Haber Merkezi
İklim kriziyle birlikte yükselen sıcaklıklar, deniz seviyesinin yükselmesi ve hava olaylarındaki değişikliklerin Kıbrıs’ta çevre, ekonomi ve toplum için ciddi tehditler oluşturduğuna dikkat çekildi.
Kıbrıs Cumhuriyeti Tarım, Kırsal Kalkınma ve Çevre Bakanı Dr. Maria Panayiotu, Meteoroloji Dairesi’nin Dünya Meteoroloji Günü dolayısıyla düzenlediği etkinlikte yaptığı konuşmada, hükümetin iklim değişikliğini ele almayı ve toplum genelinde etkilerine karşı dayanıklılığı artırmayı amaçlayan bir dizi tedbir uyguladığını kaydetti.
Panayiotu, iklim projeksiyonları tarafından “sıcak bölge” olarak sınıflandırılan bir bölgede yer alan bir ada devleti olarak Kıbrıs’ın iklim değişikliğinin etkilerine karşı özellikle savunmasız olduğunu sözlerine ekleyerek, yükselen sıcaklıklar, deniz seviyesinin yükselmesi ve hava modellerindeki değişikliklerin çevre, ekonomi ve toplum için ciddi tehditler oluşturduğunu vurguladı.
Kıbrıs iklim değişikliklerinin sonuçlarıyla sıklıkla karşılaşan bir ülke
Maria Panayiotu, hükümetin, Meteoroloji Dairesi’nin de katkısıyla, iklim değişikliğiyle mücadele etmek ve toplum genelinde etkilerine karşı dayanıklılığı arttırmak amacıyla bir dizi tedbiri uygulamaya koyduğunu hatırlattı.
Panayiotu, bilimsel araştırmaların güçlendirilmesi, ülkesel uyum stratejilerinin geliştirilmesi, kamuoyunun bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesinin iklim koşullarının iyileştirilmesi için temel öncelikler olduğunu söyledi.
“İklim krizinin sonuçlarıyla sıklıkla karşılaşan bir ülke olan Kıbrıs’ta, uyum ve dayanıklılık önlemlerinin uygulanması hayati önem taşımaktadır. Yapılarımızı güçlendirmek ve vatandaşlarımızın yaşam kalitesini artırırken iklim risklerini etkin bir şekilde yönetmemizi sağlayacak çözümleri uygulamak çok önemlidir” dedi.
Tarım, Kırsal Kalkınma ve Çevre Bakanı Dr. Maria Panayiotu doğal ekosistemlerin iklim direncinin arttırılması ve biyoçeşitliliğin korunmasını temel öncelikler olarak tanımladı.
Su yönetimi
Sulak alanlar ve ormanlar gibi doğal kaynakların restorasyonu ve korunması yoluyla, yüksek miktarda su rezervi ve hava kalitesini korurken iklim değişikliğini ele alabiliriz… Su kaynakları yönetiminde entegre bir yaklaşıma duyulan ihtiyaç da her zamankinden daha acil. Su kullanımına yönelik sürdürülebilir uygulamaların benimsenmesi ve su tasarrufu sağlayan teknolojilerin geliştirilmesi, herkes için su mevcudiyetinin sağlanması ve aynı zamanda çevrenin korunması açısından büyük önem taşımaktadır” dedi.
Panayiotou ayrıca, herhangi bir adaptasyon planının başarısı için toplumsal katılımın temel unsur olduğunu, eğitim ve farkındalığın ise kilit öneme sahip olduğunu belirtti.
“Aktif ve kapsamlı bir yönetim sisteminin oluşturulması yoluyla, daha sürdürülebilir ve iklime dirençli bir toplum için gereken değişiklikleri teşvik edebiliriz. Yerel toplulukların iklim değişikliğine uyum ve azaltım için bilgi ve araçlarla güçlendirilmesi, entegre risk yönetimini ve yaklaşan aşırı hava olaylarına karşı hazırlıklı olmayı geliştirecektir” dedi.
Tarım Bakanı konuşmasında meteorolojinin, hava tahmini ve aşırı olaylardan korunmadan havacılık, denizcilik, tarımsal faaliyetler, güvenlik organları ve çevrenin korunmasına yönelik hükümet çalışmalarına desteğe kadar hayati uygulamaları olan bir bilim olduğunu söyledi.
Küresel ortalama sıcaklık sanayi öncesinin üzerinde
Art arda son dokuz ayın şimdiye kadar kaydedilen en sıcak aylar olduğunu belirten Panayiotou, 19 Şubat 2024’te ortalama küresel günlük sıcaklığın sanayi öncesi ortalamanın 1,5 santigrat derece üzerine çıkarak 1,77 santigrat dereceye ulaştığına dikkat çekti.
Aynı zamanda, ortalama deniz yüzeyi sıcaklığının daha önce görülmemiş olduğunu, her iki yarımkürede kutup buz örtüsünün minimum seviyelere ulaştığını ve dünya çapında olumsuz etkileri olan birçok küresel rekorun kırıldığını belirtti.
Tarım, Kırsal Kalkınma ve Çevre Bakanı Dr. Maria Panayiotu “Bugün iklim krizi sorununa kararlı bir şekilde yanıt verme zorunluluğuyla karşı karşıyayız. İklim değişikliği artık uzak geleceğin bir tehdidi değil, insanlık ve gezegenimiz üzerinde gözle görülür ve acil etkileri olan yadsınamaz bir gerçekliktir. Bu nedenle, günlük yaşamlarımız üzerindeki etkilerini önlemek veya hafifletmek için hep birlikte hareket etmeliyiz” dedi.
Bakan, iklim değişikliğine yönelik uyum ve tedbirlerin uygulanmasına yönelik kolektif çaba ve kararlılığın, gelecekte sürdürülebilir ve adil kalkınmanın tek yolu olduğunu vurguladı.
Panayiotu sözlerini şöyle tamamladı: “İklim direncine duyulan ihtiyacı kabul etmek ve bunu politika ve stratejilerimize entegre etmek, Kıbrıs’ın ve daha geniş anlamda Avrupa’nın sürekli değişen bir dünyada vatandaşlarını ve onların refahını koruma konusunda öncü olmaya devam etmesini sağlayacaktır.”