• Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
Cumartesi, Nisan 1, 2023
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazeddakıbrıs
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
Bulamadık
Tümünü Gör
Ana Sayfa YORUM GAZEDDABLOG DÜNYADAN YAZARLAR

‘Neoliberal Köktencilik’, Komprador Devlet, Eş-Dost-Akraba Kapitalizmi ve Çöküş | Fikret Başkaya

Gazedda Gazedda
12 Eylül 2018
Okuma Süresi: 6 dk
A A
‘Neoliberal Köktencilik’, Komprador Devlet, Eş-Dost-Akraba Kapitalizmi ve Çöküş | Fikret Başkaya

1. Kapitalist dünya sistemi 1970’lerin başında krize girdi ve 1974-75’den itibaren de kriz, tüm kapitalist ülkeleri etkisi altına aldı. Fakat kriz, bildik devrevî [konjonktünel] krizlerden biri daha değildi, yapısal krizdi… Krizden çıkmak üzere sermaye saldırıya geçti. Amaç İkinci Emperyalist Savaş sonrasında oluşan, refah devleti, sosyal devlet, kayırıcı devlet, ulusal kalkınmacı devlet… denileni tasfiye etmekti. Başka türlü söylersek, ezilen-sömürülen sınıflara, yeryüzünün lânetlilerine yönelik kapsamlı bir saldırı söz konusuydu. İşte o saldırının adı neoliberalizmdi… 1980’den başlayarak, adım adım neoliberal reçeteler dayatılacaktı. Aslında 1980 yılı hem kapitalizmin ve hem de insanlığın tarihinde bir dönüm noktasıydı, bir ‘kırılma anıydı’… Belirli merkezlerde oluşturulan neoliberal tezler bir de alternatifsiz ilan edildi… Bunun alternatifi yok dendi… There is no alternative [TINA] dendi ve üstelik bu uyduruk neoliberal model tüm dünyada geçerli olacaktı…

Buna göre ekonominin yönetimi münhasıran özel şirketlere bırakılmalıydı… Böylece rekabet ortamında kaynakların etkin kullanımı mümkün olurdu… Bu yüzden kamuya ait işletmeler özelleştirilmeliydi. Devlet bir kaç sınırlı işlev [iç ve dış güvenlik, yargı] dışındaki alanlardan elini çekmeliydi. Geriye kalan ne varsa, işte sosyal hizmetler, eğitim, sağlık. sosyal güvenlik , su, elektrik, ulaşım, iletişim…  her şey özelleştirilmeliydi… Bütün bunların bedeli kullanıcılar tarafından ödenmeliydi. Vergilerle karşılanmamalıydı… İyi de o zaman onca vergi neden alınıyordu? Çalışma [iş] piyasası liberalize edilmeli, “serbestleştirilmeliydi”… Asgari ücret gibi şeylere tevessül edilmemeliydi. Sendikal haklar sınırlandırılmalı, sendikalar etkisizleştirilmeli, ücretler işçiyle işveren arasında ‘özgürce’ belirlenmeliydi…

Sermayeden alınan vergiler olabildiğince azaltılmalıydı, zira, yüksek oranlı vergiler sermaye sahiplerinin, kapitalistlerin yatırım hevesini kırar, onları caydırırdı… Kredi sorunu da özel sektöre havale edilmeliydi ki, böylece kredi arzı ve talebi rasyonel bir işleyişe kavuşsun… Tabii Merkez Bankaları da ‘bağımsız’ olmalıydı… Bununla iş garantiye alınmak isteniyordu. Bütçe asla açık vermemeliydi, verirse vergilerle değil, borçlanarak finanse edilmeliydi… Böylece kapitalistlerden alınması gerekirken alınmayan vergilerin karşılığı olan finansal kaynak kamuya [devlete]  ‘borç olarak’ verilebilirdi, verildi ve veriliyor…  Ve bütün bu “ilkeler” sadece tüm devletler tarafından uyulmakla kalmamalı, bölgesel ve uluslararası ilişkiler için de geçerli olmalıydı… Bunun için de sermayenin hareketini sınırlayan tüm ‘engeller’ bertaraf edilmeliydi… Neoliberal köktenciliğin üç sloganı, Liberalizasyon, deregülasyon, privatizasyon‘du. [Serbestleştirme, kuralsızlaştırma ve özelleştirme]. Lâkin, geride kalan yaklaşık dört on yılda, neoliberal reçete, hastalığın tedavisinde beklenen sonucu vermedi, en kapsamlısı 2008’de olmak üzere kapitalist sistem bir krizden diğerine savruldu…  Tam bir dengesizlik ve iğretilik sarmalına hapsoldu… Artık duvara toslamış bulunuyor…

2.Türkiye neoliberalizm trenine 1980 yılında ünlü 24 Ocak Kararları ve onu tamamlayan, Atatürkçü/NATO’cu ordunun 12 Eylül Amerikancı faşist darbesiyle bindi… Trene ilk atlayanlardandı… 24 Ocak kararlarıyla Türkiye ekonomisi dışa açılacak, ihracat öncülüğünde büyüyecek, kalkınacak, ‘muasır medeniyet seviyesine hızlı adımlarla tırmanacak ve en tepeye çadır kuracaktı…

Aslında 24 Ocak Kararları ve Amerikancı/NATO’cu faşist darbeyle Türkiye’nin egemenleri, mülk sahibi sınıfları densin, her türlü ulusal kalkınmacılığa, elvada demişlerdi. Yeniden kompradorlaşma tercihi yapmışlardı. Her türlü ulusal/kalkınmacı/sosyal kaygıya elveda demişlerdi… Elbette ‘dışa açılmak’ fena bir fikir değildir ama, nerenizi, nasıl ne kadar kime  açtığınız da önemsiz değildir… Aslında dışa açılma retoriğiyle, ülkenin kaderi dışarıya, emperyalist sermayeye ihale edilmişti… Kompradorlaşmış ekonomi ve devlet demek, esas itibariyle dış belirleyiciklere, dışarıya tabi bir ‘yeniden yapılanma ve işleyiş’ demektir. Artık ekonominin iç eklemlenmesi ortadan kalkmıştır. Ekonominin farklı sektörleri arasındaki karşılıklılık ve tamamlayıcılık ortadan kalkmıştır… Her bir sektör yüzünü ‘dışarıya’ çevirmiş durumdadır… Tabii her ileri aşamada ekonominin daha da kırılganlaşması, dış belirleyiciliklerden daha çok ve kolay etkilenir, yara alır hale gelmesi de kaçınılmazdır… Siz Türkiye’nin şimdilerde neden sığır ithal eder hale geldiğini sanıyorsunuz? Bu durum, doğrudan kompradorlaşmanın sonucudur ve başka türlü olması da mümkün değildir… Özetle söylersek, şimdilerde Türkiye’nin içine sürüklendiği sefil durum, neoliberalizme koşulsuz teslimiyetin, rejimin kompradorlaşmasının doğrudan sonucudur…

Fakat, 12 Eylül faşist darbesiyle bir şey daha yapıldı: Dinci gericiliğin ve Siyasal İslam’ın  önü sonuna kadar açıldı. Bu gün yaşananlar 1980 yılında yapılan bu  iki tercihin, kompradorlaşmanın ve dinci gericiliğin önünün açılmasının sonucudur. Ülkenin yönetilemez duruma gelmesinin asıl nedeni budur… Dolayısıyla, neden söz ettiğini bilmek önemlidir…

Image result for fikret başkaya

3.Türkiye ekonomisinin temeli 1980’den sonra aşınmaya devam etti. Fakat, aşınma Politik İslamcı AKP’nin 16 yıllık iktidarı döneminde hızlandı, derinleşti, yoğunlaştı… Küresel planda sermayenin “yeni değer”, “fazla değer”, “artı-değer” üretmekte/yaratmakta zorlandığı, finanslaşmanın tarihte görülmemiş boyutlara çıktığı ve değersizleşme riskiyle yüz-yüze geldiği bir dönemde, ucuz ve kolay borçlanmak da kolaylaşmıştı… Reel sektörde değerlenme sıkıntısı çeken küresel sermaye, Türkiye gibi ülkeleri borçlandırarak, kredi vererek, kendini güvence altına alma yoluna gitmişti… AKP dönemindeki aşırı borçlanma, böylesi bir konjonktürün sonucuydu…

Değer üretmekle zorlanan Türkiye ekonomisi [AKP hükümeti] çözümü daha çok borçlanmakta gördü ve ülke aşırı borç altına sokuldu. İkincisi, ülkenin varı-yoğu özelleştirme adı altında eşe-dosta-akrabaya-yandaşa peşkeş çekildi… Bunun anlamı, yeni üretim alanları yaratmak şurada dursun, var olanı da yağmalamak, talan etmek, yok etmek demekti… Artık sistem “yeni değer”, “fazla değer”, “artı-değer” üretemez durumda… Alınan dış krediler, toplanan vergiler ve özelleştirmelerden gelen kaynaklar, eşe-dosta-akrabaya-yandaşa peşkeş çekildi, geri kalanı da inşaata (yol, köprü, konut, rezidans, AVM, devasa camiler, vb.] yatırıldı. Lâkin bir sorun vardı: İnşaat değer yaratmazdı… Daha önce yaratılmış değeri kullanırdı… Ve borçlanmayı da belirli eşik aşıldığında sürdürmek artık mümkün değildir… Borçlanmayı sürdürebilmek için asgari (yeterli) bir büyüme oranı gerekir. Borcu borçla ödemenin de bir sınırı vardır ve şimdilerde o sınıra dayanıldı…

4.Üç nedenle artık Türkiye’nin içine sürüklendiği durumu kriz kavramı karşılamıyor: Birincisi, kriz ‘normal durumdan’ bir sapma demeye gelse de, ‘normale dönüşü de ima eder… Türkiye’nin içine sürüklendiği durum artık ‘bir önceki’ duruma, “normale” dönüşe uygun değil. Nobel ödülü sahibi de olan, Rus kimyager-fizikçi Ilya Prigogine [1917-2003], “Eğer bir kimyasal, biyolojik veya sosyal sistem, genel denge durumundan fazlaca saparsa ve bu sıklıkla tekrarlanırsa, artık bir daha sistem yapamaz” demişti… Dolayısıyla Türkiye için eskiye dönüş mümkün görünmüyor ama yeni bir şey, farklı bir şey yapmak mümkün…

İkincisi, kriz dendiğinde ekseri ekonomik kriz kastediliyor… Oysa, Türkiye bir dizi krizler [sosyal, politik, ekolojik, jeopolitik, etik. vb.] sarmalına hapsolmuş durumda… Artık bir sorunu çözmek, başka bir sorunu azdırmadan mümkün değil. Mesela, enerji sorunu “çözmeye” yeltenildiğinde, müthiş bir ekolojik yıkım [doğal çevre tahribatı, tarımın kötüleşmesi, vb.] ortaya çıkıyor… Bu tam bir boşa koysan dolmaz, doluya koysan almaz durumudur…

Kaldı ki, Politik İslamcı AKP iktidarının, bu despotik rejimin zaten hiç bir sorun çözme yeteneği yoktur… Geride kalan 16 yıla bak anlarsın… Zira, dünyayı anlamaktan acizdirler… Lâkin, haklarını yememek de gerekiyor, takiyye bahsinde ve bütçeyi, hazineyi ve müşterekleri yağmalama hususunda onlarla kimse yarışamazdı…

Ve üçüncüsü, kriz söylemi, egemenlere insanlara ‘normal koşullarda’ kabullenemeyecekleri bedelleri ödetmeyi kolaylaştırıyor… Kriz sanki birilerinin [bu ülkenin varını-yoğunu yağmalayan, talan edenlerin] eseri değil de, doğal afet’ türü bir şeymiş gibi bir algı yaratmaya yarıyor…

Eğer öyleyse, Türkiye’nin içine sürüklendiği durumu en iyi ifade eden kavram çöküş olabilir… Zira ve eğer bir sistem, bir sosyal formasyon, bir uygarlık, “verili koşullarda,  toplumun temel ihtiyaçlarını [su, gıda, güvenlik, sağlık. eğitim, konut, vb.] karşılamakta zorlanırsa, orada artık krizden değil, çöküşten söz etmek gerekecektir…  

Gazedda'dan haberdar olmak için takipte kalın...

Takipten çık
Gazedda

Gazedda

Gazeddakıbrıs yurttaş gazeteciliği anlayışı ile yayın yapan, yurttaştan yana taraf olan ve gazetecilikte meslek etiği ilkelerine inanan bir yayın organıdır. Gazeddakıbrıs her koşulda barıştan yanadır.

ABD, Irak’ı özgürleştirdi mi, işgal mi etti? | Serbest Ferhan Sindi | IndyTurk
DÜNYADAN YAZARLAR

Irak’ta kitle imha silahı olmadığını Blair biliyordu | Chris Mclaughlin

Gazedda
27 Mart 2023
0

Çeviri: Birgün Kolektif Tony Blair'in, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri işgali başlatmadan önce Irak'ta kitle imha silahı stoku olmadığını bildiğini biliyorum. Bu ifşaat Whitehall'daki Savunma Bakanlığı merkezinde sade, penceresiz bir...

Okumaya Devam Et
Dilsiz ve Çıplak 🥀 Oktay Rifat
DÜNYADAN YAZARLAR

Dilsiz ve Çıplak 🥀 Oktay Rifat

Gazedda
26 Mart 2023
0

Oktay Rifat’ın Dilsiz ve Çıplak ismini verdiği şiir kitabından sizler için şiirleri derledik. Belki de öyledir, Oktay Rıfat’ın dediği gibi plastik torbalı kalabalıklar içinde insanlardır toplum dediğimiz. Belki de kendilerini...

Okumaya Devam Et
Yolun kendisi olmak veya seçim(ler)e dair uyarı(lar)[*] | Sibel Özbudun – Temel Demirer
DÜNYADAN YAZARLAR

Otoriter rejimlerde seçim kazanmak | Doğan Tılıç | Birgün

Gazedda
26 Mart 2023
0

Muhalefetin ortak adayı Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığı için seçime girdiği Türkiye’deki rejimi “otoriter” olarak tanımlıyor. İktidar dışındakiler sıklıkla “tek adam”la özdeşleşen rejimin “otoriter”liğinde hemfikir. Peki, bu tanımlama gerçek mi, buna inanıyor muyuz? Bu doğruysa ve “bilimin yol göstericiliği” konusunda samimiysek, dünyanın “otoriter...

Okumaya Devam Et
Marx hayatını vahşi kapitalizmle savaşarak geçirdi | Salih Kallab | IndyTurk
DÜNYADAN YAZARLAR

Marx hayatını vahşi kapitalizmle savaşarak geçirdi | Salih Kallab | IndyTurk

Gazedda
24 Mart 2023
0

Konuya açıklık getirmek adına şunun altını çizmek gerekir; Frederick Engels, 1883'te Londra'daki Highgate Mezarlığı'nda toprağa verildiği sırada yoldaşı Karl Marx için yaptığı veda konuşmasında şöyle demişti: İsmin ve eserlerin çağlar boyunca varlığını sürdürecek....

Okumaya Devam Et
ABD, Irak’ı özgürleştirdi mi, işgal mi etti? | Serbest Ferhan Sindi | IndyTurk
DÜNYADAN YAZARLAR

ABD, Irak’ı özgürleştirdi mi, işgal mi etti? | Serbest Ferhan Sindi | IndyTurk

Gazedda
24 Mart 2023
0

ABD'nin 2003'te Baas rejimine son verdiği ve Saddam Hüseyin'i devirdiği 19 Mart müdahalesi, sebepleri ve sonuçları itibarıyla tartışılmaya devam etse de Irak halkının 2003 öncesinden ise bugünden geleceğe daha umutlu baktığı bir...

Okumaya Devam Et

YAZARLAR

Uzaktan izleyen bizler için… – Balin Palmer
Balin Palmer

Samimiyet devreye girince… | Balin Palmer

Balin Palmer
31 Mart 2023
11 araştırma şirketinin açıkladığı anket sonuçlarının ortalaması paylaşıldı
Mehmet Birinci

Türkiye’de 14 Mayıs seçimleri ve sol (2) | Mehmet Birinci

Mehmet Birinci
31 Mart 2023
Bütün bunları ELAM mı yaptı? | Halil Karapaşaoğlu
Halil Karapaşaoğlu

Bütün bunları ELAM mı yaptı? | Halil Karapaşaoğlu

Halil Karapaşaoğlu
30 Mart 2023
Çalıyor

21 Dakika: Şampiyon Melekler Takımı | Video

“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

21 Dakika: Şampiyon Melekler Takımı | Video

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

Sansürsüz | Nuri Sılay | Tevfik Aytekin #kıbrıs #türkiye #seçim #akp #tatar #erdoğan

SANSÜRSÜZ
“Silahlı ve Tehlikeli: Britanya’nın Irkçı Polisi” | Belgesel

“Silahlı ve Tehlikeli: Britanya’nın Irkçı Polisi” | Belgesel

DÜNYA
Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

SANSÜRSÜZ
‘Hükümet istifa’ demek suç değil görevdir

Yas Evi | GAİN Orijinal Belgesel | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

Mağusa’nın en büyük acısı | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Umut’un babası | Sedat Yılmaz | Video

Umut’un babası | Sedat Yılmaz | Video

DÜNYA
Taraftarlar: Amedspor’a yapılan saldırı bir sistem sorunudur | Video

Taraftarlar: Amedspor’a yapılan saldırı bir sistem sorunudur | Video

DÜNYA
İlk resmî rapor | 33 bin 143 bina ağır hasarlı, 153 bin 506 daire derhal yıkılmalı

Kader Planı: Antakya | Video Haber

DÜNYA
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

Isias’ta hayatını kaybeden Hayal’in ailesinden ‘AFAD’ çıkışı: 6. güne kadar göremedik | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ

Twitter’da takip et

Tweetlerim

Instagram

Takip et

  • Mağusa Namık Kemal Lisesi
  • Sansürsüz
  • Atanmış Cumhurbaşkanı Tatar, “Biz Kıbrıs’ta eşit ortağız. Kıbrıs Cumhuriyeti’nde de eşit ortak kurucuyuz. Osmanlı döneminden beridir Kıbrıs’ta Türk varlığını yaşatıyoruz” dedi. Osmanlı’dan adayı kiralayan İngiltere’nin Kıbrıs’tan çekilirken adayı Türkiye’ye bırakması gerektiğini ancak bunu yapmadığını kaydeden Tatar, bu süreçte adada sorunlar yaşanmaya başladığını belirtti.
  • 27 Mart Dünya Tiyatro Günü kutlu olsun. Devlet Tiyatrosu
  • Yakanızdayız! #isiasadaletnöbeti
  • 27 MART DÜNYA TİYATRO GÜNÜ

“Bu büyük seçme çağında sanat da seçimini yapmalıdır. Sanat ya körü körüne bir inanışla kaderini bir azınlığa bağlar ve onun aracı olur ya da çoğunluğun tarafını seçerek kaderini ona bağlar. Ya insanları boş düşlere sürükler ve onları uyutur, bilgisizliği artırır; ya da gerçeklere yönelip bilgiyi çoğaltır. Ya yıkıcı yanı ağır basan güçlere ya da yapıcı ve ileri güçlere seslenir.”

Bertolt Brecht
  • Fransa
  • Nuri Sılay ile Tevfik Aytekin

Gazedda Sosyal Medya

SON EKLENENLER

Uzlaşmazlık oyunlarınıza çocukları alet edecek kadar çaresizsiniz | Mertkan Hamit

Avrupa Parlamentosu’ndan Tatar’a: IMAGINE’a geri dön!

13 saat önce
Sosyal medya platformları LGBTQ+’ları korumak konusunda başarısız kalıyor

ABD’de tarihi karar: Büyük jüri, Donald Trump’a resmen suçlama yöneltti

16 saat önce
Seçmenin verileri manipülasyona açık: AKP sosyal medya reklamlarında ilk sırada

Seçmenin verileri manipülasyona açık: AKP sosyal medya reklamlarında ilk sırada

16 saat önce

2023 Onur Haftası’nı düzenlemek için katılım çağrısı

17 saat önce
Rahvancıoğlu: Türkiye’ye giremesem de fikirlerimiz bu zorba iktidar yokken bile Türkiye’de vardı

Rahvancıoğlu davasında ilk incelemeye esas ara kararı açıklandı

17 saat önce
Gazedda

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

  • Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası

Bulamadık
Tümünü Gör
  • Ana Sayfa
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • DÜNYADAN YAZARLAR
    • RÖPORTAJ

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız. Gizlilik ve Çerezler Politikası sayfamızı ziyaret edin.