• Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
Çarşamba, Mart 29, 2023
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazeddakıbrıs
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
Bulamadık
Tümünü Gör
Ana Sayfa YORUM GAZEDDABLOG GAZEDDA YAZARLARI Tevfik Aytekin

Sahilya Ülkesinin İnsanları | Tevfik Aytekin

Tevfik Aytekin Tevfik Aytekin
10 Ağustos 2018
Okuma Süresi: 6 dk
A A
Sahilya Ülkesinin İnsanları | Tevfik Aytekin

Şiddetiyle berbatlığın kırılganlığı arasında, insanın insanda ben dediği kişiyi, gerçeğin farklı yüzleri olduğuna ve gerçekliğin değişebilir olacağını inat ederek, bir iddiaya girişmiştik.

***

Geçmişin ruh çağrısını, doğanın saygısını, anlatıcının yalnızlığını savunan “Romantikler”.

***

Titizlikle çalışan gerçekliğin “Şairleri”

***

Günlük yaşamın zamanını doldurduğunu düşünerek, bugünü bir kenara bırakıp, yeni bir kültür icat edilmesini düşünen “Modernler”.

***

Modernleri sorgulayarak, aşılmasını düşünen “Özgüller”.

***

Doğanın detaylarını olduğu gibi yansıtan, doğal nedenlerin işleyişini savunan “Dürtücüler”.

***

Dış dünya ile insanın duyuları arasında köprü kurmaya çalışan “İzlenimciler”.

***

Süreçleri, olup bitenleri düşünceye bağlayan “Bağımsızlar”.

***

Estetik, ebedi, günlük yaşamı ön yargısız yaşayan “Çıplaklar”.

***

Reddeden, makineleşen, süratli hayatın “Temelcileri”.

***

Boğuntu ve dengesizliği şaşkınlığa düşüren “Sarsıcılar”.

***

Ayak izindeki düş gücünün peşinden koşan, kendi kendini didikleyen “Vurgucular”.

***

Görünüşte anlamsız gibi gözüken, birlikteliği anlamlandıran “Ciddiyetçiler”.

***

Sözü geçen çabayı koyan, geleneğin içinde, zamanın akışına karşın, kendi yargısında kalan “Bağlanacılar”.

***

Çöküntü ortamında iç dünyasını ön plana çıkaran, geleneksel kuralların dışına çıkan “Biçim bozucular”.

***

Duygusal izlerini yansıtan, kendinde yarattığı izlenimin peşinden koşan, “Resmediciler”

***

İşte bizler… Biz on üç kişi nüfuslu, bozlak sarısı ovaları dağlarla kavuşan, serin tepeliklerinden alçak kısımlarına kaydıkça sıcak, koltuk altı ormanlarının denizlerle kavuştuğu, işte bu ufak, dingin, kimi zaman ateşi yüksek bu ülkenin, “Sahilya Ülkesi”nin insanlarıyız.

*

Şiirlerini çarşaf gibi deniz titizliğinde yazan şairimiz; “Özgülümüz sahilimizi kirlettiği” gün şiirler yazmıştı. Doğanın saygısını kutsayan romantiğimiz her akşamüstü sahilimize gelirdi. Zamanla Vurgucumuzla sevgili olmuşlardı. Bir gün olsun gerçekliği yazan şairimizin şiirlerinden okumadılar. Nasıl olurdu? Geçmişin ruh çağrısını yapan biriyle, kendi kendini didikleyen birisi, nasıl olur da bu şiirleri okumazdı? Sahilya’nın denizleri olmasa aşk nasıl olurdu? Ayak izindeki düş gücünün peşinden koşan insan, kirliliğe çözüm bulamaz mıydı?

*

Bağlanıcımız ortaya bir çaba koydu ve dedi ki; “Belirli yasaklar koyalım, eskiden herkes istediği gibi hareket edemezdi”. Dedi dedi de Modernimiz hemen ortaya atılıp; “Bağlanıcımız miadını çoktan doldurdu, onu koltuk altı ormanlarımıza gönderelim, orada yaşasın, bize artık yeni bir kültür lazım, dedi.”

*

Biliyordum Özgülümüz artık kendini yitirecek kadar bizden uzaklaşacaktı. İçine düşen bu kasvetle, sesi birazda titreyerek;” Modernimizin dediğini düşündüm, Bağlanıcımızın çözümünü bir kenara bırakıp, kendini aşması gerekiyor, dedi.”

*

Çalı kuşlarının yuvalandığı sarı ovalarımızı serinlikte geçip, güneşin daha bir serine kaldığı bulutların altından yürüyerek, çitlembik ağaçlarını geçtikten sonra “Menengiçya” sınırına kadar gelince duraksadık. Yolda kendimize çitlembik ağaçlarından sakızlar yapıp çiğnemiş, her şeyi düşünceye bağlayan Bağımsızımızın anlattığı neşeli hikâyelerle eğlenmiştik. Her zaman olduğu gibi çenesi düşük Resmedicimiz, ruhunun duygusal izleriyle bize sarı ovalarımızın güzelliğini, serine kalan bulutların değerini, çitlembik ağaçlarımızın tartışmalarımızdan daha önemli olduğunu anlatıp, bir an da koşturmaya başlayıp, bakın havaya mis gibi diyerek haykırmıştı. Burada biter mi! Çenesi düşüklerin rehinliğinde kalmak. Ahhh… Zorla bizi bir araya toplayıp, önce kollarımızı göğsümüzden iki kenara açtırmış, havayı içimize çektirmiş, yüzümüzü gökyüzüne kaldırarak, hepinizi affediyorum diye bağırtması bir yana, Resmedicimize sürekli muhalif olan Sarsıcımızın, iki kolunu kapayarak bir kenarda kös kös oturması diğer yana, uykuya çoktan dalmıştık bile.

*

Bir an gece serinliğinde Ciddiyetçimizin uyanarak, üzerimizi tepeli lâl ağaçlarının geniş yapraklarıyla örttüğünü fark ettim. Pek tabi… Biçim bozucumuz yaprakları ayaklarıyla ittirip hem kendi üzerini açmış hem de Ciddiyetçimize her işe karışmaması uyarısında bulunmaktan geri kalmamıştı. Bir de üstüne üstlük sabahlıkta en geç yine Biçim bozucumuz uyanmıştı.

*

Çok genç eğilimli toprağı, yosunlu, ılıman yapraklar döken, kimi zaman likenli, seyrek, kimi zaman rüzgârlı kara hadin ağaçlarıyla süslü koltuk altı ormanlarımıza gelmiştik. Tohumlarını dağıtan otsu bitkilerin arasından, Çun dağına doğru tırmanmaya başlamış, nefesimiz artık seyrelmeye, zirvelere doğru yağmacı kuşları görmeye başlayınca, Dürtücümüzün evine yaklaştığımızı çoktan anlamıştık. Dürtücümüz dört yüz yaşında. Bilge dürtücümüzü her zamanki gibi evrene teşekkür ederken bulmuştuk.

*

Hep bir ağızdan kopardığımız yaygara ve şikâyetleri kesmeden sabırla dinlemiş, kimi zaman turbalık alanlardan topladığı bitkilerden yaptığı çaydan ikram etmiş, akşama doğru biz tartışmaktan yorulunca, çenesi düşük Resmedicimizi de susturarak, her zaman kendine hayran bırakan konuşmasına başlamıştı bile.

*

İlk önce bana seslendi; ”Sen çıplağımız ne düşünüyorsun? Dinginleşen sesimle; “Bu tartışmanın çizgilerini boyamak isterim, çizgileri eğmek isterim, belki daire olurlar, belki bir sığınak.”  Peki sen… Evet… Sen İzlenimcimiz, sen ne düşünüyorsun? İzlenimcimiz ateşli sesiyle; Ben sizin söyleyeceklerinizle, herkesin söylediği arasında bir köprü kurmak isterim.”

*

Dürtücümüz, sessiz, dingin, bir o kadar dinçleşmiş Çun dağının, doğanın sıralı seslerinin, içine-içine konuşmaya başladı. Çözümü birinde arayacak kadar, insanın kendi doğasını inkâr ettiği zamanlar olmuştur. Çatışma zamanında Resmedicimizin yok sayıldığı anlar da olur. Şunu iyi bilin ki kölelerin başı belaya girmez. O yüzden ne kadar huysuz olursa olsun, Sarsıcımızı asla yalnız bırakmamanız gerekir. Sarsıcımız da Resmedicimizi yanından ayırmasın ki birbirlerini dengelesinler. Ne zaman gerçekçi Şairimize çıkışsalar, onu korumak yerine, Romantiğimiz Vurgucumuza, Şairimizin şiirlerini daha çok okusun. Çünkü aşk gerçeği birbirine okumaktır. Özgülümüz ve Modernimiz arasındaki dengeleyici yargıyı, ancak Bağlanıcımız kurabilir. Sen Bağlanıcımız… Ciddiyetçimizle daha çok vakit geçirmen gerekir. Çünkü gelenek sadece birlikteliği anlamlandırmak için vardır. Kuşların uyumasını fırsat bilen ateş böcekleri ortalığı sarmış, Ay’ın ışığını kutlar gibi öbek-öbek uçuşuyor, ateşin aydınlattığı odanın içine, turba çayının etkisinden mi bilinmez, Dürtücümüz konuştukça, sözleri içimize-içimize işliyordu.

*

Biçim bozucumuzun huysuzluğuna bakmayın siz, onu Temelcimizin davranışları etkiliyor. Ben Bağımsızımızı yanıma alıp, ne zaman sorun olursa, onları bir araya getiririm. Unutmayın Bağımsızımız çok düşünür, fakat denizlerimizin asıl koruyucusu onlardır. Sen Bağımsızımız… Çıplağımızı yanından ayırma ki; çözümlerin estetik, günlük yaşamını ebedileşebilsin. Ne zaman öfkelensen… İzlenimcimize sarıl ki; nefesinle dinginleşmeyi, gözlerini kapayarak görmeyi, köprüler kurmayı başarabilesin.

*

Evet… Ben Sahilya’nın çıplağıyım. Şimdilerde, akşamüstü uzandığım serin kumların üzerinde, uzun uzun ettiğimiz kavgaları düşünerek geçirdiğim zamanı, gözümün önündekileri göremeden geçirdiğim zamana karşın, tıpkı bacaklarımdan süzülen, tuzlu denizin ıslak damlarına değişemeyecek kadar tutkuyla Sahilya’ya bağlıyım. Bilindik bir çıplaklığım ötesinde, en kuytuma kadar ürperdiğim anlarım, yuvam, serin koku, karın tokluğum, manzaram. Belki yanlış bir erkeğe âşık olmak gibi Sahilya ile aramızdaki. Buna rağmen yaşama güveniyorum. Atardamarlarımda hissettiğim bu mücadele. Bütün bunların bir evrim ve çağdaşlığı doğuracak yeni sancılar olduğunun artık daha çok farkındayım.

*

Sen Sahilya… Sen sıcak duvar. Körpe kayalıkların ardına saklanmış balık yuvaları. Bir gün değdi mi diye sorarlarsa? Bir daha yaşasam yine aynı şekilde yaşardım diyeceğim. Sen Sahilya…

 

Gazedda'dan haberdar olmak için takipte kalın...

Takipten çık
Tevfik Aytekin

Tevfik Aytekin

Yaşamış, yaşayan, yaşayacak insanlık için. Fikirler topraklardan, insanlar bayraklardan değerlidir.

Geceleri insanın elinden alamazlar 🌗 Tevfik Aytekin
GAZEDDA YAZARLARI

Geceleri insanın elinden alamazlar 🌗 Tevfik Aytekin

Gazedda
25 Mart 2023
0

İnsan kendini denetledikçe müdahale etme isteğini dizginlediği de oluyor. Hatta bu her şeyin ve insanların doğasında bir türden eylemsizliğe geçiş gibi de görülebilir. Fakat insan dünün tutsağı olmadığı gibi şimdi...

Okumaya Devam Et
Yürekte bir yakarışa benzer 🔪 Tevfik Aytekin
GAZEDDA YAZARLARI

Yürekte bir yakarışa benzer 🔪 Tevfik Aytekin

Gazedda
25 Mart 2023
0

İnsan bazen eskiden olduğu ve artık olmadığı kişinin yasını da tutarmış. Zaten ayrılık dediğimiz şeyin acısı, aslen insanın kendisinden ayrılıyor oluşunun acısı değil midir? Sonra insanın yüreğinde cızırdayan bir affedişin...

Okumaya Devam Et
Bir çay hikâyesi | Tevfik Aytekin
Tevfik Aytekin

Bir çay hikâyesi | Tevfik Aytekin

Tevfik Aytekin
16 Mart 2023
0

Köşe yazısı fotoğrafın altından itibaren başlamaktadır. Fotoğraf : Gazedda Kolektif / AI Art Bir hikâye hatırlıyorum. Dedemin anlattığı bir hikâye. Bir çay hikâyesi. Elbet bir yerlerden edindiği bir hikâyeydi. Yoksa...

Okumaya Devam Et
İnsan betondan gelir betona gider | Tevfik Aytekin
Tevfik Aytekin

İnsan betondan gelir betona gider | Tevfik Aytekin

Tevfik Aytekin
14 Mart 2023
0

Köşe yazısı fotoğrafın altından itibaren başlamaktadır. Fotoğraf : Gazedda Kolektif / AI Art İnsan, hastanelerin soğuk hava depolarındaki ölülerden her zaman korkmuştur. Tıpkı avcısının ıslığını bekleyen sığırcık kuşu gibi aniyse...

Okumaya Devam Et
Kozmosun evladı Marx | Tevfik Aytekin
Tevfik Aytekin

Kozmosun evladı Marx | Tevfik Aytekin

Tevfik Aytekin
14 Mart 2023
0

Köşe yazısı fotoğrafın tam altından itibaren başlamaktadır. Fotoğraf : Gazedda Kolektif / AI Art Pi sayısı 3.14, sonsuza kadar devam eden bir sabittir. Pi sayısının tersine benzerliğiyle anılabilecek, tamamen bilim...

Okumaya Devam Et

YAZARLAR

Size bağış da yok, bağışlama da! | Mustafa Onurer
Mustafa Onurer

Size bağış da yok, bağışlama da! | Mustafa Onurer

Mustafa Onurer
28 Mart 2023
Bir seçim yazısı ya da “bizi tüm kurtaracak olan…”[*] – Sibel Özbudun
Sibel Özbudun

Bir seçim yazısı ya da “bizi tüm kurtaracak olan…”[*] – Sibel Özbudun

Sibel Özbudun
26 Mart 2023
Geceleri insanın elinden alamazlar 🌗 Tevfik Aytekin
GAZEDDA YAZARLARI

Geceleri insanın elinden alamazlar 🌗 Tevfik Aytekin

Gazedda
25 Mart 2023
Çalıyor

“Silahlı ve Tehlikeli: Britanya’nın Irkçı Polisi” | Belgesel

“Silahlı ve Tehlikeli: Britanya’nın Irkçı Polisi” | Belgesel

“Silahlı ve Tehlikeli: Britanya’nın Irkçı Polisi” | Belgesel

DÜNYA
Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

SANSÜRSÜZ
‘Hükümet istifa’ demek suç değil görevdir

Yas Evi | GAİN Orijinal Belgesel | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

Mağusa’nın en büyük acısı | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Umut’un babası | Sedat Yılmaz | Video

Umut’un babası | Sedat Yılmaz | Video

DÜNYA
Taraftarlar: Amedspor’a yapılan saldırı bir sistem sorunudur | Video

Taraftarlar: Amedspor’a yapılan saldırı bir sistem sorunudur | Video

DÜNYA
İlk resmî rapor | 33 bin 143 bina ağır hasarlı, 153 bin 506 daire derhal yıkılmalı

Kader Planı: Antakya | Video Haber

DÜNYA
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

Isias’ta hayatını kaybeden Hayal’in ailesinden ‘AFAD’ çıkışı: 6. güne kadar göremedik | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Kabındaki mama ile 25 gün hayatta kalan ‘Fıstık’, kurtarıldı

Kabındaki mama ile 25 gün hayatta kalan ‘Fıstık’, kurtarıldı

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Dayanışmanın önceliği | Melike Özbay | Vesaire

140journos’tan “kader planı”

DÜNYA

Twitter’da takip et

Tweetlerim

Instagram

Takip et

  • 27 Mart Dünya Tiyatro Günü kutlu olsun. Devlet Tiyatrosu
  • Yakanızdayız! #isiasadaletnöbeti
  • 27 MART DÜNYA TİYATRO GÜNÜ

“Bu büyük seçme çağında sanat da seçimini yapmalıdır. Sanat ya körü körüne bir inanışla kaderini bir azınlığa bağlar ve onun aracı olur ya da çoğunluğun tarafını seçerek kaderini ona bağlar. Ya insanları boş düşlere sürükler ve onları uyutur, bilgisizliği artırır; ya da gerçeklere yönelip bilgiyi çoğaltır. Ya yıkıcı yanı ağır basan güçlere ya da yapıcı ve ileri güçlere seslenir.”

Bertolt Brecht
  • Fransa
  • Nuri Sılay ile Tevfik Aytekin
  • 🟣 21 Mart Uluslararası Irk Ayrımı ile Mücadele Gününde, Mülteci Hakları Derneği olarak ırkçılık ve ayrımcılığa karşı sesimizi yükseltiyoruz!

🟣 MHD olarak sizi, Irkçılık Karşıtı Ağ ile tüm Irkçı, ayrımcı ve ötekileştirişi, politika, tutum ve davranışlara karşı mücadele etmek için aramıza katılmaya davet ediyoruz.

-------

🟣 As the Refugee Rights Association, we raise our voices against racism and discrimination on March 21, International Day for the Elimination of Racial Discrimination!

🟣 We invite you to join us with Network Against Racism to fight against all racist, discriminatory, and marginalizing policies, attitudes, and behavior!
  • Kader değil cinayet. Hepimize hesap vereceksiniz! #isiashepimizehesapverecek
  • Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşam süren gençlerin yüzde 57.30’unun göç etmeyi düşündüğü; gençleri göçe iten en önemli etkenlerin ekonomi, gelecek kaygısı ve zorunlu askerlik olduğu ortaya çıktı.

Gazedda Sosyal Medya

SON EKLENENLER

Varış noktası Türkiye olan 2,3 ton kokain yakalandı

Varış noktası Türkiye olan 2,3 ton kokain yakalandı

20 saat önce
Esmeray: Meclis’e girecek olmam başlı başına bir fark

Esmeray: Meclis’e girecek olmam başlı başına bir fark

20 saat önce
Kimliksizler’in AP’ye yapacağı dilekçe için imza kampanyası 26 Mart’a kadar devam ediyor

“Kimliksizler” 675 imzayı Avrupa Parlamentosu Dilekçe Komitesi’ne iletti

20 saat önce
Louise Michel: Savaşmak için gerekli tüm adımları atacağız

Louise Michel: Savaşmak için gerekli tüm adımları atacağız

21 saat önce
Almanya | Yakın tarihin en büyük uyarı grevi

Almanya | Yakın tarihin en büyük uyarı grevi

21 saat önce
Gazedda

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

  • Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası

Bulamadık
Tümünü Gör
  • Ana Sayfa
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • DÜNYADAN YAZARLAR
    • RÖPORTAJ

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız. Gizlilik ve Çerezler Politikası sayfamızı ziyaret edin.