Yerinde araştırma yapmadan önce, yeni yapılan The Design Museum (Tasarım Müzesinin), hem heyecan hem de hayal kırıklığı yarattığı konusunda birçok makale okumuştum. Ve müzeyi bu iki uç değerlendirmeyle deneyimlemek zorunda kaldım.
Commonwealth Enstitü Binasından Tasarım Müzesine…
The Design Museum (Tasarım Müzesi), 1962 yılının başarılı modern mimarisine sahip Commonwealth Enstitü binasına yeni taşındı. Bu binanın o dönemde taşıdığı anlamsal kimlik de önemliydi. Yaratıcı tasarımı, İngiliz İmparatorluğu’nun sonunu ve dönüşümünü simgeliyordu. 90’lı yıllarda binanın bakımının finanse edilemeyeceği açıklanıyor. Kaderinden korkulduğu için de, acilen II.derece koruma listesine alınıyor. Daha sonra ana bina ve etrafındakiler mülkiyet geliştiricilerine şartlı olarak satılıyor. Etrafı her ne olursa olsun ana binanın, kültür ve sanata hizmet edecek galeri olarak kalması şartıyla… Mülkiyet geliştiricileri binanın müze olmasıyla etrafının değer kazanacağına inandıklarından, teklifi kabul ediyorlar. Gerçekten de etrafına yapılan yeni binalar müze sayesinde oldukça değerli konut blokları oluyor.
Tasarım Müzesinin Kurgusu
Evet böyle önemli misyona / mimariye sahip binayı, farklı fonksiyona döndürmek oldukça zordu. Bunu müze tasarımında hissediyorsunuz.
Müzeye girdiğinizde karşınıza çıkan ve tüm binaya hakim ana salon (atrium) sizi etkiliyor. Bu mekanda, özellikle de anfi şeklinde tasarlanmış oturma düzeninde insanlar laptoplarıyla araştırma yapıyorlar, sohbet ediyorlar… Buranın fiziksel açıdan asıl değeri ise parabolik şeklindeki çatısıdır. Çatı, farklı açılardan değişik görüntüler sunmaktadır. 60’lı yıllarda geniş açıklığı geçebilen ender örneklerdendir.
Ancak burada heyecan bitiyor. Tüm bina, atrium ve çatısı etrafında tasarlandığından, ana sergi alanlarının nerede olduğunu zorla keşfedebildik. Kabul ediyoruz, çağdaş müzeler aynı zamanda sosyal etkileşim mekânlarıdırlar. Ancak sergi salonları, diğer fonksiyonların yanında, ana mekan olma özelliğini yitirmemelidir.
İşte bu çelişkiyle sergi nerede diye ararken (kütüphane, öğrenci atölyeleri, ofis binaları gibi mekânlar arasından geçerek); en üst katta, gizli bir yerde olduğunu keşfettik. Sergiyi en üst kata yerleştirmenin arkasındaki nedeni anlıyorum. Her yerden çatıyı algılatmak… Sergiye tasarım tarihiyle ilgili bilgilerin yer aldığı dar koridordan girerek başlıyorsunuz. Ancak, tüm sergi alanı o kadar küçük ki ürünleri, bu dar alanda incelemek mümkün değildir.
Binanın Kendisi, Bir Sergi Ürünü Olabilirdi…
Bina gerçekten güzel, çatı kesinlikle etkileyici. Sadece bunu deneyimlemek için gelmeye değer. Ancak müzeye geliyorsanız, serginin ne olduğunu bilmeye hakkınız olduğunu düşünüyorum. Eğer bina çok önem arz ediyorsa, o zaman müzede bu, bir koleksiyon gibi değer görebilirdi. Şöyle ki; müzede binanın geçmiş ve bugüne dönüşümüyle ilgili bilgilerini bulmak isterdim. Aslında gözlerim, binanın önceki yaşanmışlıklarını gösteren bölümü aradı. Ayrıca burada Commonwealth hakkında her yerde bulabileceğimiz haritanın ötesinde, bilginin olmasını da bekliyordum.
Brexit Pasaport Tasarım Yarışması
Müzede bugüne kadar birçok geçici sergi de yer almış. Bunlardan ilgimi çeken ve şu anda sadece internet sayfasında sergilenen, Brexit Pasaport Tasarım Yarışması’nın ürünleridir. Jüri üyeleri, yarışmanın amacının, pasaport tasarımının ötesinde Brexit sürecinin İngiltere için ne anlama geldiği konusunda tartışma oluşturmak olduğunu vurgulamışlardı. Yani amaç, “Brexit ile ne yapıyoruz?” sorusunu sordurmakmış. Bu da aslında Tasarım Müzesinin misyonuna bir örnek. Çünkü müzenin ana amacı, salt tasarım ürünlerini sergilemek değil; tasarımın geri planındaki konuları düşündürmektir.
Son Söz
Müzeler, eğitim içerikli o kadar çok aktiviteyi içine aldılar ki; bazen gerçek fonksiyonlarını kaybedebiliyor. Tasarım Müzesi de bunlardan biri. Aslında bu müze, tasarımcıların, tasarım severlerin bir araya geleceği, örgütlenme ve sosyal etkileşim mekanı durumundadır. Kütüphanesinde kitap okuyabilirsiniz, atriumda çalışabilirsiniz, aktivitelere katılabilirsiniz, çocuklara eğitim verebilirsiniz… Onun için, “müzeye üye olunuz!” mesajları her yere yayılmış durumda. Yani diyorlar ki; bu tasarım örgütüne siz de girin, birlikte tasarımın önemini yaygınlaştıralım!
Uğur Ulaş Dağlı: DAÜ İç Mimarlık Bölüm Başkanı