“Sayın Akıncı’yı bilmem ama Türkiye ile biz birbirimize yeteriz”…
Bu söylem Ulusal Birlik Partisi Milletvekili Yasemin Öztürk’e ait!..
Hani böyle bir çıkış yapmasa, inanınız toplumun çoğunluğu bu kadının milletvekili dahi olduğunu bilmiyordu!..
Şu kurduğu cümle bile aslında fikri olmayan, dünya görüşü bulunmayan ve sırf vekil olmak için seçime girmiş bir zihniyetin ürünü!..
45 yıldır aynı lakırdı, “Biz bize yeteriz”…
Öncesinde de, “Türk’ten Türk’e kampanyası” vardı…
Yani ırkçılık üzerine kurulmuş 70 yıllık bir yalanın hayat bulma biçimi!..
Geldiğimiz aşamada bu söylemin ve “Düşünce”nin toplam ömrü 15 gün!..
Evet, Türkiye ile Yasemin Öztürk gibi zihniyetlerin, bu temel üzerine kurdukları ve milliyetçilik denilen hastalıkla bugüne kadar getirdikleri yapı bize 15 gün yetebildi!..
Hal böyleyken, Öztürk, bu düzenin kurucusu olan UBP’nin milletvekili olmaktan utanması gerekirken, kalkıp, dünya insanlığını tehdit eden bu virüs ortamında sağlık amaçlı Kıbrıs’ın güneyinden gelecek olan ilaçlara dahi tahammül edemeyip, bu gelişmeyi “Sadaka” olarak nitelendiriyor!..
Lafa bak, “Sadaka”!..
Kıbrıslıların dayanışmasını hanımefendi böyle nitelendiriyor!..
Dayanışma falan, hepsini geçtim, insancıl bir olay için düşüncesi bu!..
Yani bu kadın; -üzerinden uzak-, bir yakını acil olarak sağlık konusunda bir ilaca ihtiyacı olursa ve bu ihtiyaç kuzeyde yok ama güneyde varsa, ve de Türkiye’den gelene kadar yakınını kaybetme riski varsa, çıkıp, “Ben Rum’un sadakasını istemem, Türkiye ile biz birbirimize yeteriz, gerekirse yakınım ölsün” mü diyecek?
İçerisindeki insanlık bu kadar mı tükenmiş durumda!..
Kadın “Sadaka diyor” yahu!..
Sadaka kimlere verilir Yasemin Hanım biliyor musunuz?
-Beslemelere…
Peki, kendinizi bu toplumdan birisi sayıyorsanız, hatta seçilmiş bir vekil olduğunuzu hissediyorsanız, Kıbrıslı Türkleri “Besleme” olarak görenin kim olduğunu sanırım biliyor olmanız gerekiyor!..
Ama bunu bırakınız dillendirmeyi, düşünmeniz dahi işinize gelmez değil mi?
Böylesi bir dönemde bile bu denli nefret ve öfke inanılır gibi değil!..
Hani tıp bir şekilde bu virüse de bir çare bulacak ama siz ve sizin gibilere çare üretmesi mümkün değildir!..
Arka ceplerde Kıbrıs Cumhuriyeti kimlikleri, her türlü olanaklardan yararlanma halleri, diğer taraftan “Türkiye göndersin biz tüketelim” siyaseti ama dillerde de “Rum’dan hiçbir şey istemeyiz, biz Türkiye ile bir birimize yeteriz” söylemi!..
Sizler Türkiye’nin sırtında birer amip, bizlerin arasında ise en tehlikeli virüs konumundasınız!..