Neden aciz ve zavallısınız biliyor musunuz?
Siz her şeyinizi, tüm varlığınızı bitmek bilmeyen bir ganimet uğruna Türkiye’ye ve Türk milliyetçiliğine “armağan” ettiniz.
Kendinizden, tarihinizden, kültürünüzden, kimliğinizden, malınızdan vazgeçtiniz.
Kendi yurdunuzun yarısından, yaşadığınız acılardan, ödenen bedellerden, Türkiye’nin size armağan ettiği ganimet uğruna vazgeçtiniz.
Bekliyorsunuz ki, herkes de aynısını yapsın.
O yüzden şimdi kalkmış, Famagusta dizisi için “propaganda” diyorsunuz.
Siz, varlığınızı yalan bir propagandaya armağan ettiniz!
Yalan bir propaganda görmek isterseniz gözünüzü Beşparmaklara çevirin, ışıl ışıl bir propogandayı orada göreceksiniz.
1974’te Mağusa’da ne oldu?
Gökyüzünden güller mi yağdı?
Mağusa işgal edilmedi mi?
Şehir bombalanmadı mı?
İnsanlar öldürülmedi mi?
Kadınlara tecavuz edilmedi mi?
İnsanlar kayıp edilmedi mi?
Binlerce insan evlerinden sürülmedi mi?
Bunca yıl sonra, bu insanlara, yıllardır kapalı tuttuğunuz Varoşa’yı açarak psikolojik şiddet uygulamaya siz başlamadınız mı?
İnsanların acılarını ve özlemlerini müzeye çevirip, ziyaret edenlere plaketler takdim etmediniz mi?
Tüm bu acıları yaşayan ve halen psikolojik şiddet uyguladığınız bu insanlar bir film çekince, kara propagandayı keşfettiniz!
…
Famagusta dizisi 7 aydır Kıbrıs’ta yayınlanıyor.
Yayınlandığı günden itibaren bir çok tartışma ve eleştiriye neden oldu.
Fakat “10 bin km uzaktaki” kuzeye haberi henüz ulaşabildi!
Dizilerle aram pek iyi değil, bu diziyi de ilk bölümü ve kısa kesitler dışında izlemedim.
Dizinin yönetmeni sevgili Andreas Georgiou’yu yıllardır tanırım.
Bu dizinin çekimleri sırasında da Türkçe yardımı için iletişimimiz oldu.
Kendisi bir sanatçı.
Dizi de profesyonel bir yapım.
Kitaplardan korkmak ile sanattan korkmak aynı şey.
“Milli” yalanlarınıza ters diye, sanatı hedef haline getirmek ise gericilik.
…
Siz kendi başınıza gelenlerin de mi anlatılmasını istiyorsunuz?
Bu yüzden mi bu yaygara?
Acizlik ve zavallık işte tam da bu arada.
Daha fazla canınızı acıtmak istemem.
Sadece “Bir Zamanlar Kıbrıs” adlı Ankara’nın yalan dizisini hatırlatır, sizi kendi çelişkilerinizle baş başa bırakırım.