Psikolog-psikoterapist Haris K. Petroviç, Kıbrıs Haber Ajansı, KHA’ya yaptığı açıklamalarında COVID-19 hastalığı geçiren kişilerin korku, stres ve suçluluk gibi karışık duygular içinde olduklarını söyledi ve salgın nedeniyle bu insanların durumunda ortaya çıkan yeni koşulların modern bir dönem için hemen hemen alışagelmişin dışında olduğunu vurguladı.
Psikolog Petroviç şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu hastalığı geçiren insanların yaşadıkları karşısında, karışık duygular içinde olduklarını görüyoruz. Suçluluk, korku, stres ve durumlarının tehlikeli olup olmadığı konusunda güvensizlik hissediyorlar. Bu da onların krizi göğüsleme durumunda psikolojik yapılarını sergiliyor.
“İkinci aşamada, yakın çevrelerinin, aile ve dostlarının onlara yaklaşımı; üçüncü aşamada ise uzmanların, doktorların, sağlık personelinin ve diğer sosyal paydaşların onlara nasıl davrandıkları geliyor.
“Bir bölüm insandan, yetkili kurumlardan ve yakın çevrelerinden iyi davranış, destek, bakım konusunda mesajlar alırken bir grup insan ise virüs tehlikesi tehdidi nedeniyle etraflarındaki insanlardan sosyal tecrit ve ilgisizlik gördüklerini belirtiyorlar.
“Çünkü insanlar, bu yaşadıklarını hissedip düşünüyorlar ve etraflarındakilerinin, kendilerini nasıl gördüklerini düşünüyorlar. Diğer yandan bu, iki şeyden oluşan dış çevreyle de bağlantılıdır; bunlar, aile ve dost çevresi ve sosyal çevredir. Yakınlarından aldığı mesajlar, toplumun ya da konu üzerinde uzman olan yetkililerin söyledikleri bir gerçeklik duygusu yaratıyor. Her insanın gerçekleri de böyle şekilleniyor”.
“Bir salgın döneminde, bir insanın psikolojik algısı, hayatının tehdit edilmesi korkusu önünde bocalar ve bilişsel hatalara karşı hepimizi savunmasız kılar.
“Bu nedenle olayların olumsuz yönlerine odaklanır, her şeyi siyah-beyaz görür ve sonuç olarak sadece olumsuz dakikaları dikkate alarak korku, keder, öfke duygularıyla hareket ederek durumu yönetmeye yardımcı olacak gücümüzü engelleriz.
“Hasta olan ya da hastalığı geçiren kişilerin yönetimiyle ilgili protokolü bilmek çok önemlidir. Bunun dışında olayları nasıl görmek istediğimizi seçmek ve kontrolümüz dışında olan şeylerden uzaklaşmayı kontrol edebilmek çok önemlidir”.
Petroviç sözlerine devamla, şimdi yaşananların ömür boyu devam etmeyeceğini ve insanların hayatlarında anlam ve amaç oldukça, hiçbir durumun kalıcı olmadığını anlamanın çok önemli olduğunu vurguladı.
Petroviç “Dolayısıyla, hasta olanların ve dış çevrenin, etrafındakilerle ilişkilerinde kişisel değerlerini, kişisel ilişkilerin değerlerini ve başkalarıyla nasıl ilişki kurduklarını anlamaları gerekir.
“Hayatın, paylaşınca anlamlı olduğunu, her zaman hatırlamalıyız, bu nedenle, başkalarının ihtiyaçları ve korunmaları için bunu şefkat ve duyarlılıkla yapmalıyız” dedi.