TC Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Gezi eylemlerinden itibaren “Türkiye’nin Soros’u” diye hedef gösterdiği Kavala, 17 Ekim 2017’de Gaziantep’te gözaltına alınıp İstanbul’a götürüldü.
Gözaltı gerekçesi ilk anda öğrenilemedi. Soruşturmanın gizli olduğu söylendi.
Kavala, 1 Kasım’da tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Tutuklamaya iki gerekçe gösterildi: Gezi eylemleri bağlamında ‘hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs’ ve 15 Temmuz darbe girişimi bağlamında ‘anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs.’
İddianame sürecinde dosya ikiye ayrıldı.
Gezi eyemlerine ilişkin iddianame, 19 Şubat 2019’da hazırlandı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 10 Aralık 2019’da Kavala’nın derhal salıverilmesi yönünde karar verdi.
‘Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçlamasıyla yürütülen davanın 18 Şubat 2020’deki altıncı duruşmasına da tutuklu olarak çıktı. Duruşmada sekiz sanıkla birlikte Kavala da beraat etti ve tahliyesine karar verildi.
Ancak hemen ardından İstanbul başsavcılığı Kavala hakkında darbe girişimi bağlamındaki soruşturmada gözaltı kararı bulunduğunu duyurdu. Tahliyesi beklenen iş insanı gözaltına alındı. Oysa Kavala hakkında Ekim 2019’da bu soruşturmada tahliye kararı verilmişti. Buna rağmen Kavala 19 Şubat 2020’de darbe girişimi bağlamında ‘anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçlamasıyla yürütülen dava kapsamında yeniden tutuklandı. Kavala 9 Mart’ta 2020’de ise aynı soruşturma kapsamında bu kez ‘siyasal veya askeri casusluk’ suçlamasıyla tutuklandı.
Kavala haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle 4 Mayıs 2020’de Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Başvuru 15 üyeli mahkeme tarafından 29 Aralık 2020’de yediye karşı sekiz oyla reddedildi.
25 Ocak 2021’de AİHM’in bağlı bulunduğu Avrupa Konseyi, ‘Kavala’nın serbest kalması rica değil, bağlayıcı hukukun gereği’ diye Türkiye’ye hatırlatmada bulundu.
AYM’nin 23 Mart 2021’de açıklanan gerekçeli kararında karşı oy verip şerh düşen yedi üye arasında başkan Zühtü Arslan’ın da bulunduğu görüldü.