Fotoğraf: Gazedda Kolektif / AI Art
Sarıkeçililer göçer bir yörük topluluğuydu. Yüzyıllardır Toroslar’ın bir ucundan bir ucuna göçerlerdi. Yaşar Kemal onların hikâyelerinden çok beslendi, bugün Yaşar Kemal’i ekoloji yazılarında besleyen de toroslu göçerler ve sarıkeçililerdi. Bugün tehlike altındalar. Sarıkeçililer lideri Pervin Çoban ve diğer üyeleri bize yaşadıklarını anlatıyor. Video anlatım yazının alt kısmından başlamaktadır. En son videoda Pervin Çoban göçerler devlet eliyle azaldığı için buna bağlı artan yangınların sebebini anlatıyor
Allah’ın yaratmış olduğu doğadaki tüm canlılara saygımız sonsuzdur. Ve o saygıyı öğrenmeleri için dağa, taşa, kurda, kuşa, esen yele, akan dereye, rüzgâra saygımız sonsuzdur. İnsanlar belki bu ateş canlı olarak görmeyebilir. Fakat o ateş o ocak taşı canlıdır, kutsaldır. İnsanların hissedemediği, belki de kâr olarak görmediği her şey bizim için değerlidir. Bakın şu taş benden değerli.
Göçmen kuşlar hesabı, turnalar hesabı, keçiler karar verir, doğa karar verir, biz de bunlara uymak zorundayız. Yani biz çıkarımız için ya da yaşamın gerektirdiği gibi, işte biz de yani onları kendimize uydurma diye bir düşüncemiz de olmadı, böyle bir yapımız da yok. Keçiler yürümek istiyorsa biz de durmayız. Onları bekleriz, hazırsınızdır.
Ama şimdi bizi yok etmek istiyorlar. Kontrol edemedikleri için yok etmek istiyorlar. Çünkü özgürüz, özgür yaşıyoruz.
Her gün bizim ormanlarımızı kesiyorlar. Kereste yetiştiriciliği yapacaklarmış. Yerine yeni fidan dikiyorlar. Doğamızı yok ediyorlar.
Biz metrekarelere bölünmüş tarla, arsa, apartman istemiyoruz. Bizim sınırlarımız yıldızlarda olur. Yanlış tarımdan dolayı sularımızı kaybettik. Bugün kendisini çok gelişmiş zannedenler, onların korktuğu canlılar bizim yoldaşımızdır. Doğanın gücü, dengesidir yılanlar. Akreplerin, çıyanların, kurtların içeceği sular kalmadı.
Bunlar neden, taş ocağı yüzünden. Lüks binalar uğruna patlatılan dinamitler bütün kaynakları kuruttu.
Biz anaerkil bir toplumuz. Çocuğumuz ilk doğduğunda oyuncağı oğlaklardır. Ana erkil toplumda kimseye görev verilmez. Herkes kendi görevini kendisi çıkarır.