• Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
Cumartesi, Aralık 13, 2025
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
12 °c
Nicosia
14 ° Paz
13 ° Pts
  • ANA SAYFA
  • YAZARLAR
    • GAZEDDA YAZARLARI
    • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • PENNA
    • DÜNYADAN YAZARLAR
      • PROJECT SYNDICATE
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
  • TÜM İÇERİK
    • HABER ARŞİVİ
      • KIBRIS
      • DÜNYA
      • KORONAVİRÜS
    • MULTİMEDYA ARŞİVİ
      • GAZEDDAPOD
      • GAZEDDAWEBTV
  • ANA SAYFA
  • YAZARLAR
    • GAZEDDA YAZARLARI
    • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • PENNA
    • DÜNYADAN YAZARLAR
      • PROJECT SYNDICATE
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
  • TÜM İÇERİK
    • HABER ARŞİVİ
      • KIBRIS
      • DÜNYA
      • KORONAVİRÜS
    • MULTİMEDYA ARŞİVİ
      • GAZEDDAPOD
      • GAZEDDAWEBTV
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
Bulamadık
Tümünü Gör

Mezarlığı ziyaret ettiğinizde aklınıza selfie çekmek gelir mi? – Mertkan Hamit

Mertkan Hamit Mertkan Hamit
29 Ekim 2020
Okuma Süresi: 6 dk
A A
0
https://bsky.app/profile/gazeddakibris.bsky.socialhttps://www.threads.net/@gazeddakibris

Mezarlığı ziyaret ettiğinizde aklınıza selfie çekmek gelir mi?

Tanımadığınız bir mezarın önüne geçip, “Ne güzel çiçekleri var” deyip arkanıza fon yapar mısınız?

Uzun zamandır ziyaret edilmemiş olan, darmadağın bir mezarı gördüğünüzde, “düğün fotoğrafı için ideal bir yer” diye içinizden geçirir misiniz?

Ölüm ortak bir duygu olduğundan, bu duyguya bir anlam yükleriz. Yazılı kuralları yoktur ama mezarlıkta olduğumuzun bilincinde olduğumuzdan ne yapılıp ne yapılmayacağı söylenmese de, bazı hareketleri yapmaktan kaçınırız…

Mesela, mezarlıkta pikniğe gidediniz oldu mu?

Aklınıza mezarlıkta mangal yakmak geçti mi?

Başkalarının acılarının yanında, iki et bir yağ dizilmiş şiş kebabınızın hayalini kurdunuz mu?…

Olağan bir davranış biçimi olarak bunun yapılması bana normal bir davranış gibi gelmiyor…

Uzun zamandır, ne zaman Maraş ile ilgili birşey yazacak olsam, içimden hep aynı şey geçiyor: “Utanmaktan usanmak”…

Ancak, bir türlü bizi usandırmaktan vazgeçmiyorsunuz…

İnsanlığımızın ayaklar altına alınmasından, acıları bayram gibi görmekten vazgeçmiyorsunuz…

Siz bu kadar zalim oldukça, dilim, kanım, aklım donuyor…

Daha kötüsü olmaz diye düşündükçe bin beterini icat ediyorsunuz…

Bu kadar kötülüğü neden biriktirdiniz hiç anlamıyorum…

Kan, öfke ve fanatizmin gözleri nasıl kör edebileceğine dair çok şey okumuştum ama bunun pratik uygulamasını ilk kez gözlemliyorum…

Maraş’ın en başından beri açılmasından tarafım…

Ancak, aynı zamanda, Maraşı açarken başımıza bela açılmamasından da tarafım…

Maraş’ın telli bölgesinin gındırığından içeri gidip bakamadım ama  bakılmasına da karşı değilim…

Karanlık tarihimizin, karanlık sokakları ile yüzleşmenin bu biçimde olması ile tereddütlerim var ancak herhangi bir yüzleşme biçiminin hiç yüzleşmemekten daha iyi olduğuna inanıyorum.

Ancak, karanlık tarihimizle yüzleşirken bunun fetiş haline getirilmesini bir türlü anlayamıyorum.

İşin psikolojik boyutunun rahatsızlığı ve karmaşıklığının yanında, siyasi olarak yapılanları anlamlandırmaya çabalıyorum.

Geçmişe bakıyorum, Maraş federal çözüm müzakerelerinde hep bir pazarlık kozu oldu.

Hala daha da öyle bilinir.

Ancak son günlerde yapılanlara baktığımda, Maraş’a dönük gerçekleştirilen müdahale federal çözüm ile ilgili beklentiyi yok etme niyetinin bir ifadesi mi diye sorguluyorum…

Bölgenin objeleştirilerek, karşı tarafa acısının hissettirilmesi, taraflar arasındaki son beklentiye dair, önemli bir sembolün yok edilerek, federasyona dönük beklentileri tamamı ile yok etme çabası mıdır?

Bombayı patlatıp, arkasına bakmamak mı hedeflenen?

Doğrusu pek aklıma yatmıyor… Kıbrıslırumların olası bir yakınlaşma durumunda, HAYIR’ını garanti etmek mi niyet edilen diye sorguluyorum…

Belki…

Belki de pazarlık kozunun, değerini arttırmak için yapılan acımasız bir kampanya ile mi karşı karşıyayız.

Erken zamanda tavır alınmazsa Maraş’ı sadece mülkiyet olarak değil, toprak olarak da geri alma şansının kalmayacağı fikrinin gösterilmesi acımasız ve güçlü bir mesajdır…

Bu yolla, kan dökmeden ama savaş kaybetmiş kadar acı verecek biçimde Kıbrıslırum liderliğini yıldırmak isteniyor diye değerlendirebiliriz.

Zorla dayatılan bir anlaşmada rızadan bahsedebilir miyiz?

O noktada, referandum meselesi aklıma geliyor yine…

Olası bir son oyunda ne olursa olsun, Kıbrıslırumların “Hayır” oyu üzerinden, statükonun derinleştirilebileceği bir sürece ilerliyoruz…

Muhtemelen bu derinleşen statüko ile ilerleyen dönemde, Kapalı Maraş bölgesinde altyapı yapacak TOKİ ve beraberindeki gelen şirketler Maraş’a dair “anlamlı geliştirmeden” ötürü bölgede hak iddiası kazanacaklarına dair bir yaklaşımı ortaya koymak da mümkün…

Konu diğer taraftan da müzakerelerin başlamasına neden olan gaz ve mavi vatan çerçevesinde de değerlendirmek mümkün.

Senaryo, yıllarca federasyona dair Türk tarafının taleplerini garantiye almak, toprak karşılığı statü pazarlığının bir unsuru olan Maraş’ın şimdi doğalgaz üzerinde Türkiye’nin taleplerine uygun hale getirilmesi olarak görülebilir.

Bu noktada, daha önce federal devletin yetkisinde olan doğal kaynaklarla ilgili, federal devlet oluşmadan bir çerçevenin oluşturulması için teorik bir zemin yaratılmak istenebilir.

Ancak, daha önce gerçekleşen yakınlaşmaların üstüne geçecek bir anlayışın oluşturulması nasıl bir çoklu anlaşma ile gerçekleştirileceği ve çok taraflı anlaşmanın yarattığı gerginliğin kolaylıkla ilişkileri normalleştirebileceğinden emin değilim..

İşin daha can alıcı yanı ise, daha önce Kıbrıslıtürklerin statüsü için koz olarak kullanılan unsurun, şimdi Türkiye’nin Mavi Vatan ülküsü için öne sürülüyor olması, esasen Kıbrıslıtürklerin siyasi statü talebini içerip içermediğinden emin olamıyor olmamız ile ilgili de bir çelişkiyi gözler önüne seriyor…

Kıbrıslıtürklerin siyasi statü arayışını karşılamadan, Türkiye’nin arayışlarının karşılanmasına olanak sağlayacak bir denge bulunduğu noktada, Kıbrıslıtürk egemen elitin hem Maraş hem de doğalgaz pazarlıklarının dışında kalması ihtimalinde ne anlatacaklarını gerçekten merak ediyorum…

Rotasız gemimizde, utanç, acı ve yıkım biriktiriyoruz. Bu yolculukta hangi limana varacağımız bilinmez ama statüko limanından başlayan yolculuğumuzun, Kıbrıslıtürklerin iradesinin daha zayıf olduğu ve çok daha derin bir statüko limanına varması ihtimal dışı değil… Üstelik bu sefer liman selfielerle de süslenmiş olacak…

Mertkan Hamit

Mertkan Hamit

Tarihsever, ekonomist, Levant insanı...

Kuzeylilerin Öfkesi… 
Mertkan Hamit

Kuzeylilerin Öfkesi… 

Mertkan Hamit
10 Aralık 2025
Cenevre’nin Ardından 5+1 Not…
Mertkan Hamit

Cenevre’nin Ardından 5+1 Not…

Mertkan Hamit
18 Mart 2025
Mertkan Hamit

Üstel, vekil maaşlarında güneye fark attığını da söyleseydi keşke | Mertkan Hamit

Mertkan Hamit
19 Eylül 2024
Kıbrıs’ı halen ‘nefret ve korku yönetiyor’! | Video
Mertkan Hamit

14 Ağustos’a not | Mertkan Hamit

Mertkan Hamit
14 Ağustos 2024
Devam Et
Gazedda

© 2025 Gazeddakıbrıs - Copyleft

  • Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Bulamadık
Tümünü Gör
  • Ana Sayfa
  • HABER
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
    • KİTAP & KÜLTÜR & SANAT
    • KORONAVİRÜS
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • KARŞI AKIM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • YAZARLAR
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • DÜNYADAN YAZARLAR
    • RÖPORTAJ

© 2025 Gazeddakıbrıs - Copyleft

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız. Gizlilik ve Çerezler Politikası sayfamızı ziyaret edin.