Yunanistan Dışişleri Bakanı, Türk yetkililerin Kıbrıs’ın kuzeyinii ilhak tehditlerinin bir korkutma tekniği olduğunu ve Kıbrıslı Rumların, şu an, aşağıdaki ikilemi önünde bulunduklarını söyledi: “eğer çözüm iyi değilse desteklenmeyecek. O zaman Türkiye, işgal bölgelerini Türkiye’ye ilhak ediyoruz diyecek. Bunun olmaması için size sunulan herhangi bir çözümü kabul ediniz… Ancak böyle bir çözüm, çözüm değildir” diye konuştu
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kotzias, pek çok kişinin Kıbrıs ile Yunanistan arasında bir anlaşmazlık olmasını istediğini ve bunun en kolay yolunun, Yunan dış politikasın çok ağır sözlerle saldırmak ve baltalamak olduğunu söyledi.
Alpha Radyosuna verdiği mülakatta kendi istifası ve Aleksis Tsipras ile Nikos Anastasiadis ile ilişkilerindeki kriz olduğu konusunda basında çıkan haberleri yorumlaması istenen Kotzias, anlaşmazlık yaratmaya çalışanların, 2015 yılında, kendisinin, Yunanistan Dışişleri Bakanlığına seçilmesine saldırılarda bulunan yurt içi ve yurt dışındaki güçlerle aynı olduğunu belirtti. Yunanistan Dışişleri Bakanlığı ve kendisinin, müzakerelere katılan tek güç olduğunu ve 2015 yılından beridir, bilinen ve BM Genel Sekreteri tarafından kabul edilen belli önerilerin de kendisi tarafından yapıldığını söyledi.
Kotzias. “Önemli olan Kıbrıs sorununu nasıl belirleyeceğimizdir. Kimileri, Kıbrıs sorununun sosyal devlet meselesi, yani, tarafların ne kadar para alacaklarıyla bağlantılı olduğunu, kimisi de Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumlar arasında, iki toplumlu bir mesele olarak görüyor. Her ikisi de geçerlidir. Her zaman, birleşik bir Kıbrıs’ta yönetim gücünün nasıl paylaşılacağı tartışılmaktadır. Ama aslında, Kıbrıs sorununun özü, adanın kuzeyinin Türk güçleri tarafından işgalidir. Türk askeri olmadan, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlara hizmet edecek bir çözüm bulunmasına yardım edilirse, o zaman neden çözüm olamaz diye düşünülmeli? Tabii eğer, bazıları, çözüm dediklerinde, adada işgal güçlerinin kalmasını kastediyorlarsa, bunu açıkça dile getirsinler. Ama kimse bunu açıkça yapmaya cesaret edemez” dedi.
Yunanistan Dışişleri Bakanı, “Politisten” Yunan sitelerine kadar, kendisine karşı gösterilen bu tutumun arkasında, 2015 yılında kendine çok ağır sözlerle saldıranlar olduğunu ve onların da Türklerin adada kalmasını hedeflediklerini bu şekilde gizlemeye çalıştıklarını dile getirdi.
Geçen pazartesi günü, gerçekleştirilen müzakerelerin ortasında ortaya atılan ve müzakerelerin altını torpillediği söylenen Yunanistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan “non paper”konusunda, Kotzias, bunun, “Erdoğan sanki dünyanın en iyi, en nazik, en sakin siyaset adamıdır, askerini geri çekmek, her şeyi hatta toprakları geri vermek istiyordu ama ortaya aniden Kotzias çıktı ve bir telefonla her şeyi berbat etti” anlamına geldiğini kaydetti.
Aslında bu metinde, garantilerin neden iptal edilmesi gerektiği ve neden çağ dışı olarak kabul edildiklerini belirttiklerini söyledi. Aynı zamanda aynı metinde, Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs arasında, müdahaleci eylemlere izin vermeyen bir İşbirliği ve Dostluk anlaşması imzalanması önerisinin de yer aldığını dile getirdi.
Yunanlı Bakan, kendisine karşı eleştiriler değil bir savaş açıldığını, Yunan hükümetinin, var olan altı başlıktan beşine, ilk kez müdahalede bulunmadığını, hatta kendisinin bu konularda fikirlerini ortaya koymaktan kaçındığını açıkladı.
“Kıbrıs Cumhuriyeti, kendine ait bir hükümetle, bağımsız, egemen bir Cumhuriyettir. Bunun tersine, Kıbrıslı Türkler, işgal nedeniyle her şeyi Türkiye’ye danışmak zorunda bulunuyorlar. Bu, kocaman bir farktır. Bana karşı açıkça yapılan saldırı, İsviçre’de toprak konusunu tartışmayı reddetmemizle başladı. Yani, Türkler’in, bu konuyu, Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler ve Yunanistan ile Türkiye arasında tartışmak istemesiyle… Biz, hem fikir olmasak da, Kıbrıslı Türklerin Türkiye’yi neden istediklerini anladığımız cevabını verdik. Türkiye bir işgal gücü olmaya devam ediyor. Haritalar onun elindedir ve Akıncı ile konuşarak askerini hangi bölgeden çekeceğine kendisi karar vermek istiyor. Biz, ne bir işgal gücüyüz, ne de bu konuda görüşlerimiz var”.
Nikos Kotzias, garantiler ve güvenlik başlıklarında Britanya’nın, Türkiye’nin garantör bir devlet olarak kalmak istememesi durumunda, kendilerinin de bir talepte bulunmayacaklarını, yani, garantörlükten geri çekilecekleri güvencesi verdiğini belirtti.
Kotzias, garantiler konusunu, Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türklerle, garantör güçlerin konuşacağını söyleyerek, bazılarını rahatsız eden şeyin, Türkiye’nin, garantör güç olarak müdahale hakkının, ya da, adada Türk askerleri barındırmasını Yunanistan’ın desteklememesi olduğunun altını çizdi. Rum tarafının verdiği belgenin, anlaşma ve referandum sonrası, Türk askerlerinin adadan çekilmesi çerçevesini net olarak belirttiğini, Rum tarafının bunun en erken bir zamanda yapılması gerektiğini, hatta bu çerçevede, referandumdan sonra belirli bir tarih veren bir maddenin içerilmesi gerektiğini belirttiğini vurguladı.
“Eğer anlamlı bir tartışma yapılmadan çok taraflı görüşmeye gidersek, çözüm bulunamayacak ve her şey havaya uçacak” diyen Kotzias, Rum tarafının, Kıbrıs sorununa bir çözüm bulunması amacıyla, çok taraflı bir görüşme için ortak görüşler olup olmadığının belirlenmesi amacıyla, Tsipras – Erdoğan arasında bir görüşmeyi desteklediğini kaydetti.
Anastasiades’in, garantiler ve işgal askerleri konusundaki görüşlerinin Yunanistan Başbakanı ya da kendisinden farklı olduğunu gösteren açıklamaları olmadığını, Kıbrıs sorununun tanıtımının, Kıbrıs topraklarının, Uluslararası hukuk ve BM Güvenlik Konseyi kararlarına karşı yasa dışı bir işgal olduğu olduğunu belirtti.
Yunanistan Dışişleri Bakanı, Türk yetkililerin Kıbrıs’ın kuzeyinii ilhak tehditlerinin bir korkutma tekniği olduğunu ve Kıbrıslı Rumların, şu an, aşağıdaki ikilemi önünde bulunduklarını söyledi: “eğer çözüm iyi değilse desteklenmeyecek. O zaman Türkiye, işgal bölgelerini Türkiye’ye ilhak ediyoruz diyecek. Bunun olmaması için size sunulan herhangi bir çözümü kabul ediniz… Ancak böyle bir çözüm, çözüm değildir” diye konuştu.
kha