Basın Emekçileri Sendikası Başkanı, Gazeteci Ali Kişmir, çalıştığı TV20‘yle, yazdığı eleştirel bir köşe yazısının kendisinden izinsiz ve Cumhurbaşkanlığı’nın baskısıyla kaldırılması sonrası yollarını ayırdığını duyurdu.
Sosyal medyadan açıklama yapan Kişmir, bugüne kadar ülke ve insanların gerçeği ne ise onu kendince yazılarına dökemeye çalıştıığını, bu uğurda elbette bedeller ödemek zorunda kaldığını ama asla ifade ve düşünce özgürlüğünün kısıtlanmasına müsaade etmediğini belirtti.
Kişmir, “Bu bağlamda TV20 Web sayfasında dün yayınlanan ‘Başarı Öyküsü’ başlıklı yazımın sansürlenmesi, siteden ve bağlantılı sayfalardan kaldırılması sonrasında bunu kabul etmeyeceğimi, bunun bana yapılmış bir hakaret olduğunu yöneticilere bildirdim ve bu konunun tartışmaya açık olmadığını da net bir şekilde ifade ettim” dedi.
“TV20 yöneticileri programlarımı iptal etme kararını bana iletti”
Kişmir şöyle devam etti;
“TV20 yöneticileri de benim bu cevabım sonrası programlarımı iptal etme kararını bana iletti. Bu da işime son verildiği anlamına geliyor. Yazımın kaldırılmasıyla ilgili bana iletilen sebep, Cumhurbaşkanlığı’nın defalarca kendilerine ulaşması, yine başkalarının da yazı nedeniyle kendilerini aramaları olduğu bildirildi.
Ben bu süreçte bana patrondan daha çok arkadaşlık eden ‘Gardaşım’ dediğim Hasan Özok ile bana hep saygı ve sevgi gösteren Özok ailesine teşekkür ederim. Aynı şekilde tüm çalışma arkadaşlarıma ve beni hiç yalnız bırakmayan takipçilerime de teşekkürü bir borç bilirim.
“Baskılar iş insanlarını da aldıkları kararları da ne yazık ki etkiliyor”
Son süreçte yöneticilerle aramda bir farklılık yaşanmıştır. Böyle olmaması gerekirdi. Üzgünüm. Baskı iş insanlarını da aldıkları kararları da ne yazık ki etkiliyor! Aksi takdirde ne tür zorluklarla karşılaşacaklarını tahmin edebilmek zor değil! Umarım bu durumu düzeltmenin bir yolunu buluruz ve bundan sonra hiçbir meslektaşımın başına aynı şey gelmez!..
Bugün benim için artık yeni bir başlangıç. Tüm engellemelere rağmen yazmaya ve konuşmaya kendi kişisel sayfamdan devam edeceğim.
Elbette yaşamımı idame ettirmek için para da kazanmam lazım, ancak mevcut baskı ortamında bu nasıl olur bilmiyorum. Hani belki de başka bir ülke, başka bir serüvenin zamanı gelmiştir. Bilmiyorum, zaman her şeyin ilacı…”
Başarı Öyküsü
Ali Kişmir’in TV20’deki işine son verilmesine sebep olan köşe yazısı ise şöyle:
Tıpkı Ersin Tatar’ın da dediği gibi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bir başarı öyküsüdür!..
Dünya üzerinde başka bir ülke yoktur ki;
-Kendi topraklarında kendi nüfusundan, birden fazla ülke insanın nüfusu fazla olsun!..
-İradesi başka bir ülke yönetiminin iki dudağı arasında bulunsun!..
-Cumhurbaşkanından parti başkanına kadar başka bir ülke iktidarı tarafından atansın!..
-Ekonomik olarak yüzde yüz başka bir ülkeye bağımlı olsun, o ülkenin para birimini kullanmak zorunda kalsın…
-A’dan Z’ye topluma ait tüm kurumların ve en zengin yerlerin ülke yöneticileri tarafından yabancı sermayeye peşkeş çekilsin…
-Sözleşmesine uymayan yabancı sermayenin sözleşmesini iptal etmek yerine ona yeni imtiyazlar sağlansın!..
-Başka ülkeden atama gelen sözde bir din adamı, kendi insanına hakaret ettikten sonra hala o koltukta kalsın!..
-Su’dan enerjiye kadar tüm stratejik güçler başka bir ülkeye devredilsin!..
-Kendi yolunda giden bir araç karşı şeride geçerek başka insanların hayatına son versin!..
-Bir ailenin tümü kamuya istihdam edilirken, bir başka ailenin tümü işsiz bırakılsın!..
-Eğitime ve sağlığa neredeyse ayda bir asgari ücret para harcasın!..
-Ülke vatandaşının tüm vergilerini ödemesine rağmen hizmet alamasın, yolları bozuk, sokakları pis, yollardaki aydınlatmaların çoğu ise borcundan dolayı kesik olsun!..
-Ülkedeki asgari ücret açlık sınırının altında olsun…
-Başka bir ülke iktidarı tarafından topraklarına külliye yapılsın, Cumhurbaşkanı için saraylar inşa edilsin!!!
-Yabancı bir ülke tarafından deport edilen vatandaşlarına sahip çıkmak yerine onlara “Oh” çeksin, hatta daha fazla insanın deport edilmesi için bizzat listeler hazırlansın!..
-Tarihi yerlerine tecavüz edilsin..
-Özel sektörde örgütlenme yüzde 1’i bile geçmesin!..
-Yolsuzluk ve usulsüzlük yapanlar ceza almasın!..
-Başka ülkenin iktidarına göre kimi zaman namaza gidilsin kimi zaman da rakı masasında oturulsun!..
Yaz yaz bitmez bu başarı öyküsü!..
Dün bir yenisi daha eklendi bu öykünün en tepelerine!..
23 yaşındaki bir genç, yol kenarında olmaması gereken bir beton yığınına aracı ile çarparak hayatını kaybetti!..
Bakınız bariyerden falan bahsetmiyorum bile!..
Bir beton yığını bir cana mal oldu!..
Tebrik ederim Ersin Bey, başarı öykünüz son sürat devam ediyor!..