Cumhuriyet Meclis’i araştırma komitesi, İlaç ve Eczacılık Dairesi’nin belirli ilaçları bilinçli olarak almadığı ve devlete ilaç satan firmaların bu alımlardan bir rant sağlamasına olanak verecek suistimal olmadığına kanaat getirdi.
Komite ayrıca son kullanma tarihi geçmiş ilaçların gerçek değerinin öne sürüldüğü gibi 200 milyon Türk Lirası tutarında olup olmadığının tespit edilebilir olamayacağı, dolayısıyla İlaç ve Eczacılık Dairesi’nde son kullanma tarihi geçmiş ilaçların neden olduğu israfın sebep olduğu mali külfetin net değerine ulaşılamadığı sonucuna vardı
Cumhuriyet Meclisi, “İlaç ve Eczacılık Dairesi’nin Deposunda Tarihi Geçmiş Tonlarca İlacın İmha Edilecek Olmasının Ana Nedenlerinin Ne Olduğu ve Bu Konuda İhmalin Olup Olmadığı ile ilgili Meclis Araştırma Komitesi Raporu”nu açıkladı.
Raporda, İlaç ve Eczacılık Dairesi Deposuna girişlerde ve depodan çıkışlarda ilaç takip sistemine imkân sağlayacak etkin otomasyon sisteminin işlerliğinin sağlanmasının elzem olduğu, ancak bu sayede sistemli bir veri girişi ile son kullanma tarihi geçmiş ilaçların birikiminin önüne geçilebileceği belirtildi.
Teknik olarak stok takibi yapılmasını mümkün kılan sistemin günün koşullarına göre güncellenmesinin gerekli olduğuna işaret edilen raporda, dairenin internet ağı açısından yeterli teknik donanıma kavuşturulması gerektiği de vurgulandı.
İlaç ve Eczacılık Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasasında iyileştirmeler yapılmasının mutlaka gerekli olduğu, buna bağlı olarak daire kadrosunda bulunan eczacıların görev ve sorumluluklarının mevzuatta güncellenmesi gerektiği belirtildi.
Son kullanma tarihi geçmiş ilaçların Çevre Yasası kurallarıyla uygun bir şekilde imhasının sağlanmasına yönelik teknik altyapının oluşturulması ve ivedilikle işlerliğe kavuşturulması gerektiği kaydedildi.
Rapor
Cumhuriyet Meclisi’nden yapılan açıklamaya göre, Dokuzuncu Dönem Üçüncü Yasama yılında, Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkanı ve Gazimağusa Milletvekili Erhan Arıklı ve Demokrat Parti Gazimağusa Milletvekili Fikri Ataoğlu’nun birlikte sunduğu “İlaç ve Eczacılık Dairesi’nin Deposunda Tarihi Geçmiş Tonlarca İlacın İmha Edilecek Olmasının Ana Nedenlerinin Ne Olduğu ve Bu Konuda İhmalin Olup Olmadığı İle İlgili Meclis Araştırma Önergesi”, Cumhuriyet Meclisi’nin 28 Ekim 2019 tarihli Sekizinci Birleşiminde görüşülerek, “52/3/2019” sayılı kararla Meclis Araştırması açılması ve bu görevi yürütmek üzere özel bir komite kurulması oybirliğiyle kabul edilmesinin ardından “53/3/2019” sayılı kararla araştıma önergesine yönelik komite oluşturuldu.
7 Ocak 2020 tarihli ilk toplantısı ile çalışmalarına başlayan komite, 9 ve 22 Ocak ile 5 ve 26 Şubat 2020 tarihlerinde toplandı. Komite bu toplantılara ilaveten 18 Şubat 2020 tarihinde İlaç ve Eczacılık Dairesi Deposuna da bir gözlem ziyareti gerçekleştirdi.
Komite, 26 Şubat 2020 tarihli toplantısında konu hakkında taslak rapor hazırladı, ancak 3 Mart 2020 tarihinde üç aylık çalışma süresi dolan Komite, taslak raporu değerlendirip nihai şekle getirmek üzere İçtüzüğün 114’üncü maddesi gereğince Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’ndan üç aylık yeni bir süre talebinde bulundu ve Genel Kurul gündemine alınan sözkonusu talep, Genel Kurul’un 2 Mart tarihli 44’üncü Birleşiminde oybirliği ile üç aylık ek süre aldı.
Bu Karar doğrultusunda komite, taslak raporun değerlendirmesini yapmak üzere çalışmalarına devam etti ve 14 Mayıs ile 18 Mayıs tarihli son toplantıları ile çalışmalarını tamamladı.
Komite çalışmalarına yön vermek ve konu hakkında bilgi almak amacıyla Sağlık Bakanı Sayın Dr. Ali Pilli’yi, İlaç ve Eczacılık Dairesi, Sayıştay Başkanlığı, Merkezi İhale Komisyonu Başkanlığı ve Sağlık Bakanlığı İdari Birimine bağlı Bilgi İşlem Yetkilileri ile Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, Kıbrıs Türk Hemşireler ve Ebeler Birliği ve Kıbrıs Türk Eczacılar Birliği temsilcilerini toplantılara çağırarak bilgi ve görüşlerine başvurdu.
Komite ayrıca ilgili kamu, kurum ve kuruluşlardan da yazılı görüş aldı. Önerge sahipleri Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkanı ve Gazimağusa Milletvekili Erhan Arıklı ve Demokrat Parti Gazimağusa Milletvekili Fikri Ataoğlu, ayrıca Yeniden Doğuş Partisi Lefkoşa Milletvekili Bertan Zaroğlu da komite toplantılarına katılarak çalışmalara katkıda bulundu.
Komite, konu üzerinde yaptığı araştırma ve incelemeler sonucundaki tespit ve değerlendirmelerden önce komitenin kuruluşuna ilişkin amacını şöyle belirtti:
“Komitemiz, Genel Kurulca kabul edilen önerge uyarınca, İlaç ve Eczacılık Dairesinin depolarında takriben 200 Milyon Türk Lirası değerinde olduğu iddia edilen ilaçların son kullanma tarihlerinin geçtiği gerekçesi ile imha edilememesinden dolayı depoda tutulması üzerine ortaya çıkan durum ile alakalı olarak herhangi bir ihmalin ve/veya suiistimalin olup olmadığını araştırarak açıklığa kavuşturmak amacıyla kurulmuştur.
Komitemiz, araştırmalarını daha sağlıklı yürütebilmek amacıyla devlet eliyle ilaçların alımına ilişkin gerçekleştirilen ihalelerin yöntemi ve yıldan yıla değişen niceliği, ilaçların İlaç ve Eczacılık Dairesine ilk tedarik anından itibaren depoya yerleştirilme esaslarını, bunun yanında merkez depodan perifer depolara aktarımı, ilaçlarla ilgili tüm giriş-çıkış kayıtlarının nasıl ve hangi sistem aracılığıyla yapıldığı ve İlaç ve Eczacılık Dairesinde bahsekonu görevleri yürütmekle görevli personelin Dairenin kuruluş, görev ve çalışma esaslarına ilişkin mevzuat uyarınca sayısal yeterliğe sahip olup olmadığı ile ilgili hususları inceleme gereği duymuştur.
Yukarıdaki bilgiler ışığında Komitemiz, ilaç israfı miktarının takribi rakamlar ötesinde gerçekteki net rakamının ne olabileceği, işgücü, teknoloji-otomasyon yetersizliklerinin ve yönetimden kaynaklı hataların ilaç israfına etkisinin ne olduğu, ilaç alımlarının gerçek ihtiyaca yönelik olup olmadığı, belirli ilaçların bilinçli olarak mükerrer alımının yapılıp yapılmadığı, Devlete ilaç satan firmaların bu alımlardan bir rant sağlamasına olanak verecek suiistimal ihtimallerinin olup olmadığı, hangi kalemler üzerinden bir yıl içerisinde kaç kez ihaleye çıkıldığı, ülkemizde faaliyet gösteren özel eczanelerimizin ilaç depolarından ilaç temin etmekte hangi yöntemleri kullanmakta olduğu, son kullanma tarihi geçmiş olan ilaçların saklanması, kaydedilmesi ve imha edilmesiyle ilgili bir yasal düzenleme olup olmadığı, eğer varsa bu yasal düzenleme koşullarına uyulup uyulmadığı, İlaç ve Eczacılık Dairesinin Teşkilat Yasasıyla ilgili iyileştirici bir çalışmanın yapılıp yapılmadığı ve kötü olduğu varsayılan fiziki depo koşullarına ilişkin sorunun bugüne değin Sağlık Bakanlığına iletilip iletilmediği sorularını Komite toplantılarına katılan davetlilere sormuş; ayrıca Merkezi İhale Komisyonundan 2012 yılından bu yana açılan tüm ilaç ihalesi dosyalarını tedarik ederek iki hafta süre ile Komite üyeleri ile önerge sahiplerinin incelemesine olanak sağlamış ve aşağıdaki Bulgular ve Tespitler bölümünde yer alan verileri elde etmiştir.”
“İlaçların imha durumuna gelmesi”
Komite, öncelikle soruna bahse konu son kullanma tarihi geçmiş ilaçların imha durumuna gelme sürecinin nasıl geliştiğine ilişkin bilgi almayı gerekli gördüğünü belirterek, şöyle devam etti:
“Buna istinaden, İlaç ve Eczacılık Dairesinin 2002 yılından beridir mevcut depoda faaliyet gösterdiği, 2012 yılından önce son kullanma tarihi geçmiş ilaçların imhasına yönelik gömme yönteminin uygulandığı, ancak 2012 yılında yürürlüğe giren Çevre Yasasında yapılan bir düzenleme ile gömme yöntemi olarak uygulanan bertaraf yönteminin yasaklanmasıyla ilaçların bertaraf edilemediği ve son kullanma tarihi geçen ilaçların depoda birikmesiyle sorunun oluştuğu bilgisi edinilmiştir. Geçtiğimiz yıl içerisinde İlaç ve Eczacılık Dairesi yönetiminin depoda son kullanma tarihi geçmiş ilaçları ayıklama yöntemiyle iyileştirici bir depolama sistemi yaratma çabası sonucunda son kullanma tarihi geçmiş ilaçların eski Devlet Laboratuvarı binasına taşınmasının basına yansımasının bir sonucu ve nedeni olarak Cumhuriyet Meclisi Genel Kuruluna sunulan araştırma önergesi, Komitemiz çalışmalarının başlangıç noktasını oluşturmuştur. Dolayısıyla Komitemiz özellikle 2012 yılından sonraki ihaleler, alımlar ve depoya ilaç girişi-depodan ilaç çıkışları ile ilaçların çıkıştan önce depolanma usullerine yönelik ayrıntılı bir araştırma yürütmüştür.
“Bulgular ve tespitler”
Komitemizin, konu ile ilgili toplantılara katılan davetlilerden ve Komiteye sunulan bilgi ve verilerden yola çıkarak bulguları ve tespitleri şöyledir:
İlaç ve Eczacılık Dairesinin mevcut depo binasına 2002 yılında taşındığı ve 18 yıldır aynı binada faaliyet gösterdiği;
Dairede gerek insan iş gücü bakımından gerekse alt yapı bakımından ilaçları takip etmekte ve ihtiyaca yönelik ilaçları tespit etmekte yetersizlikler olduğu;
2012 yılında yürürlüğe giren 18/2012 Sayılı Çevre Yasası kurallarının önceden uygulanan bertaraf sisteminin uygulanmasını yasaklaması ve dolayısıyla bu yıldan itibaren son kullanma tarihi geçen ilaçların depo içerisinde muhafaza edildiği;
Zaman zaman alınan ilaçların, tıptaki gelişmelere paralel olarak üretilen yenilerinin alımıyla ihtiyaç fazlası duruma gelebildiği;
Çıkılan ihaleler sonucunda alınan ilaçların İlaç ve Eczacılık Dairesi deposuna girişinden sonra otomasyon sistemine kaydedilmesine ve takibine yönelik teknik, idari ve kullanıma dair sıkıntıların bulunduğu;
Personel sıkıntısı olduğu, Dairenin teşkilat şemasında 6 adet eczacı kadrosu bulunmasına ve 1990’lı yıllardan itibaren 15 eczacının emekli olmasına rağmen yıllardır hiçbir eczacının istihdam edilmediği;
Toplamda 57 kadrosu bulunan Dairenin yüzde 50’nin altında kadro kapasitesi ile çalıştığı, bu personelden bazılarının taşeron şirketlerden sağlanan personel, bazılarının ise geçici memur ya da geçişi işçi statüsünde bulunduğu, dolayısıyla da kendilerine hizmet şemasında bulunan görev, yetki ve sorumlulukların hiçbirinin yüklenemediği;
Dairenin ilaç ve malzeme temini yanında ilaçlara ilişkin ön izinler, ithalat izinleri, ülkeye giren serbest piyasada kullanılacak tüm ilaçlar, tüm tıbbi malzemeler, tüm kozmetikler, uçucu maddeler kapsamında olan kimyasalların izinlendirilmesi gibi yüklendiği farklı sorumluluklar bulunduğu ve tüm bu sorumlulukların şu anda Dairede mevcut iki tane eczacı tarafından gerçekleştirildiği;
İki tane eczacı alımına ilişkin Kamu Hizmeti Komisyonunca sınav duyurusu yapıldığı; ancak istihdamın henüz gerçekleştirilmediği;
58/1987 Sayılı İlaç ve Eczacılık Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasası ile ilgili olarak iyileştirici bir çalışmanın uzun yıllardır hayata geçirilemediği;
Hastalara ilaç dağıtımının İlaç ve Eczacılık Dairesi’nin giriş bölümünden yapıldığı, burada Numaratör bulunmadığı, işlemlerin daha hızlı gerçekleştirilmesi için personel tarafından elle tutanak tutulduğu ve anında sistemden düşme yönteminin gerçekleştirilmediği, reçetelerin dahi otomasyondan sorumlu kişiye verildiği ve girişlerinin günsonu, hatta bazı zamanlarda ertesi günlerde yapılabildiği;
İlaç ve Eczacılık Dairesi deposunun ana girişinden yapılan ilaç alımlarının genelde elle ve koli bazında sayımının yapıldığı; özellikle depoya yüklü oranda ilaç girişi yapılacağı zamanlarda zaman zaman insan hataları sonucu otomasyon sistemine hatalı veri girişlerinin yapılabildiği;
İlaç ve Eczacılık Dairesi deposunda raf sisteminin kurulmamış olduğu, bunun yanında sistemin kurulmasına ilişkin projenin bütçe teklifinin Daire Müdürlüğünce iki kez sunulduğu ve halihazırda proje ile bütçe planlamasının hazır bulunduğu;
Depo güvenliğinin sadece kamera kayıtlarıyla sağlandığı; ayrıca depo güvenliğini sağlayacak personellerin bulunmadığı;
Barkod numaralarının geçmiş dönemde insan hatası sonucunda sisteme yanlış girişinin yapıldığı, barkod sistemi yerine gelişen teknolojiye uygun olarak ilaçta etken madde ile girişe olanak sağlayacak karekod sistemine geçişin sağlanması gerektiği;
Karekod sistemiyle giriş ile ilacın seri numarasından, üretiminden, etkin maddesinden her ayrıntısına kadar tüm verilerine; ayrıca hangi tarihte, ne zaman, kimin tarafından alındığı gibi bilgilere ulaşılabileceği;
Sağlık Bakanlığının ilaçlara yönelik sağlık stok sisteminin etkin bir şekilde işletilmesini teminen 8 Nisan 2013 tarihinde SİSOFT Sağlık Bilgi Sistemleri LTD ile yapılan bir sözleşme karşılığında şu anda devlet hastanelerinde uygulanan sistemin kurulumuna gidildiği, bu sistemin şu anda Türkiye’deki devlet hastanelerinde uygulanan bir sistem olduğu, bu sistemin kurulmasına yönelik ara sözleşmeler de dahil olmak üzere toplam 675 Bin Dolar tutarında bir meblağın harcandığı, ancak sistemin en önemli modüllerinden olan stok takip satın alma ve demirbaş modülünün aktif olmadığı;
Ödenen miktara Ana Bakım Sözleşmelerinin de dahil olduğu; bunun yanında imzalanan sözleşmenin personele verilecek eğitimi de kapsadığı;
SİSOFT sistemiyle ilgili olarak, merkezden perifere dağıtılan ilaçların sistemden düzenli olarak düşülmediği, sistemin etkin bir şekilde işletilmesi hedefine yönelik personel eğitimlerinin yeterli düzeyde sağlanmadığı;
SİSOFT’un etken madde girişine olanak sağlayacak şekilde kurulumuyla ecza deposunda bulunan muadillerin hastaya verilebileceği, piyasada eksik olan bir ürünün daha kolay saptanabileceği;
FIFO Yöntemi (First in First Out -İlk Giren İlk Çıkar) diye bilinen etkin stok değerleme yönteminin, yani stoktaki malların kullanılma sırasının ilk alınan mallardan başlanarak sırasıyla devam edeceği, bir başka deyişle stoklara giren malların yine giriş sırasıyla stoktan çıkacağı varsayımına dayanan yöntemin İlaç ve Eczacılık Dairesinde var olmayan sistemli ve düzenli raflama ve depolama sistemi eksikliği nedeniyle uygulanamadığı;
İlaç sektöründe ihaleye çıkılmadan önce her yılın Eylül ayında İlaç ve Eczacılık Dairesi tarafından tüm hastanelerden ve bütün servislerden olmak üzere yıl içerisinde oluşabilecek ilaç gereksinimlerinin miktar ve kalem bazında talep edildiği, gelen listeler bağlamında Merkezi İhale Komisyonunca açılacak ihaleye yönelik talep listelerinin oluşturulduğu;
Hastanelerden talep edilen ilaç gereksinimlerinin geçmiş yıllardaki kullanım oranları da gözetilerek tahmini miktarlar olarak belirlendiği;
Özellikle onkoloji ilaçları gibi piyasada her zaman mevcut olmayan ilaçların ise gerektiğinde dış temsilcilikler vasıtasıyla tedarik edilebildiği;
İlaç ve Eczacılık Dairesinin yıl içinde oluşan acil gereksinimler için Daire olarak ihaleye çıkabildiği;
Merkezi İhale Komisyonunca birkaç yıldır yıldan yıla değişen miktarlarda ilaç alımları yapıldığı ve bu alımların değerinin 60 Milyon ile 80 Milyon Türk Lirası arasında değiştiği;
Tüm alımların 20/2016 Sayılı Kamu İhale Yasası tahtında yapıldığı, bunun haricinde Komisyonun İlaç ve Eczacılık Dairesinden gelen talep miktarları üzerinde tartışma ya da soruşturma yapma gibi bir yetkisi olmadığı;
İlaç ihalelerine çıkmazdan önce taleplerle ilgili herhangi bir kalemde aşırı miktarda bir artışın gözlemlenmediği, halihazırda son beş yıl içerisinde yapılan hiçbir ihaleye itiraz edilmediği;
İlaçlara ilişkin keşif bedellerinin İlaç ve Eczacılık Dairesi tarafından belirlendiği ve Daire tarafından Komisyona iletilen keşif bedeller açısından mümkün olduğunca en uygun fiyatın belirlendiği;
İlaç alımlarına ilişkin teknik şartnamenin içerisine ilaçların son kullanım tarihlerine yönelik şart konulabileceği, dolayısıyla stoktaki ilaçların büyük bir bölümünün bedelinin aslında tamamen firmalarca karşılanabileceği,
Sağlık Bakanı Sn. Dr. Ali Pilli’nin, Sağlık Bakanı olduktan sonra İlaç Eczacılık Dairesini ziyaret ettiği, yukarıda bahsekonu tüm eksiklikleri saptadığı, İlaç ve Eczacılık Dairesinde gözlemlenen tüm aksaklıkların giderilmesine yönelik stok takip sistemine ilişkin ilaç kartlarının düzenlenmesi, etken madde, muadili işlemlerin yapılması, sıfırdan stok sayımı ve otomasyon sisteminin etkin işler duruma getirilmesine yönelik hizmet alımı yoluyla geçici süreli personel istihdam ettiği;
Sayıştay Başkanlığının hâlihazırda İlaç ve Eczacılık Dairesi ile ilgili yürüttüğü kapsamlı bir denetimin mevcut olduğu ve bu denetim sonucunda kapsamlı bir Rapor sunulacağı.”
Sonuç Ve Öneriler
Komite, çalışmalarında aldığı bilgiler ile bulgu ve tespitleri neticesinde elde ettiğini sonuçlar ve önerilerini de şöyle sıraladı:
“İlaç ve Eczacılık Dairesinde son kullanma tarihi geçmiş ilaçların gerçek değerinin öne sürüldüğü gibi 200 Milyon Türk Lirası tutarında olup olmadığının bulgular ve tespitler bölümünde belirtilen koşullar nedeniyle tespit edilebilir olamayacağı, dolayısıyla İlaç ve Eczacılık Dairesinde son kullanma tarihi geçmiş ilaçların neden olduğu israfın sebep olduğu mali külfetin net değerine ulaşılamadığı;
İlaç ve Eczacılık Dairesinde son kullanma tarihi geçmiş ilaçların bulunmasının ortaya çıkış nedenlerinin başında 2012 yılında yürürlüğe giren Çevre Yasası düzenlemesiyle birlikte o tarihten bugüne kadar geçen sürede herhangi bir imha işleminin yapılmamış olması ve ilaçların bir depoda muhafaza edilmek zorunda kalınması;
İlaç ve Eczacılık Dairesi Deposuna girişlerde ve depodan çıkışlarda ilaç takip sistemine imkân sağlayacak etkin otomasyon sisteminin işlerliğinin sağlanmasının elzem olduğu, ancak bu sayede sistemli bir veri girişi ile son kullanma tarihi geçmiş ilaçların birikiminin önüne geçilebileceği;
Teknik olarak stok takibi yapılmasını mümkün kılan sistemin günün koşullarına göre güncellenmesinin gerekli olduğu;
Dairenin internet ağı açısından yeterli teknik donanıma kavuşturulması gerektiği;
Yılda bir kez yapılan ilaç alımlarında bir yıllık planlamanın yapılmasının zor olduğu, bu nedenle bu kadar uzun süreli yapılan taleplerde zaman zaman eksik veya fazlalık ortaya çıkabildiği;
İlaç ve Eczacılık Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasasında iyileştirmeler yapılmasının mutlaka gerekli olduğu; buna bağlı olarak Daire kadrosunda bulunan eczacıların görev ve sorumluluklarının mevzuatta güncellenmesi gerektiği,
Otomasyon ve kayıt sistemine yönelik görevlerin net bir şekilde yüklenebileceği kamu personelinin istihdamının sağlanması gerektiği;
İlaç ve Eczacılık Dairesi uhdesinde görev yapacak kamu personeli ve diğer çalışanların meslek içi eğitimlerinin aksatılmaması gerektiği;
Son kullanma tarihi geçmiş ilaçların Çevre Yasası kurallarıyla uygun bir şekilde imhasının sağlanmasına yönelik teknik altyapının oluşturulması ve ivedilikle işlerliğe kavuşturulması gerektiği;
Komitemiz, Merkezi İhale Komisyonundan alınan bilgiler ışığında ve son beş yıldır çıkılan ihalelerde itiraz olmadığını da göz önüne alarak, belirli ilaçların bilinçli olarak mükerrer alımının yapılmadığına ve devlete ilaç satan firmaların bu alımlardan bir rant sağlamasına olanak verecek suiistimal olmadığına kanaat getirmiştir.
Sayıştay Başkanlığının İlaç ve Eczacılık Dairesi Müdürlüğü hakkında yürüttüğü kapsamlı denetim sonucunda, bu sistemsizlik içerisinde eğer varsa sorumluluk yüklenecek tarafların belirlenebileceği.
Komitemiz, konunun değerlendirilmesini sunulan Rapor ışığında oybirliğiyle Genel Kurula salık verir.”