• Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
Pazartesi, Mayıs 19, 2025
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazeddakıbrıs
23 °c
Nicosia
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
    • SANAT
    • KORONAVİRÜS
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
    • SANAT
    • KORONAVİRÜS
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
Bulamadık
Tümünü Gör
Ana Sayfa YORUM GAZEDDABLOG GAZEDDA YAZARLARI Mustafa Öngün

Ölen Tanrı’dan arda kalan son insanlar… | Mustafa Öngün

Mustafa Öngün Mustafa Öngün
8 Ağustos 2018
Okuma Süresi: 9 dk
A A
Ölen Tanrı’dan arda kalan son insanlar… | Mustafa Öngün
https://bsky.app/profile/gazeddakibris.bsky.socialhttps://www.threads.net/@gazeddakibris

“insan, aşılması gereken bir şeydir. Onu yenmek için ne yaptınız?”

Nietzsche

Nietzsche’nin veciz sözü “Tanrı öldü…” eminim hepimizin karşısına çıkmıştır. Genel felsefesinde birçok sorun olduğunu düşünsem de Nietzsche’nin Tanrı’nın ölümüyle ne anlatmak istediğinin önemli olduğunu düşünüyorum. Dahası bu sözden hareketle birçoğumuzun içinden geçtiği sosyal ve politik durumla ilgili birkaç tespit yapabileceğimiz kanısındayım. Biraz daha açık ifade etmek gerekirse, bir kriz yaşadığımızı ve Nietzsche’nin felsefesinden hareketle bu krizi daha iyi anlayabileceğimiz iddiasında bulunmak istiyorum.

Несмотря на тот факт, что онлайн займы считаются довольно простым процессом оформления, требования к заемщику предъявляются достаточно жесткие. Прежде всего, этот процесс предполагает посещение офиса компании и регистрацию на сайте http://mirziamov.ru. Сегодня каждый гражданин РФ может получить займы на банковскую карту круглосуточно. Данный способ получения средств позволяет получить займ в считанные минуты, без траты времени и без длительного ожидания при входе в офис. Процентная ставка по займу будет значительно выше той, которая устанавливается в банках. Исключение составляют лишь те займы, которые предоставляются гражданам через проверенные сайты. Единственным условием получения займа, которое выдвигает кредитор, является наличие активного электронного счета в определенном банке. Таким образом, процентная ставка будет ниже.

Öncelikle, genelde basit bir Ateizm savunusu olarak anlaşılmasına rağmen Tanrı’nın ölümü iddiasının böyle bir savunudan oldukça uzak olduğunu söyleyelim. Tanrı’nın ölümü mefhumu her şeyden önce bir tespitti. Nietzsche yaşadığı dönemlerde, yani 1800lü yılların ikinci yarısında, Avrupa toplumunun içerisinden geçtiği sosyal ve ahlaki değişimi gözlemliyordu. Nietzsche’ye göre, Tanrı’dan bir kez şüphe duyan modernitenin aklı artık tanrı inancına geri dönülmesini mümkün kılmıyordu. Modern insan Tanrı’ya inansa dahi artık elinde sadece bu hayatın olduğu; bu hayatla ne yapacağına karar veren doğa üstü bir varlığın mevcut olmadığı gerçeğiyle yaşamak zorundaydı. Modern insan, bu hayatın biricikliğini idrak etmek ve biricik olan bu hayatta kendiyle baş başa kalmak zorundaydı. İnsana ne yapacağını, neyin doğru neyin yanlış olduğunu söyleyen bir Tanrı’nın etkisi gittikçe ortadan kalkıyordu ve Nietzsche için bu olgu hem ciddi bir krizin hem de ciddi bir potansiyelin habercisiydi (Nietzsche, 2009). Hristiyan ahlakı ve hakimiyetinin son buluyor olması bakımından bir potansiyel fakat bu çöküşün yerine konulacak değerlerin henüz yaratılmamış olması bakımından da bir kriz.

Hristiyan ahlakının (veya genel anlamda Tanrı inancının olduğu dinlerdeki ahlakın) hâkim olduğu bir dünyada, mevcut hayatın kendisi çoğu zaman değersiz kılınmaktaydı. Daha anlamlı ve değerli olan bu hayatın ardından gelecek olandı. Bu hayatta Tanrı’nın bizden yapmamızı istediğini yapmalı, onun koyduğu kurallara ve değerlere göre yaşamalıydık. Böylece ölüm sonrasında, yani gerçek olan hayatta, istediğimizi elde edecek ve huzura kavuşacaktık. Nietzsche’ye göre bu türden anlayışların (yani dinin) kültüre egemen olması hayatın olumsuzlanması ve değersizleştirilmesi anlamına geliyordu (Nietzsche, 2004). Dünya çok uzun bir zaman bu anlayışın hakimiyeti altında kalmıştı. Tanrı’nın ölümü, bu hakimiyetin zayıflaması ve dolayısı ile yaşadığımız hayatın tek gerçeklik olduğunun bilincine varabilmek anlamına geliyordu. Farklı bir deyişle, Tanrı’nın ölümü, Tanrı’ya inanıp inanmamaktan çok doğa üstü veya öte dünya olarak adlandırılabilecek bir hayata veya varlığa bağlı olarak yaşayıp yaşamamakla bağlantılıydı. Nietzsche’ye göre, uzun bir tarihsel sürecin ardından ilk kez hayatın kendisini olduğu gibi olumlama ve kabul etme potansiyeli doğmuştu (Nietzsche, 2004). Bu ciddi bir değişimin ve potansiyelin habercisiydi fakat potansiyel aynı zamanda çok ciddi de bir krize işaret etmekteydi.

Krizin kendini en fazla hissettirdiği yerlerden birisi de insanın ölümle olan ilişkisiydi. Hegel’in de vurguladığı gibi insan her zaman öleceğinin bilincinde olan bir varlık olagelmişti ve bu durum insanın belirleyici bir unsuruydu. Geleneksel insan, ölüm bilincinin yarattığı kaygıyı Tanrı aracılığı ile aşmaktaydı. Tanrı, ölümün ardından başka bir hayatı mümkün kılıyordu. Dahası, ölümün ardından gelecek olan hayatı bu hayattan daha gerçek ve değerli hale getiriyordu. Gerçek olan, değerli olan, bu hayat ve dünya değil, öte dünya ve ahiretti. Tanrı’nın ölümü öte dünyanın bu hayat üzerindeki hakimiyetini azalttığı için, ölüm artık başka bir anlam taşımaya başlamıştı. Elimizde olan tek hayat buydu ve ölümle birlikte onu kaybedecektik. Ölüm artık değersiz bir dünyadan daha değerli ve kalıcı bir dünyaya geçişi temsil etmiyordu. Ölüm tek ve biricik olan bu hayatın bitmesi anlamını taşıyordu. Tam da bu yüzden Tanrı’nın ölümünün ardından ölüm bilincinin ve onun yarattığı kaygının nasıl aşılacağı meçhuldü.

Nietzsche için Tanrı’nın ölümü, geleneksel anlamda bildiğimiz ve tanıdığımız insanın da ölümünün habercisiydi ((Nietzsche, 2009). Geleneksel insanın hayatı ve ölümü aşma aracı olan Tanrı öldüğünde bildiğimiz anlamda geleneksel insan da böylece geride kalmıştı. En temel varoluş biçiminin parçası olan ölümden sonraki hayat etkisini yitirmişti. Ölüm kaygısı bilindik inanışlarla aşılamaz bir duruma gelmişti. Ölümden sonraki hayata, dahası (eğer Tanrı’nın kurallarına uyarsak) ölümden sonra daha da iyi bir hayata ulaşacağımıza inanmak birçoğu için mümkün değildi. Tanrı’dan ve gelenekten geriye inanılacak pek de bir şey kalmamıştı. Bu sebeple ölen Tanrı’nın karşısında yeni bir insan doğmak zorundaydı (Nietzsche, 2007).

Tanrı’nın ölümüyle anlatılmak istenen kriz, alternatifinin henüz yaratılmamış olması ve bundan dolayı modern insanın ölen Tanrı’nın karşısından ne yapacağını tam olarak bilememesidir. İnancın üzerinde ısrar edenler her zaman olacaktı ve oldu da, ancak Nietzsche’nin de belirttiği gibi artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı (ve olmadı da zaten). Tam da bu yüzden yeni dünyada insan kendini ve ölümü aşacak yeni araçlara ihtiyaç duymaktaydı.  Nietzsche’ye göre bu durum karşısında iki seçenek belirmekteydi: ya üstya da soninsanlar olmak (Nietzsche, 2007).

Nietzsche’nin üstinsan kavramı bilindiği üzere yanlış anlaşılmalara açık ve net olmayan bir kavram. Yine de birçoklarına göre üstinsandan kasıt, Tanrı inancının yarattığı insan türünün ötesine geçebilmiş, yani geleneksel insanı gerçek anlamda aşmış bir insandır. Risk alarak tüm değerleri sil baştan oluşturabilen bir insan türüdür. Bilindik ve geleneksel anlamda iyinin ve kötünün ötesine geçebilen, korkmadan kendi özgün değerlerini oluşturan, yaratıcı gücünü sonuna kadar kullanan özgür bir ruh. Nietzsche’nin üstinsanı, Tanrı’nın ölümünün ardından kendi yarattığı değerlerle kendini aşmayı başaran insandır. Tanrı’nın değerlerini ve aşkınlığını bir yana bırakabilen ve en önemlisi ölüm bilinci karşısında kendi değerleriyle durabilen bir varlıktır.

Tanrı’nın ölümü gerçeğinin karşısında iyinin ve kötünün ötesine geçemeyeneler ise son insanlar olarak hayatlarına devam edeceklerdir (Nietzsche, 2007). “Son insan” kavramı Nietzsche’nin ilginç ve benim de burada üzerinde durmak istediğim kavramlarından bir tanesidir. Son insan, üstinsanın aksine risk alamayan bir konformisttir. Tanrı’nın ölümünün ardından kendini aşabilecek değerleri yaratamamış insandır. Geleneksel insanın, yani Tanrı’nın insanının maskeli bir versiyonudur. Kendi bedeninin, sağlığının ve konforunun ötesini düşünemeyen bir türdür. Son insanlar yeni bir dünya ve özgürlük hayal edemezler, düşleri yok denecek kadar küçüktür. Tanrı’nın ölümünün ardından herhangi bir değer yaratamayan son insanların elinde bir tek bedenleri ve onun aracılığı ile yaşayacakları geçici hazlar kalmıştır. Nietzsche için Tanrı’nın ölümü, üstinsan diyebileceğimiz potansiyeli ortaya çıkardığı gibi hiçbir hayali ve kendine özgü değeri olmayan köle ruhlu komformist insanlar yığınını da ortaya çıkarmıştır. Kısacası, Nietzsche’nin Tanrı’nın ölümü mefhumuyla anlatmak istediği bu hayatın tek olduğuna ve ölümle birlikte son bulacağına dair inancın güçlenmesi ve bununla birlikte gelen olumlu potansiyel ve krizdir.

Bu noktada, Nietzsche’nin şu sorusu hayati bir önem arz etmektedir: “insan, aşılması gereken bir şeydir. Onu yenmek için ne yaptınız?” Tanrı’nın ölümü karşısında sorulması gereken insanın nasıl aşılacağıdır. Tanrı’nın ve onun yarattığı değerler olmadığında insan nasıl aşılacaktır. Üstinsan kavramı bu soruya cevap vermek için geliştirilmiştir. Nietzsche’ye göre insanı aşabilmek için özgün değerlerini yaratabilen, yaratıcı ve özgür ruhlu insanlar ortaya çıkmalıdır. Aksi halde Tanrı’nın ölümü bir kriz olarak kendini sürdürecektir. Nietzsche’nin felsefesi elbette burada kabaca anlattığımdan çok daha derinlikli ve incelikli fakat bu kaba versiyonu bile birazdan anlatmak istediklerimi aktarmam için yeterli olacaktır.

Şimdi Kıbrıs’ın kuzeyine dönecek olursak, buradaki toplum, diğer toplumlardan çok daha farklı tarihsel ve sosyal süreçler sonucunda olsa dahi, Nietzsche’nin Tanrı’nın ölümüyle anlatmak istediği türden bir krizle karşı karşıyadır diye düşünüyorum. Bunu biraz daha teferruatlı açıklayabilmek için Tanrı’nın ölümü diye bir şeyden Kıbrıslı Türkler için de bahsedebilir miyiz sorusunu sormamız gerekiyor. Bir zamanlar bilindik anlamda Tanrı’ya inanan Kıbrıslı Türklerin bugünkü jenerasyonları için bu artık pek de mümkün değil. Evet, bir yaratıcıya, bir güce veya ölümden sonra hayata inananlarımız oldukça fazla. Ancak ölümden sonraki hayatın bu hayattan daha değerli ve üstün olduğuna inananlara rastlamak pek mümkün değil. Aynı şekilde, bize nasıl yaşamamız gerektiğini söyleyen bir Tanrı’nın varlığına yönelik bir inancın hakimiyetinden de söz edemeyiz. Kısacası, Kıbrıslı Türkler için Tanrı inancı, yaratıcı bir güce inanmaktan fazlası değil. Bunun doğru olduğunu kabul edersek ve Nietzsche’nin çerçevesinden bakacak olursak, Kıbrıslı Türklerin birçoğu için Tanrı’nın ölmüş olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Tam da bu yüzden Nietzsche’nin yukarda vurguladığımız sorusu Kıbrıslı Türkleri de ilgilendiren bir soru haline gelmiş durumdadır: “İnsan, aşılması gereken bir şeydir. Onu yenmek için ne yaptınız?”.

Bu soruyu Kıbrıs’a yönelik düşündüğümüzde, Tanrı’nın ölümü karşısında Kıbrıslı Türklerin “son insanlar” olma eğilimi içerisinde olduğunu söylemek şaşırtıcı olmayacaktır. Tanrı’nın ölümünün ardından kendi değerlerini yaratamamış, risk alamayan ve bedeni ve sağlığı ile ilgili kaygılanmaktan öteye kaygılar geliştiremeyen insanlara dönüşmüş durumdayız. Ölümle son bulacak bu hayatın biricikliğini kavramış fakat bu kavrayış karşısında alternatif değerler üretmeden bedenlerimize ve konforumuza sarılmış durumdayız. Ölümün bilinci ve kaygısı, bizi daha iyi beslenmeye, daha çok bedensel ve tensel hazlara yöneltmekten başka bir şey yapmıyor. Tanrı’nın ölümü Kıbrıslı Türkleri kendi bedenlerine hapsetmiştir. Onları son insanlar olarak değerlerden yoksun bir hayat yaşamaya itmektedir. Siyasetten günlük hayata kadar birçok alanda mevcut pratikleri ve anlayışları değiştirme arzusundan yoksun, yeniyi yaratmaktan, yeni olanın içine girmekten korkar hale getirmiştir.

Neredeyse herkes aynı şeyleri arzuluyor, aynı hayatları yaşıyor. Sağlıklı besleniyor, yoga ve spor yapıyor, köy yumurtası yiyoruz. Çocuklarımızı iyi okullara gönderiyor, hafta sonraları doğayla buluşup yürüyüş, bisiklet sporu yapıyor, derken pazartesi işe başlıyoruz. Daha ne isteyebiliriz değil mi? İnsan başka ne ister? Gerçekten de bu insan başka ‘ne isteyebilir’ veya ‘ne ister’ diye sorduğumuzda şu açık gibi duruyor: Evet, bu insanlar başka bir şey isteyemezler. Tanrı’dan arda kalan son insanlar isteyebildikleri kadarını almış durumdalar. Sorun, onların isteklerinin sınırlı olması ve bundan dolayı da insanı bir türlü aşamıyor oluşlarıdır. Bu durumda sormak gerekiyor: insanı aşmak için ne yaptınız?

Referanslar

Nietzsche, Friedrich. İyinin Ve KötününÖtesinde. Cev. Murat Batmankaya, Say Yayınları, 2004.

Nietzsche, Friedrich. Böyle Buyurdu Zerdüşt: Herkes Ve hiçkimse için Bir Kitap. Çev. Murat Batmankaya, Say Yayınları, 2007.

Nietzsche, Friedrich Wilhelm. Şen Bilim. Çev. Ahmet İnam, Say Yayınları, 2009.

Bu yazı ilk olarak 5 Ağustos tarhili Gaile derginide yayınlanmıştır.

Mustafa Öngün

Mustafa Öngün

Mustafa Öngün

Toplum “yavru” kalmanın bedelini ödüyor – Mustafa Öngün

Mustafa Öngün
9 Eylül 2020

Keşke bunun bedelini sağlığımız ile ödemeseydik ama Kıbrıs'ın kuzeyindeki toplum "yavru" kalmanın bedelini ödüyor...

Devamı içinDetails
Mustafa Öngün

İktidarı rahatsız eden bilim: İklim krizi – Mustafa Öngün

Mustafa Öngün
29 Eylül 2019

Bu yüzden Greta Thumberg’in şu söylemi hem şimdinin hem de geleceğin belki de tek anlamlı siyasetidir: “bilimin ortaya koyduğu iddiaları kabul etmeli ve paniklemeliyiz. Her şeyin ekonomik büyümeye alet edildiği...

Devamı içinDetails
Uçurum Siyaseti
Mustafa Öngün

Uçurum Siyaseti

Mustafa Öngün
5 Ocak 2018

Hatırlayalım; bir önceki seçimde en çok konuşulan konulardan biri siyasi partilere yönelik güven kaybı idi. 5 yıl önce sıkça konuşulan bu konu bugün gündemden büyük ölçüde kalkmış, yerini partilerin pazarlama...

Devamı içinDetails
Mustafa Öngün

“Odada Bir Fil Yok!”

Mustafa Öngün
18 Ekim 2017

Her zaman kendini kandıranlarımız, yapmadıkları şeyleri yaparmış gibi yapanlarımız ve bundan hiçbir rahatsızlık duymayanlarımız olacaktır. Ancak kendini kandırma niyetinde olmayanlar veya bundan rahatsızlık duyanlarımız, Kıbrıs’ın kuzeyinde siyaset yapmanın ve özellikle...

Devamı içinDetails
Siz Sıkılmadınız Mı Hala?
Mustafa Öngün

Siz Sıkılmadınız Mı Hala?

Mustafa Öngün
31 Ekim 2016

“Bütün insanlar doğaları gereği bilmek isterler”. Aristoteles başyapıtı ‘Metafizik’i bu cümleyle başlatır. İnsanların yaşadıkları dünyayı, toplumu ve diğer canlıları doğal olarak anlama arzusu içinde olduklarını anlatmaya çalışır. Bir anlamda demek...

Devamı içinDetails

YAZARLAR

Ortaokullarda Başörtüsü Yasağının Kaldırılmasının Düşündürdükleri
Umut Bozkurt

Ortaokullarda Başörtüsü Yasağının Kaldırılmasının Düşündürdükleri

Umut Bozkurt
23 Mart 2025
Sizin Bu Suskunluğunuz Bizi Sağır Ediyor
Konuk Yazar

Sizin Bu Suskunluğunuz Bizi Sağır Ediyor

Konuk Yazar
22 Mart 2025
Kırılgan Ahlaklar, Kamusal Sorumluluklar
Engin Kara

Kırılgan Ahlaklar, Kamusal Sorumluluklar

Engin Kara
22 Mart 2025
Çalıyor

Baf Okulları Biyodizel İçin 17 Ton Yemeklik Yağ Topladı

Baf Okulları Biyodizel İçin 17 Ton Yemeklik Yağ Topladı

Baf Okulları Biyodizel İçin 17 Ton Yemeklik Yağ Topladı

KIBRIS
Romanya’da Rusya Yanlısı Aday Yeniden Reddedildi, Aşırı Sağcılar Polisle Çatıştı

Romanya’da Rusya Yanlısı Aday Yeniden Reddedildi, Aşırı Sağcılar Polisle Çatıştı

DÜNYA
“Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz”: Edip Akbayram Hayata Veda Etti

“Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz”: Edip Akbayram Hayata Veda Etti

SANAT
Zelenski’yi Kameralar Önünde Aşağıladılar

Zelenski’yi Kameralar Önünde Aşağıladılar

DÜNYA
“Emekli” Tavuklar Kıbrıs Zeytinliklerinde “Çalışıyor”

“Emekli” Tavuklar Kıbrıs Zeytinliklerinde “Çalışıyor”

İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
Cyprus Mail Yurttaşlara Sordu: Kıbrıs’ı Yabancılara Mı Satıyoruz?

Cyprus Mail Yurttaşlara Sordu: Kıbrıs’ı Yabancılara Mı Satıyoruz?

KIBRIS

İzel Seylani: Birlikte hayal etmeyi başardığımızda… | Video

SANAT
İsrail’in yerle bir ettiği Gazze havadan görüntülendi | Video

İsrail’in yerle bir ettiği Gazze havadan görüntülendi | Video

DÜNYA
Yunanistan’da ABD tanklarına barikat: Katiller evinize dönün

Yunanistan’da ABD tanklarına barikat: Katiller evinize dönün

DÜNYA
Scholz’un konuşması kesildi: “Filistinlilerin kanı sizin ellerinizde” | Video

Scholz’un konuşması kesildi: “Filistinlilerin kanı sizin ellerinizde” | Video

DÜNYA

Instagram

Takip et

  • Bekir Paşa Lisesi öğretmenleri Eğitim Bakanlığı
  • Tutuklanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu paylaşımında TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alarak “Korkunun ecele faydası yok! Öyle de yenileceksin! Böyle de yenileceksin. Haklılığımıza, cesaretimize, tevazumuza, güler yüzümüze yenileceksin!” dedi.

https://gazeddakibris.com/imamoglu-demokrasi-meydanlarinda-sesinizi-yukseltin/
  • Tel Aviv’de toplanan onbinlerce kişi, Netanyahu
  • Güney Kore, Japonya ve Çin dışişleri bakanları, Kore Yarımadası
  • 21 Mart Dünya Irkçılık Karşıtı Gün nedeniyle Kıbrıs
  • "AKP’nin Kuzey Kıbrıs’a yaptığı müdahaleleri beni de herkes gibi rahatsız ediyor. Ancak o rejimin buraya dayattığı politikaların hıncını başını örten orta okul öğrencilerinden çıkarmamalıyız."

https://gazeddakibris.com/ortaokullarda-basortusu-yasaginin-kaldirilmasinin-dusundurdukleri/?utm_source=instagram-business&utm_medium=jetpack_social
  • Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve beraberindekiler, CHP
  • Gençlik Federasyonu açıklamasında 22 Mart Cumartesi akşamı, Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) kampüsünde yaşanan ve kamuoyuna yansıyan olayların demokratik değerler ve ifade özgürlüğü açısından endişe verici olduğu belirtildi.

https://gazeddakibris.com/genclik-federasyonundan-polise-daudeki-garabet-tutumdan-donun/?utm_source=instagram-business&utm_medium=jetpack_social

Gazedda Sosyal Medya

SON EKLENENLER

Gençlik Federasyonu’ndan Polise: DAÜ’deki Garabet Tutumdan Dönün

Gençlik Federasyonu’ndan Polise: DAÜ’deki Garabet Tutumdan Dönün

2 ay önce
KTOEÖS: Öğretmenlere Yönelik Sahte Hesaplar Üzerinden Sosyal Medyada İtibarsızlaştırma Kampanyası Ve Provokasyonlar Yapılıyor

KTOEÖS: Öğretmenlere Yönelik Sahte Hesaplar Üzerinden Sosyal Medyada İtibarsızlaştırma Kampanyası Ve Provokasyonlar Yapılıyor

2 ay önce
İmamoğlu: Demokrasi Meydanlarında Sesinizi Yükseltin

İmamoğlu: Demokrasi Meydanlarında Sesinizi Yükseltin

2 ay önce
Siyaset Bilimci Şebnem Oğuz: Erdoğan Muhalefeti Bölmeye ve Uysal Bir Muhalefet Yaratmaya Çalışıyor

Siyaset Bilimci Şebnem Oğuz: Erdoğan Muhalefeti Bölmeye ve Uysal Bir Muhalefet Yaratmaya Çalışıyor

2 ay önce
Barolar Birliği: Yargının Tarafsızlığına Yönelik Bir Darbe

Barolar Birliği: Yargının Tarafsızlığına Yönelik Bir Darbe

2 ay önce

Gazedda Facebook

Gazedda Facebook
Gazedda

© 2025 Gazeddakıbrıs - Copyleft

  • Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Bulamadık
Tümünü Gör
  • Ana Sayfa
  • HABER
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
    • SANAT
    • KORONAVİRÜS
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • DÜNYADAN YAZARLAR
    • RÖPORTAJ

© 2025 Gazeddakıbrıs - Copyleft

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız. Gizlilik ve Çerezler Politikası sayfamızı ziyaret edin.