• Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
Salı, Mart 21, 2023
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazeddakıbrıs
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
  • ANA SAYFA
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
        • PENNA
      • DÜNYADAN YAZARLAR
        • PROJECT SYNDICATE
    • RÖPORTAJ
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • TÜM İÇERİK
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
Bulamadık
Tümünü Gör
Ana Sayfa YORUM GAZEDDABLOG DÜNYADAN YAZARLAR

Kurtlarla koşan kadınlar

“İçgüdüsel doğası güçlü olduğunda kadın, içsel yok ediciyi kokusundan, görünüşünden, sesinden yola çıkarak sezgisel olarak tanır, varlığını sezer, yaklaştığını duyar ve ondan uzaklaşmak için tedbirler alır.”

Gazedda Gazedda
8 Mart 2023
Okuma Süresi: 8 dk
A A
Kurtlarla koşan kadınlar

Kurtlarla Koşan Kadınlar bir başkaldırı kitabı. Her yaştan kadına rehberlik eden, bir başucu kitabı. Kadın’ın yaşam yolculuğunda kendisini daha fazla tanımasına olanak veren, kendisini tanıdıkça daha fazla sevmesini sağlayan, içindeki gerçek kadını ortaya çıkarmasında kadına rehberlik eden bir kitap. Kitap aynı zamanda erkeklerin, cinsel yönelimi her ne olursa olsun, insanların okuması gereken bir kitap.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Clarissa Pinkola Estés’in yazdığı Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabından bazı kısımları sizler için derledik.

İnsan ister istemez okuduğu kelimelere dönüşmek istermiş, bütün kadınlarda bir dönüşüm yaratması dileğiyle.

Gelin kadınların ortak hafızasını birlikte arayalım;

“İster içe, ister dışadönük olun, ister kadınları, ister erkekleri, ister Tanrı’yı seven bir kadın ya da bunları hepsi birden olun, ister basit bir kalbe, ister bir Amazon’un tutkularına , ister bir işin en iyisini yapmaya çalışan biri olun, ister yarına bırakan biri, ister esprili olun, isterseniz üzüntülü, soylu ya da ayaktakımı; her durumda Vahşi Kadın size aittir. O tüm kadınlara aittir.”

“Bir kadın uzun süre kendi döngülerinin, yaratıcı gereksinimlerinin dışında yaşadığında alkol, uyuşturucu, öfke, alışveriş, abur cubur yiyecekler gibi aşırılıklara kaçmaya başlar. Bunları yaparken kendini ifade etme, ruhsal dışavurum ve ruhsal doyumun döngülerinde yaşadıkları kaybı telafi etmektedirler.”

“Bir kadın, gündüzleri istediği her şeyi tam anlamıyla yapamayacağını hissettiğinde, garip bir ikili hayat sürmeye başlar. Gündüz saatlerinde “miş” gibi yaparken, fırsatını bulduğunda bambaşka davranır.”

Kitabı okumaya başladığımızda neden Kurtlarla Koşan Kadınlar sorusunun cevabını da almış oluyoruz:

Clarissa Estes, kurtların vahşi doğasıyla ilgili de pek çok çalışmalar yapmıştır. Yaptığı araştırmalar sonucunda kadınlar ve kurtlar arasında çok büyük benzerlikler olduğu kanısına varmıştır. Bu benzerlikler her iki tür içinde “çok keskin duyular” olduğuna yöneliktir. Diğer yandan sürülerine olan hakimiyetleri (yani bir kurdun kendi sürüne olan bağlılığı ile bir kadının kendi sürüsüne (eş, çocuklar, diğer aile üyeleri) olan bağlılığı, yeni durumlara karşı çok kolay şekilde uyum sağlayabilmeleri, sezgisellikleri vb. gibi durumlar kadınların ve kurtların vahşi yaşamının birbirine benzeyen birkaç özelliktir. Bir taraftan da bu kurtlar, vahşi yaşamlarının içinde bir anlamda ötekileştirilmiş/ yok sayılmışlardır. Birileri tarafından avlanmışlar ya da rakiplerinden daha aşağı seviyede görülmüşlerdir.

Kadınlar da tıpkı kurtlar gibi, tarih boyunca ataerkil düzenin içinde, vahşi doğalarını/kendilerini yansıtamamışlardır. Doğallıklarını yaşayamamışlardır. Hatta doğal hallerinden utanmaları gerektiği öğretilmiştir. Bu açıdan kadınlarla kurtların benzerliğiyle birlikte kitabın adının da buradan yola çıkılarak konulduğunu söyleyebiliriz. “Kurtlarla koşmak” imgesel bir anlama sahiptir. Bu anlamda, kadının toplum baskısıyla baskılanmış, kendi özünü bulamamış halinden sıyrılıp, artık o eski doğasına/vahşi doğasına (buradaki vahşilik bir şeyleri kırıp döken, yıkan değil doğal haline) dönmesi gerektiğine yöneliktir. Estes, bunu da ancak kurtlarla koşularak yapılabileceğini söylemektedir.

“Zedelenmiş içgüdünün onarılması, bir tutsaklığın meydana geldiğini, bunu bir ruhsal açlığın izlediğini, içgörünün ve korunmanın olağan sınırlarının kaybolduğunu kabullenmekle başlar. Kadını tutsaklığa ve açlığa götüren sürecin tersine çevrilmesi gerekir.”

“Oyun yoksa yaratıcı hayat da yoktur. Uslu olunursa, yaratıcı hayat olmaz.Sessizce oturulursa yaratıcı hayat olmaz. Sadece ağırbaşlı bir şekilde konuşulu, düşünülür, davranılırsa çok az yaratıcı özsuyu çıkar.”

“Güvenilmesi gereken tek şey, bir bitiş olduğunda başka bir başlangıcın da olacağıdır.”

“Sevmek onunla birlikte kalmak demektir. Fantezi dünyasından çıkıp kalıcı bir sevginin mümkün olduğu; yüz yüze, kemik kemiğe bir adanma sevgisinin mümkün olduğu bir dünyaya girmek demektir. Sevmek her hücreniz “Kaç” derken, kalmak demektir.”

“Yanılsamalar ölür. Beklentiler ölür. Her şeye sahip olma hırsı, sadece güzel olan her şeye sahip olma isteği, tüm bunlar ölür.”

“Bir sevgili kendi döngü ve fikirlerimizle kalıcı bağlantılar kurmamıza ve/veya bunların yok edilmesine neden olabilir. Yıkıcı sevgililerden kaçınmak gerekir.”

Kurtlarla Koşan Kadınların aslında kim olduğunu kitabı okuyunca daha iyi anlayabileceğiz:

Kitap on altı bölümden derleniyor ve mitolojik hikâyelerden oluşuyor. Her hikâye birbirinden bağımsızdır. Temalar içinde; beden algısı, kendini gerçekleştirme, sürüsünü bulma gibi farklı bölümleri vardır. Ve her bir bölümde de bir ya da birkaç tane masal/mit hikayeleri görmek mümkündür. Clarissa Estes, bu mit ve masalları, öykülerin temasına göre ayrıntılı bir biçimde inceleyerek okuyucuya sunar. Bu masalların imgesel olduğunu ve içindeki karakterlerin aslında kadınlığın bir parçası olduğunu, kadının çeşitli yönlerini temsil ettiğini anlatır. Bu masalları da aslında dünyanın dört bir yanını dolaşarak bulmuştur. İçinde sadece kadınlara yönelik olan bu anlatımlar aslında orijinal haliyle sunulmuş masallara sahiptir. Bu açıdan da daha düzenli analizler ortaya çıkmaktadır. Jung bir psikanalist olarak, analizlerinin çoğunu jung bir bakış açısıyla bahsederek ele almıştır.

“Bir kadın, dostlarını ve sevgililerini akıllıca seçmelidir, çünkü her ikisi de kötü bir üvey anneyle berbat kız kardeşlere benzer hale gelebilirler.”

“Bir anne kızına, kendi sezgisinin doğruluğuna güven duyma hissinden daha büyük bir kutsama veremez.”

“Yeteneklerinin kabullenilmediği ailelerde büyüyen kadınlardan çoğu zaman tekrar, tekrar çok parlak başarılara imza atmaları istenir. Ailelerine değerli olduklarını kanıtlamaya çalışırken üç tane doktora yapmaları, Everest’e tırmanıp inmeleri ya da her türden tehlikeli, zaman- tüketici ve para yiyen girişimin altına girmeleri zorunluymuş gibi hissederler.”

“Kendimiz olmamız, diğer birçok kişi tarafından dışlanmamıza neden olur, buna karşılık başkalarının istediklerine boyun eğmemiz de kendi kendimizden sürgün edilmemize yol açar.”

“Sorular sorun. Merak edin. Gördüklerinize bakın. Duyduklarınıza kulak verin. Sonra da doğru bildiğiniz şeye göre davranın.”

“İçgüdüsel doğası güçlü olduğunda kadın, içsel yok ediciyi kokusundan, görünüşünden, sesinden yola çıkarak sezgisel olarak tanır, varlığını sezer, yaklaştığını duyar ve ondan uzaklaşmak için tedbirler alır.”

Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabının vermek istediği mesaj:

Masalların içinde yer alan her karakterin, aslında kadınların içinde var olan bazı yönleri olduğunu söyler. Bu yönler; kadınların ışıklarını söndüren, yaratıcılıklarını yok eden, vahşi doğalarının ortaya çıkmasını engelleyen her şey olabilir. Bir eş, bir aile ya da içinde bulunulan toplum. Bu baskının ortasında bulunan safdil olan kadın aslında, tam olarak bahsedilen o saf kadındır. Kötülüğü görmek istemeyen, olayları hep en iyi tarafından yorumlamaya çalışan o saf halimizdir. Zamanla içimizde bastırmaya çalıştığımız duygular/sezgiler daha da baskın hale gelmeye başlayarak bu safdil kadına gerçekleri göstermeye çalışır.

Bu gerçekler, olaylar karşısında farkındalık kazanarak güçlenmeye ve bilinçlenmeye götürür safdil kadını. Yüzyıllar boyunca kadınları sırf kadın oldukları için ya da kadın doğasının getirdiği şekilde davrandıkları için baskılamaları, toplum tarafından dışlanmaları, ataerkil yapının istediği forma dönüştürülmeye çalışıldığını görürüz. Ancak kadınlar olarak kendi doğal formumuzu bulmak zorunda olduğumuzu, özümüze onu unutarak ihanet ettiğimizi bir kez daha karşımıza çıkarır bu başkaldırı kitabı. Clarissa Estes, bütün kadınlara içlerindeki o gücü bir şekilde bulmalarını, o gücü kullanmalarını ve o gücü tekrardan kaybetmemelerini öğüt verir. En nihayetinde Estes kitabın sonunda, bütün kadınları dışarıya çıkarak kendi hikayelerini armaya davet eder. Belki de içimizdeki o kurdu bulmaya…

“Bir toplum, insanlarını derin içgüdüsel hayata güvenmemeye, ondan kaçmaya teşvik ettiğinde, bireydeki öz-yıkıma yönelik unsurlar güçlenir ve ivme kazanır.”

“Bir kadın kendi yıkımlarına ilişkin gerçeklerden kaçmaya çalıştığında, gece düşleri muhtemelen ona bağıra çağıra “Uyan! Yardım iste! Kaç ya da ölümüne saldır” şeklinde uyarılarda bulunur.”

“Kadınlar, hayatlarının kapılarını açıp onun ücra köşelerindeki katliamı incelediklerinde, çoğu zaman en önemli düş, hedef ve umutlarının azar azar öldürülmesine izin verdiklerini görürler.”

“Çöl, hayatın çok yoğunlaştığı bir yerdir. Canlıların kökleri son su tanesine bile tutunur ve çiçekler sadece sabahları erkenden ve öğlenden sonraları da geç saatlerde görünerek meni biriktirirler. Çölde hayat küçük ama muhteşemdir ve olan bitenlerin çoğu yeraltında süregider. Birçok kadının hayatın da buna benzer.”

“Bir kadın, büyük biri olmak, büyük bir iş yapmak, büyük bir yolculuğa çıkmak ister, ama bunun yerine evde kalıp ataş sayar. Bir kadın yaşamak ister, ama boncuk taneleri gibi küçük hayat parçalarıyla yetinir. Bir kadın kendisi olmak ister ama karşısına çıkan her aşığa bir kolunu, bacağını, gözünü verir. Bu güven tuzağıdır.”

“Benliğin dünyasına açılan kapılar az ama değerlidir. Derin bir yara iziniz varsa o bir kapıdır; eski, çok eski bir öykünüz varsa, o da bir kapıdır. Gökyüzünü ve suyu tahammül edemeyecek kadar çok seviyorsanız, o bir kapıdır. Daha derin, daha eksiksiz, daha makul bir hayatı özlüyorsanız o da bir kapıdır.”

“İçgüdüsel doğayla yan yana olmak, hayat alanını belirlemek, kendi sürüsünü bulmak, yetenek ve kusurlarına bakmaksızın güven ve gurur duyarak bedeninin içinde olmak, kendi yararına konuşmak ve hareket etmek, farkında ve uyanık olmak, sezgi ve algının doğuştan gelen dişil güçlerine dayanmak, kendi döngülerine girmek, ait olunan yeri bulmak, mümkün olduğunca yüksek bir bilinç düzeyini korumak demektir.”

“Dans etmelerine neredeyse hiç katlanılmadı, öyle ki, kimsenin onları göremeyeceği ormanda ya da gizli köşelerde veya çöpü boşaltmaya çıkarken dans ettiler.”

“Günümüzde kadın bulanık bir etkinlikler yumağına dönüşmüş durumda. Herkes için her şey olmaya koşullandırılmıştır.”

“Sağlıklı kurtlar ve sağlıklı kadınlar ruhsal karakteristikleri paylaşırlar: Keskin bir duyarlılık, oyuncu bir ruh ve yoğun bir kendini adama kapasitesi. Sezgileri çok güçlüdür, yavruları, eşleri ve sürüleriyle yoğun bir biçimde ilgilenirler. Sürekli değişen koşullara uyum sağlayabilir, tuttuklarını koparan ve cesurdurlar.”

Gazedda'dan haberdar olmak için takipte kalın...

Takipten çık
Gazedda

Gazedda

Gazeddakıbrıs yurttaş gazeteciliği anlayışı ile yayın yapan, yurttaştan yana taraf olan ve gazetecilikte meslek etiği ilkelerine inanan bir yayın organıdır. Gazeddakıbrıs her koşulda barıştan yanadır.

Kıbrıs Çingeneleri 💃🏽🕺🏽 Derzinevesi
DÜNYADAN YAZARLAR

Kıbrıs Çingeneleri 💃🏽🕺🏽 Derzinevesi

Gazedda
21 Mart 2023
0

Cav, Olece’de göz demektir. Cavlık, gözlükle eş anlamlıdır. Hiç görülmeyen, saklanan, görmekten kaçınılan, bir toplumun yarası mıdır, yoksa kendinden kaçtığı nefreti midir. Elbet birileri toplumun içinde yaşayan insanları iyice tanımlayabilir....

Okumaya Devam Et
Kalanın da gidenin de gönlü hoş olsun 🥛 Aydın Boysan
DÜNYADAN YAZARLAR

Kalanın da gidenin de gönlü hoş olsun 🥛 Aydın Boysan

Gazedda
21 Mart 2023
0

Fotoğraf : Gazedda Kolektif / AI Art Görüyoruz ki dünya lezzetini kaybetmiş gibi davranıyor. Geçmişe genelleme yapmayı sevmediğimiz gibi, konuların bizi geleceğe itmesi yerine, anın tadına vardığımız o anlardan bahsetmek...

Okumaya Devam Et
Kayıp oğlunun yollarını gözleyen 🤍 Fikret Demirağ
DÜNYADAN YAZARLAR

Kayıp oğlunun yollarını gözleyen 🤍 Fikret Demirağ

Gazedda
19 Mart 2023
0

Fotoğraf : Gazedda Kolektif / AI Art Fikret Demirağ uzak bir görüntüyü bilinçli olarak beraberindeki anlamlarla kurardı. Aslında böylece şiirin daha fazla problemiyle uğraşmak zorunda kalıyordu. Sanki bizi başka kitaplara...

Okumaya Devam Et
Hangi birini sayayım toprak 🤍 Pembe Marmara
DÜNYADAN YAZARLAR

Hangi birini sayayım toprak 🤍 Pembe Marmara

Gazedda
19 Mart 2023
0

Fotoğraf : Gazedda Kolektif / AI Art Pembe Marmara’nı yeri belki de çok ayrıdır. Dünyada da yeri çok farklıydı belki de. Bir şairi sevmiş, fakat sonra çok geçinemediği, hatta yatak...

Okumaya Devam Et
Sevinç Söyler Şimdi 🤍 Bilge Karasu
DÜNYADAN YAZARLAR

Sevinç Söyler Şimdi 🤍 Bilge Karasu

Gazedda
19 Mart 2023
0

Fotoğraf : Gazedda Kolektif / AI Art Bugünü belirli bir gerçeklikle, tek tanımla saptayabilecek bir insanlık durumu yaratarak anlatmak zorlaşıyor. Karşıtlık ve olumsuzluk arasında kalıyoruz. Yaşamın çekilmez akışı içinden kurtulunamaz...

Okumaya Devam Et

YAZARLAR

Yolun kendisi olmak veya seçim(ler)e dair uyarı(lar)[*] | Sibel Özbudun – Temel Demirer
Sibel Özbudun

Yolun kendisi olmak veya seçim(ler)e dair uyarı(lar)[*] | Sibel Özbudun – Temel Demirer

Temel Demirer
19 Mart 2023
Bir çay hikâyesi | Tevfik Aytekin
Tevfik Aytekin

Bir çay hikâyesi | Tevfik Aytekin

Tevfik Aytekin
16 Mart 2023
İnsan betondan gelir betona gider | Tevfik Aytekin
Tevfik Aytekin

İnsan betondan gelir betona gider | Tevfik Aytekin

Tevfik Aytekin
14 Mart 2023
Çalıyor

Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

Gazeddawebtv’nin yeni programı Sansürsüz yayınlandı

SANSÜRSÜZ
‘Hükümet istifa’ demek suç değil görevdir

Yas Evi | GAİN Orijinal Belgesel | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

Mağusa’nın en büyük acısı | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Umut’un babası | Sedat Yılmaz | Video

Umut’un babası | Sedat Yılmaz | Video

DÜNYA
Taraftarlar: Amedspor’a yapılan saldırı bir sistem sorunudur | Video

Taraftarlar: Amedspor’a yapılan saldırı bir sistem sorunudur | Video

DÜNYA
İlk resmî rapor | 33 bin 143 bina ağır hasarlı, 153 bin 506 daire derhal yıkılmalı

Kader Planı: Antakya | Video Haber

DÜNYA
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

Isias’ta hayatını kaybeden Hayal’in ailesinden ‘AFAD’ çıkışı: 6. güne kadar göremedik | Video Haber

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Kabındaki mama ile 25 gün hayatta kalan ‘Fıstık’, kurtarıldı

Kabındaki mama ile 25 gün hayatta kalan ‘Fıstık’, kurtarıldı

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ
Dayanışmanın önceliği | Melike Özbay | Vesaire

140journos’tan “kader planı”

DÜNYA
“Kaybettiğimiz canların hakkını ne pahasına olursa olsun sonuna kadar arayacağız”

“Artık İsias davasında resmi anlamda temsiliyetimizle gözlemci ve katılımcıyız” | Video

GAZEDDA'NIN GÜNDEMİ

Twitter’da takip et

Tweetlerim

Instagram

Takip et

  • Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşam süren gençlerin yüzde 57.30’unun göç etmeyi düşündüğü; gençleri göçe iten en önemli etkenlerin ekonomi, gelecek kaygısı ve zorunlu askerlik olduğu ortaya çıktı.
  • Fransa’da emeklilik yaşını 64
  • İnsan hayatı küçük hesaplarınızdan daha değerlidir! #isiasemsaldavaolacak
  • İnsanların can güvenliğini sağlamayan bir devlet, devlet olur mu? #isiasmelekleresözümüzvar
  • Yaren Leylek ve Balıkçı Mehmet Amca yine buluştu
Yaren Leylek umutla bekleyişin sembolü olmuştu.

Yaren Leylek ve Balıkçı Mehmet Amca’nın dostluğu belgesele konu olmuş ve belgesel Prag Film Ödüllerinde En İyi Belgesel ödülünü almıştı.

Yaren Leylek ve Balıkçı Mehmet Amca’nın dostluğu bu yıl on ikinci yılına girdi.

Her yıl göç eden Yaren Leylek tekrardan Mehmet Amca’nın yanına geri geliyor. Bazen zor ve amansız bekleyişe dönen bu dostluk, sevdiğini hasretle beklemenin en içten örneklerinden biri.

Örnek dostluğu karşılıksız sevgi ve güven olarak da tanımlayabiliriz. Günümüz dünyasında kilometrelerce birbirinden uzak kaldıktan sonra her yıl tekrardan aynı yerde buluşan bir insan ve bir hayvanın dostluğu, herkesin ilham alabileceği, birbirine kalbini tamamen açmış, şefkatle sevebilen, dünyanın hızından ayrı, dip dibe bir yaşamdan uzak bir yere varınca, insanın doğayla, hayvanla nasıl uyum içinde, bütünlükle yaşayabileceğini de ispatlıyor.

Hikayeyi kamuoyuna duyuran yaban hayatı fotoğrafçısı Alper Tüydeş de “Geçen yıl Yaren geldiğinde karlı bir havaya denk gelmişti. Belki yine kar ile karşılaşmamak için gecikmiştir. Ama yaşı da var, o yüzden gelememe ihtimalinden dolayı korktuk. Her sene bu ihtimalle uğurluyoruz onu. Neyse ki geldi. Bunca sıkıntılı ve üzücü gündem arasında, Yaren Leylek umutla bekleyişin sembolü olmuştu. Ve sonunda hikaye, bu yıl da gerçek oldu. Tüyü kadar ömrü olsun” diye konuştu.

Kaynak: BBC News Türkçe
  • Cinayet 40 gün önce gerçekleşti! #isias40karagün
  • Cevaplar yerine sorular bulmak, sorgulamak: ihtimallerle yüzleşmek istiyoruz. 
Gazeddawebtv, uzun bir aranın ardından Tevfik Aytekin  ve Nuri Sılay
  • Karl Marx, Kapital

Gazedda Sosyal Medya

SON EKLENENLER

Ekonomi, gelecek kaygısı ve zorunlu askerlik gençleri göçe zorluyor

16 saat önce
“Çocuklarımıza ulaşabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz”

‘Depremde yıkılan İsias Otel’in malzeme kalitesi kusurlu çıktı’

16 saat önce
Credit Suisse kurtarılmasına rağmen banka hisseleri düşüyor

Credit Suisse kurtarılmasına rağmen banka hisseleri düşüyor

22 saat önce
Fransa’da emeklilik reformuna karşı düzenlenen protestolarda 500’den fazla kişi tutuklandı

Fransa’da emeklilik reformuna karşı düzenlenen protestolarda 500’den fazla kişi tutuklandı

22 saat önce
Tarihin en uzun süreli kasırgası Afrika’da 522 can aldı

Tarihin en uzun süreli kasırgası Afrika’da 522 can aldı

22 saat önce
Gazedda

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

  • Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası

Bulamadık
Tümünü Gör
  • Ana Sayfa
  • HABER
    • GAZEDDA’NIN GÜNDEMİ
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • KORONAVİRÜS
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • YORUM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • GAZEDDABLOG
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • DÜNYADAN YAZARLAR
    • RÖPORTAJ

© 2022 Gazeddakıbrıs - Copyleft

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız. Gizlilik ve Çerezler Politikası sayfamızı ziyaret edin.