilimci Şebnem Oğuz: Erdoğan Muhalefeti Bölmeye ve Uysal Bir Muhalefet Yaratmaya Çalışıyor

Siyaset Bilimci Şebnem Oğuz: Erdoğan Muhalefeti Bölmeye ve Uysal Bir Muhalefet Yaratmaya Çalışıyor

3 ay önce
Barolar Birliği: Yargının Tarafsızlığına Yönelik Bir Darbe

Barolar Birliği: Yargının Tarafsızlığına Yönelik Bir Darbe

3 ay önce

Gazedda Facebook

Gazedda Facebook
Gazedda

© 2025 Gazeddakıbrıs - Copyleft

  • Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Bulamadık
Tümünü Gör
  • Ana Sayfa
  • HABER
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
    • SANAT
    • KORONAVİRÜS
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • DÜNYADAN YAZARLAR
    • RÖPORTAJ

© 2025 Gazeddakıbrıs - Copyleft

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız. Gizlilik ve Çerezler Politikası sayfamızı ziyaret edin.