Yazılı açıklama yapan Karapaşaoğlu, Kıbrıslı devrimcilerin ve işgal karşıtlarının uzun zamandır kendilerini ifade edeceği alanların gerek yazılı gerekse görsel medyada yok denecek kadar azaltıldığına dikkat çekerek, Kıbrıslı direnişçilerin Türklük sözleşmesinin dışında kalan, Kıbrıslı işçi sınıfının hak ve çıkarlarını koruyan söylemlerini neredeyse hiçbir yerde paylaşamayacak duruma getirildiğini kaydetti.
Karapaşaoğlu, “Türk kolonyalizminin işbirlikçiliğini üstlenen medya organları devrimcilere sansür uygulamakta, sesimizin çıkmasına engel olmaktadırlar. Kıbrıs’ın kuzeyinde Türkiye’nin alt yönetimi olan bu topraklarda, Türk sermayesi medya kuruluşlarını satın alırken, Kıbrıs’taki Türk sömürge valiliği, verdiği maddi teşviklerle gazetecileri ve medya organlarını yarattığı imtiyazlarla ele geçirmiş bulunmaktadır” dedi.
“Kıbrıslı Türkler ağır bir şekilde Türk medyasının saldırısı altındadır”
Karapaşaoğlu şöyle devam etti;
“Türklük sözleşmesinin içinde yayın yapanlara imtiyazlar verilerek, rejim aleyhine konuşmaları, rejim aleyhine konuşanların ise seslerini çoğaltmaları engellenmiştir.
Medya, devletin ideolojik aygıtlarının en önemli bileşenlerinden biridir. Kıbrıslı Türkler ağır bir şekilde Türk medyasının saldırısı altındadır. Kıbrıslı Türkler Türk televizyonlarının, haber programlarından, reality showlarına kadar ortaya konan tüm programları izlerken, Türk Devleti’nin yaratmak istediği “bilinç” saldırısına maruz kalmaktadır.
Türkleştirme, Sunni Müslümanlaştırma ve apolitikleştirme saldırılarıyla karşı karşıya kalan toplumumuz, Türk medyasının yoğun bir hegemonyası altındadır. Türk medyasının kuzeydeki varlığı Türk koloni politikalarının bir uzantısıdır.
“Konuşan, yazan Kıbrıslı gazetecilerimiz saldırı altındadır”
Uzun zamandır, Türk Devleti’nin Türklük sözleşmesinin dışında yayın yapan, konuşan, yazan Kıbrıslı gazetecilerimiz saldırı altındadır.
En başta Afrika/Avrupa gazetesi yıllardır Türk kolonyalizminin hem fiziksel hem psikolojik şiddetine maruz kalmaktadır. Avrupa/Afrika gazetesindeki gazetecilerin Türk işgaline karşı boyun eğmemesinden dolayı yıllardır haklarında sömürge mahkemelerinde davalar açılmıştır. Buna rağmen işgal rejimine karşı direnmeye devam etmektedirler.
Bugün bu saldırılara bir yenisi daha eklenmiştir. Ankara hükümetini ve Ankara’nın kuzey Kıbrıs’taki sömürge valisini bazen eleştiren yayınlar da yaptığından dolayı 1 Ocak 2023 tarihinden itibaren SİM TV’nin ekranları karartılmıştır.
“SİM TV’nin Türk devleti tarafından ekranlarının karartılması, kimlerin çıkarlarına hizmet etmektedir?”
Türksat üzerinden yayın yapan Genç TV, Kanal T, Kıbrıs TV, ADA TV ve TV 2020 gibi kanallar sermaye ile olan ilişkilerinden dolayı açık kalma imkânına sahip olurken özellikle SİM TV’nin büyük sermaye gruplarıyla ilişkisi olmamasından dolayı yayınlarına devam etme zemini ortadan kalkmıştır.
Ankara ve yerli işbirlikçiler böyle bir zemini Kıbrıslı Türk basın yayın kuruluşlarına dayatmıştır. İnsan hak ve özgürlüklerine yönelik yayınlar yapan, bizlerin de bazı programcıların girişimiyle sözümüzü söyleme imkânı bulduğumuz SİM TV’nin Türk devleti tarafından ekranlarının karartılması, kimlerin çıkarlarına hizmet etmektedir?
Sim TV’nin ekranlarının karartılmasını Yeni Kıbrıs Partisi olarak hiçbir koşulda kabul etmiyoruz. SİM TV’nin Türk devleti tarafından uğradığı baskıya ve sansüre karşı YKP olarak SİM TV ile dayanışma içindeyiz.
“Bu memleket bizimdir, biz yöneteceğiz”
Yeni Kıbrıs Partisi başta özgür yayın organlarımız olmak üzere, toplumun bütün demokratik kitle örgütlerini Türk kolonyalizmine ve onun bizlere dayattığı bütün unsurlara karşı mücadele etmeye çağırmaktadır.
1974 yılından bugüne nüfus, askeri, ekonomik, eğitim, kültür ve medya alanında bizlere dayatılan bütün politikaları reddediyoruz.
SİM TV’yi Türk devletinin nüfustan medyaya kadar yarattığı yıkım karşısında yapacağı bütün yayınları destekler, seslerinin çoğalması için her alanda onlarla dayanışma içinde olduğumuzu belirtiriz. Bu memleket bizimdir, biz yöneteceğiz”
