Sözcü Gazetesi’nden Yılmaz Özdil, “Falyalı” başlıklı bugünkü yazısında Falyalı cinayetini ve Kıbrıs’ın kuzeyinin Türkiye’nin katkılarıyla nasıl illegal bir adaya dönüştüğünü yazdı.
Yılmaz Özdil’in yazısı şöyle:
– Güney Kıbrıs, Amerikan petrol devi ExxonMobil’le anlaşma imzaladı, 350 milyar dolarlık şirket, Altıncı Filo’nun himayesinde sondaja başladı, Altıncı Filo denilen mütevazı (!) filoda, iki uçak gemisi var, 47 savaş gemisi, 210 uçak, 12 nükleer denizaltı var.
– Güney Kıbrıs, Fransız petrol şirketi Total’le anlaşma imzaladı, eşzamanlı olarak Fransa’yla askeri anlaşma imzaladı, Limasol’la Larnaka arasındaki Zigi deniz üssü’nü Fransız donanmasına verdi, Baf’taki Papandreu hava üssü’nü Fransa hava kuvvetlerine tahsis etti.
– Güney Kıbrıs, İtalyan petrol şirketi Eni’yle anlaşma imzaladı, Akdeniz’deki en büyük petrol/doğalgaz platformu Eni’ye ait.
– Güney Kıbrıs, Güney Kore petrol şirketi Kogas’la anlaşma imzaladı.
– Güney Kıbrıs, İngiltere-Hollanda petrol şirketi Shell’le anlaşma imzaladı, İngiltere’nin sondaj faaliyetlerini korumak için özel askeri anlaşma imzalamasına gerek kalmadı, çünkü Güney Kıbrıs’ta zaten iki askeri üssü var, orada konuşlanmış Tornado uçakları var.
– Güney Kıbrıs, Amerikan petrol devi Chevron’la anlaşma imzaladı, aslında Noble’la anlaşma imzalamıştı ama, Chevron bastı parayı Noble’ı satın aldı, Noble’ın Doğu Akdeniz’deki haklarını devraldı.
– Güney Kıbrıs, Katar Petroleum’la anlaşma imzaladı.
– Güney Kıbrıs, İsrail’le petrol/doğalgaz anlaşması imzalayan Birleşik Arap Emirlikleri’yle askeri işbirliği anlaşması imzaladı.
Bunların hepsini son 10 yıl içinde yaptılar.
Aynı süre zarfında biz ne yaptık?
Casino ülkesi yaptık.
Kokain üssü yaptık.
Karapara üssü yaptık.
Yasadışı bahis üssü yaptık.
Adeta mafya cumhuriyeti haline getirdik, Güney Amerika’dan uyuşturucu güzergahı kurduk, orospu sektörü yarattık, uluslararası kokuşmuşluğa gözyumduğumuz için siyasileri/bürokratları fuhuş yaparken gizli kameraya kaydettiler, şantajla esir aldılar, kukla yaptılar, dünya tarihinde ilk kez telefonda sanal seks yüzünden hükümet düştü, kumarda 50 bin doların üstünde para kaybeden 50 bin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının isimleri internete düştü, böylece, Türkiye’nin her yıl milyarlarca dolarının kayıtdışı yollarla Kıbrıs’taki kayıtdışı sisteme aktarıldığı ortaya çıktı, servetinin kaynağı belirsiz oligarklara, küresel baronlara fink attırdık, silahlı çatışmalar gırla gitti, hepsinin üstünü örttük, 20 yıl önce kumarhane kapısında bodyguard olan Halil Falyalı mesela, 750 milyon dolarlık işadamı haline getirildi, Türkiye bağlantılı karanlık ilişkilerin kara kutusu’ydu, önceki gece evinin önünde otomatik silahlarla öldürüldü.
***
Halil Falyalı daha üç ay önce açıklamıştı.
“Fly Oil adında Kıbrıs’ın üçüncü büyük petrol şirketine sahibim, bu petrol şirketi Cevdet Sunay’a aitti, 1974’ten beri faaliyette olan bir şirkettir, ben satın aldım, yurtdışından deniz yoluyla doğalgaz getireceğim, bu doğalgazı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki tüm evlere götürmek üzere hükümetten
gerekli yasal izinleri aldım” dedi.
Üstelik, gizli saklı filan değil, bu sözleri mahkemede söyledi.
Cevdet Sunay dediği, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hem genelkurmay başkanı, hem cumhurbaşkanı!
Türkiye’den gene çıt çıkmadı.
***
Güney Kıbrıs, ExxonMobil’le Total’la Shell’le Eni’yle Kogas’la Chevron’la anlaşma imzalarken… Biz Kuzey Kıbrıs’ın petrolünü doğalgazını kime teslim ettik yani?
Falyalı’ya.
***
Mavi vatan öyle mi?
***
Sedat Peker işte sırf bu nedenle bile yılın adamıdır.
Sedat Peker’in söyledikleri Türkiye için tehdit değildir… Tam tersine, asıl Sedat Peker’i tecrit etmeye çalışmak, sansürlemek, yok saymak, söylediklerini halının altına süpürmek Türkiye için “beka sorunu”dur.