Haber Merkezi
Cyprus Mail-Gazedda
Kıbrıs’ın güneyinde milletvekilleri polis, Kara Para Mücadele Birimi (MOKAS) ve Gümrük Dairesi’nin koordinasyon ve iletişiminde bir boşluk olduğunun ortaya çıkmasının ardından, Kıbrıs’ın kara para aklamaya karşı mücadeleyle uyum konusundaki görevlerini gerçekten yerine getirip getirmediği konusunda eleştirilerde bulundu.
Temsilciler Meclisi Etik Komitesi’nin dünkü toplantısı sırasında milletvekilleri son dört yılda Kıbrıs’a 160 milyon Euro’nun üzerinde nakit para girdiğini ortaya koyarak ve vergi kaçakçılığı ve kara para aklama ile ilgili soruşturmalarda yetersizlikleri nedeniyle üç yetkiliyi eleştirdiler.
AKEL Milletvekili İrini Haralambidis, “Bu dairelerin başkanları çoktan istifa etmeliydi” dedi.
Tartışma, kara para aklama ile ilgili 60 suçlamayla karşı karşıya olan 31 yaşındaki Ukraynalı bir kişinin kısa süre önce tutuklanması üzerine alevlendi. Söz konusu kişinin geçtiğimiz yıl yaptığı bir dizi seyahatle ülkeye 8 milyon Avro nakit para getirdiğine inanılıyor.
Dava, ülkenin güvenliği konusunda soru işaretleri yarattığına dikkat çeken Haralambidis, olayın devletin ihmalini gözler önüne serdiğini söyledi.
DİKO milletvekili Zaharias Kulias, Başsavcılıktan bir temsilcinin, mahkeme sürecini bekleyen kadının masumiyet karinesi hakkını etkilememeleri yönünde milletvekillerine çağrıda bulunduğunu hatırlatarak oturumun kapalı oturum olarak yapılmasını talep eden bir önerge sundu.
DİSİ, DİKO ve DEPA milletvekilleri önergeyi desteklerken, AKEL ve bağımsız milletvekili Aleksandra Attalides karşı oy kullandı.
Haralambidis’ten çarpıcı iddialar
Oturumun ardından basına konuşan Haralambidis, 2023 yılında gerçekleşen “garip” bir toplantıya ilişkin soruları gündeme getirdi. Haralambidis, polisin gümrük dairesine Mokas’a herhangi bir bilgiyi doğrudan iletmemesi, bunun yerine her şeyin polis aracılığıyla yapılmasını emrettiğini iddia etti.
Milletvekili bu talimatın sözlü olarak verildiğini ve hiçbir şekilde yasal olmadığını söyledi.
Polis, MOKAS ya da Gümrük Diaresi’nden hiçbir temsilci oturuma katılmadı ya da iddialar hakkında yorum yapmadı.
Haralambidis’e göre Gümrük Dairesi her üç ayda bir Mokas’a bir USB göndererek beyan edilen nakit miktarlarını ayrıntılı olarak bildiriyor. Haralambidis, bunun bariz bir zaman gecikmesi olan tek iletişim şekli gibi göründüğünü belirtti.
Milletvekili neden “yasaların emrettiğinin yapılmdığını” ve yetkililerin pasaport numaralarıyla bağlantılı olarak bilgileri gerçek zamanlı olarak görebilmelerinin sağlanmadığını sorguladı.
Bağımsız milletvekili Attalidis ise kurumsallaşmış yolsuzluğun araştırılması çağrısında bulundu
Attalidis “hükümet yetkilileri ve politikacılar; gazetecilere ve uluslararası örgütlere Kıbrıs’ın kara para aklama ile mücadele için adımlar attığını söyleseler de, yasal çerçevenin ne kadar etkili olduğunu ya da olmadığını “unutuyorlar”. Finans kuruluşlarının artık nakit para kabul etme konusunda katı bir çerçeveye sahip olduğu düşünüldüğünde, 160 milyon Euro’ya ilişkin bilgi sadece tek bir sonuca yol açabilir: “Gölge bir ekonomi var” yorumunda bulundu.
‘Suç teşkil eden’ eylemsizlik
Komite Başkanı ve DİSİ Milletvekili Dimitris Dimitriou, 100 milyon Euro’dan fazla nakit paranın ülkeye defalarca girdiğini söyledi.
Dimitriou “Ne yazık ki ilgili devlet birimleri arasında tam bir koordinasyon eksikliği var ve gümrük dairelerinden herhangi bir refleks gelmiyor. Mokas ve polis söz konusu olduğunda ise bariz bir “eylemsizlik” söz konusu” ifadelerini kullandı.
Dimitriou, polisin konuyla ilgili net bir resme sahip olmadığının ve gümrük dairesinin sadece istenen raporları MOKAS’a verdiğinin görüldüğünü belirtti.
“MOKAS olası kara para aklama vakalarını tek tek araştırmış olsa da “aslında oturup miktarları toplayıp X kişisinin Kıbrıs’a Y miktarını getirdiğini söylemedi” ifadelerini kullanan Komite Başkanı ve DİSİ Milletvekili Dimitris Dimitriou, bunu “suç” olarak nitelendirdi.
Üç kurumu koordine edecek bir mekanizma oluşturmak için bir mevzuat sorunu olup olmadığı yönündeki bir gazetecinin sorusuna ise Dimitriou, konunun mevzuat eksikliği olduğunu düşünmediğini söyledi ve “Mesele, sorumluların işbirliği ve inisiyatif eksikliğidir” görüşünü ifade etti.