Sol Gençlik, kamuoyunu derinden sarsan Karpaz’da 14 eşeğin katledilmesine ilişkin açıklamada bulunurken, Taşkent Doğa Parkı’nın eşek yönetimi projesi ve Barolar Birliği Hayvan Hakları Komitesi’nin ceza yasası değişiklik önerisine destek belirtti.
Sol Gençlik tarafından yapılan, ‘Türkiye’nin arka bahçesi halini almış Kıbrıs’ın kuzeyinde gün geçmiyor ki hepimizin kanını donduran olaylar yaşanmasın’ ifadeleriyle başlanan yazılı açıklamada, Meclis Genel Kurulu’nda görüşülen ve siyasi rant ve daha fazla oy uğruna kurulu krize sokan ‘horoz dövüşü kültürü’ meselesinin ardından bu denli canice bir manzarayla karşılaşmanın kaçınılmaz olduğunu belirtilirken, “Kıbrıs’ın Kuzeyinde normalleştirilmiş bu çirkef yatağı ve yozlaşma kültürü, sadece insanlar için değil hayvanlar ve tabiatımız için de yaşamayı olanaksız hale getirmektedir” ifadeleri kullanıldı.
Yapılan açıklamada, Karpaz’da yaşanan katliamda eylemi gerçekleştiren katil failleri ile birlikte sözde devlet olarak egemenlik iddia eden yapının tüm yetkililerinin de aynı oranda suçlu olduğu vurgulanırken, uzun zamandır başıboş halde yaşama terkedilen eşeklerin, sözde idari makamlarda oturanlar tarafından tamamen görmezden gelinerek hak etmedikleri koşullarda yaşamaya maruz bırakıldığına işaret edilerek, “Taşkent Doğa Parkı gibi devletin alması gereken yükümlülük ve sorumlulukları üstlenen ve kâr amacı gütmeden oluşturulmuş kısıtlı sivil toplum örgütleri ellerindeki dar imkânlara rağmen doğayı ve yaban hayatını korumaya karşı ağır şartlar altında mücadele etmektedirler. Bölgedeki hal ve koşullar uzun zamandır bilinmesine karşın ne bu örgütlerdeki bilim insanlarının çağrılarına kulak verilmiştir ne de bölgedeki duruma ilişkin adımlar atılmıştır” denildi.
Tüm birikmiş suiistimal ve yozlaşmanın sonucunda doğum yapmakta olan bir anne eşeğinde aralarında bulunduğu 14 eşeğin katledildiğine dikkat çekilen açıklamada, “Bazı kırsal kesim bölgelerinde ve köylerde yaban hayatı bir engel ve tehdit olarak görülmekte, kısa vadeli kazanımlar için sessizce katledilmektedir. İdari yapı ve siyasilerin günümüzde uyguladığı politikanın bir yansıması olan bu düzen ileride karşılaşacağımız sorunların habercisidir” ifadeleri kullanıldı.
“Kardeşlerimize ve çocuklarımıza değer bile vermeyen sözde yetkililer, 14 eşeğe yapılan bu katliamla ilgili sorumluluk alır mı?”
Olay sonrası yetkililer tarafından yapılan açıklamalara işaret eden Sol Gençlik, şu ifadeleri kullandı: “Hepimizin alışık olduğu o basmakalıp gazete açıklamalarını yaşanan olayların hemen ardından farklı farklı basın yayın sitelerinde görüyoruz: “Olayla ilgili soruşturma başlatılmıştır”. Sürekli bahsedilen bu soruşturmanın sonucu ne olacak? Caydırıcı cezalar verilebilecek mi? Gerçekten sorumlular bulunarak adalet karşısında hesap verecekler mi? Devam eden süreçte bu hayvanların refahı ve yaşamı için gerekli adımlar atılacak mı? Yaşadığımız bu olay bizleri her ne kadar derinden üzse de bu düzende kendi kendine iyileştirme yapılacağına inancımız yoktur. İçerisinde bulunduğumuz sözde devlet yapısı en üstten en alta kadar düzensiz, darmadağın ve yozlaşmış bir haldedir. Her geçen gün adamızı 5-10 sene geriye iterek hangi sorunlarla baş edeceğimiz hakkında toplumumuzu ümitsizliğine boğmaktadır. İdarenin sorumsuzlukları yüzünden daha önce sağlık sisteminde ve ulaştırma yapısında yaşadığımız kayıpların hesabı yetkili makamlardan sorulamıyor, halen daha aynı makamları işgal ediyorlar. Kardeşlerimize ve çocuklarımıza değer bile vermeyen sözde yetkililer, 14 eşeğe yapılan bu katliamla ilgili sorumluluk alır mı?”
Sol Gençlik tarafından yapılan açıklamanın devamında, idari makamlarda oturanların gerçekliklerden ve toplumdan uzaklaşmış durumda olmalarıyla herhangi bir sorumluluk almayarak sözde soruşturmalarla siyasi izlenimlerini ve vicdanlarını rahatlatacakları belirtilirken, “Bahsedilenlerin tek derdi statükodan beslenmek, rant ve oy elde etmekten ibarettir. Diğer taraftan yitip giden ise canlarımız, insanlarımız, doğamız ve ülkemiz olacaktır. Haklı bir mücadele veren sivil toplum örgütlerimizin bu konuda arkasında olmalıyız. Taşkent Doğa Parkı’nın eşek yönetimi projesini ve Barolar Birliği Hayvan Hakları Komitesi’nin ceza yasası değişiklik önerisini desteklerken bu adımların sadece kısmen sorunlarımıza çözüm olabileceğini hatırlatıyoruz. Değişim ancak tüm sorumluların hesap verdiği zaman gerçekleşebilir, bu yapılanlara asla sessiz kalmayın!” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamanın tamamı ise şu şekilde:
“Türkiye’nin arka bahçesi halini almış Kıbrıs’ın Kuzeyinde gün geçmiyor ki hepimizin kanını donduran olaylar yaşanmasın. Yerel kaynaklar tarafından açıklandığı kadarıyla 14 eşeğin Karpaz’da katledildiği haberini okuyarak böylesi bir haftaya başladık. Meclis Genel Kurulu’nu geçtiğimiz günlerde siyasi rant ve daha fazla oy uğruna krize sokan ‘horoz dövüşü kültürü’ meselesi ardından bu denli canice bir manzarayla karşılaşmak aslında kaçınılmazdı. Kıbrıs’ın Kuzeyinde normalleştirilmiş bu çirkef yatağı ve yozlaşma kültürü, sadece insanlar için değil hayvanlar ve tabiatımız için de yaşamayı olanaksız hale getirmektedir. Yaşanan bu akıl almaz olayın katil failleri ile birlikte sözde devlet olarak egemenlik iddia eden yapının tüm yetkilileri de aynı oranda suçludur. Adamızın doğası ve kültürü ile bir bütün olan eşekler, uzun zamandır başıboş halde yaşama terkedilmiş ve sözde idari makamlarında oturanlar tarafından tamamen görmezden gelinerek hak etmedikleri koşullarda yaşamaya maruz bırakılmıştır. Taşkent Doğa Parkı gibi devletin alması gereken yükümlülük ve sorumlulukları üstlenen ve kâr amacı gütmeden oluşturulmuş kısıtlı sivil toplum örgütleri ellerindeki dar imkânlara rağmen doğayı ve yaban hayatını korumaya karşı ağır şartlar altında mücadele etmektedirler. Bölgedeki hal ve koşullar uzun zamandır bilinmesine karşın ne bu örgütlerdeki bilim insanlarının çağrılarına kulak verilmiştir ne de bölgedeki duruma ilişkin adımlar atılmıştır. Bazı kırsal kesim bölgelerinde ve köylerde yaban hayatı bir engel ve tehdit olarak görülmekte, kısa vadeli kazanımlar için sessizce katledilmektedir. İdari yapı ve siyasilerin günümüzde uyguladığı politikanın bir yansıması olan bu düzen ileride karşılaşacağımız sorunların habercisidir. Tüm birikmiş suistimal ve yozlaşmanın sonucunda doğum yapmakta olan bir tanesinin de aralarında bulunduğu 14 eşek canice katledilmiştir.
Hepimizin alışık olduğu o basmakalıp gazete açıklamalarını yaşanan olayların hemen ardından farklı farklı basın yayın sitelerinde görüyoruz: “Olayla ilgili soruşturma başlatılmıştır”. Sürekli bahsedilen bu soruşturmanın sonucu ne olacak? Caydırıcı cezalar verilebilecek mi? Gerçekten sorumlular bulunarak adalet karşısında hesap verecekler mi? Devam eden süreçte bu hayvanların refahı ve yaşamı için gerekli adımlar atılacak mı? Yaşadığımız bu olay bizleri her ne kadar derinden üzse de bu düzende kendi kendine iyileştirme yapılacağına inancımız yoktur. İçerisinde bulunduğumuz sözde devlet yapısı en üstten en alta kadar düzensiz, darmadağın ve yozlaşmış bir haldedir. Her geçen gün adamızı 5-10 sene geriye iterek hangi sorunlarla baş edeceğimiz hakkında toplumumuzu ümitsizliğine boğmaktadır. İdarenin sorumsuzlukları yüzünden daha önce sağlık sisteminde ve ulaştırma yapısında yaşadığımız kayıpların hesabı yetkili makamlardan sorulamıyor, halen daha aynı makamları işgal ediyorlar. Kardeşlerimize ve çocuklarımıza değer bile vermeyen sözde yetkililer, 14 eşeğe yapılan bu katliamla ilgili sorumluluk alır mı?
İdari makamlardakiler adamızdaki gerçekliklerden ve toplumumuzdan öyle uzaklaşmışlar ki bu olay sonrasında da herhangi bir sorumluluk almayarak sözde soruşturmalarla siyasi izlenimlerini ve vicdanlarını rahatlatacaktırlar. Bahsedilenlerin tek derdi statükodan beslenmek, rant ve oy elde etmekten ibarettir. Diğer taraftan yitip giden ise canlarımız, insanlarımız, doğamız ve ülkemiz olacaktır. Haklı bir mücadele veren sivil toplum örgütlerimizin bu konuda arkasında olmalıyız. Taşkent Doğa Parkı’nın eşek yönetimi projesini ve Barolar Birliği Hayvan Hakları Komitesi’nin ceza yasası değişiklik önerisini desteklerken bu adımların sadece kısmen sorunlarımıza çözüm olabileceğini hatırlatıyoruz. Değişim ancak tüm sorumluların hesap verdiği zaman gerçekleşebilir, bu yapılanlara asla sessiz kalmayın!”