-Esra Aygın-Cenevre-
Bağımsız gazeteci olarak Cenevre’de devam eden müzakere sürecini takip eden Esra Aygın, AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu ile konuştu.
Kiprianu, Aygın’a verdiği röportajda müzakerelerin çok kritik bir aşamada olduğunu vurgulayarak, “AKEL olarak bu hafta oynamaya çalışacağımız rol bu: Liderlere bir anlaşmaya varmak yolunda konuların çoğunda hatta hepsinde uzlaşmaları için yardımcı olmak” dedi.
Andros Kiprianu, Cenevre’de bir anlaşmaya varılaması durumunda, sürecin Kıbrıs’ta devam edeceğinden ve gerekli ön-şartların oluşması halinde bu süreci nihayetine erdirmek için bir zirvenin daha yapılabileceğinden emin olduğunu söyledi.
AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu, Bağımsız Gazeteci Esra Aygın’a şöyle konuştu:
Kıbrıs müzakereleri çok kritik bir aşamada. Bu haftanın sonucunun ne olacağını bilmiyorum ama her iki lidere, belli pozisyonlar arasındaki farkı kapatmak için çok çalışmalarını tavsiye ediyorum. AKEL olarak bu hafta oynamaya çalışacağımız rol bu: Liderlere bir anlaşmaya varmak yolunda konuların çoğunda hatta hepsinde uzlaşmaları için yardımcı olmak.
Kıbrıslılara, gelecek nesillere, ortak ülkemize, ortak anavatanımıza müreffeh bir gelecek borcumuz var.
Her iki lidere de önemsiz konularla zaman kaybetmek yerine dikkatlerini temel konulara vermelerini tavsiye ederim. Ve tabii ki belli konularda birbirlerinin pozisyonunu anlamaya çalışmaları, ve sorunları sadece kendileri açısından değil diğer topluma sorun yaratmayacak şekilde çözmeye çalışmaları gerekiyor.
‘Siyasi irade gerekli’ demek kolaydır. Aynı zamanda, işlevsel bir devlet yaratmak için çözülmesi gereken birçok teknik detay var. Yaşayabilir, işlevsel bir çözüm çok önemli. Aksi taktirde anlaşma çöker. Evet, büyük siyasi irade gerekiyor ama aynı zamanda, anlaşmayı işlevsel kılacak belli konular üzerinde çalışmamız gerekiyor.
Bu sürecin açık uçlu olduğu birçok kez söylendi. Bu, uzlaşmaya varmak yerine zamanın geçmesine izin vermemiz gerektiği anlamına gelmiyor. Ancak bu haftanın sonuna kadar bir anlaşmaya varamasak da, sürecin Kıbrıs’ta devam edeceğinden ve gerekli ön-şartların oluşması halinde bu süreci nihayetine erdirmek için bir zirvenin daha yapılabileceğinden eminim.
Zamanın geçmesi beni çok fazla endişelendiriyor. Ama aynı zamanda her iki toplumun da çoğunluğu tarafından kabul edilebilecek bir anlaşmaya ihtiyacımız olduğu konusunda ısrarlıyım.