HP üyesi Serkan Mesutoğlu, sosyal medyadan yaptığı açıklama ile hükümetin derhal bozulması yerine, söz konusu iddiaların araştırılıp nihayete erdirilmesinin daha yapıcı bir durum olacağını ifade etti.
Mesutoğlu, “Bu hükümetin kurulma kararı benim için “istisnai” nitelikte bir karardı. Çünkü Halkın Partisi 7 Ocak 2018 seçimleri dönemine kadar ülke siyasetinde dönüşümü yaratabilmek iddiasıyla herhangi bir koalisyona karşı duruş sergileyen bir tavır çizmiştir” ifadelerini kullanarak, “Kanımca sırada yeğlenecek başka bir hükümet formülasyonu kalmamıştır. Ya muhalefet, ya erken seçim” dedi.
İşte Serkan Mesutoğlu’nun açıklaması:
“Dörtlü Koalisyon Hükümeti’nin hükümet programında “siyaset kavramının yolsuzluk, usulsüzlük, hukuksuzluk, partizanlık gibi kavramlarla birlikte anıldığı” ve bu yüzden “Kıbrıs Türk halkının siyaset kurumuna ve siyasetçilere güveninin azalmış olduğu” tespiti vardı.
Söz konusu tespitten hareketle “siyasete duyulan güvendeki aşınmayı durdurmak için çalışmak” hükümet programının en başına konuldu ve ‘hükümetin genel siyaseti’ haline getirildi.
Halkın Partisi olarak, Maliye Bakanlığı’nda meydana gelen bir takım işlemleri “etik dışı” kabul ederek tavır koymamızı ve böylece hükümet programında belirtilen hükümetin genel siyasetine sahip çıkılmasını yerinde buluyorum.
Hal böyleyken tavrımız sonrasında Maliye Bakanlığı’nda yaşanan istifanın ardından, bu bakanlığın nasıl doldurulacağına dair diğer ortakların görüşlerinin dinlenmesi, tarafımızca “iptalini bekliyoruz” denilen işlemlerin iptal teklifiyle masaya konulması, yerine getirmeyi hedeflediğimiz icraatların takvimlendirilmesinin önerilmesi ve tüm bunlardan sonra ilgili taraflardan bu yaklaşımlara gelecek geri dönüşe göre hareket edilmesi hükümetin derhal bozulması yerine daha yerinde bir karar olacaktı kanaatindeyim.
Her hâlükârda ortada bir gerçek var ki hükümet bozulmuştur.
Bu hükümetin kurulma kararı benim için “istisnai” nitelikte bir karardı. Çünkü Halkın Partisi 7 Ocak 2018 seçimleri dönemine kadar ülke siyasetinde dönüşümü yaratabilmek iddiasıyla herhangi bir koalisyona karşı duruş sergileyen bir tavır çizmiştir.
Bu tavır, 7 Ocak 2018 seçim sonuçları konjonktüründe (konjonktürden kastım özellikle UBP’nin hukuk tanımazlık konusunda herhangi bir rahatsızlık yaşamıyor olması ve bu yüzden ülke yönetiminin betekrar hukuk tanımaz bir anlayışa bırakılmak istenmeyişidir) yerini istisnai bir tercihe bırakmıştı ve dörtlü koalisyon hükümetine ortak olunmuştu.
O tercih “istisnai” bir tercihti. Kanımca sırada yeğlenecek başka bir hükümet formülasyonu kalmamıştır. Ya muhalefet, ya erken seçim…”