İki Toplumlu Cinsiyet Eşitliği Komitesi, kadın ve kızlara karşı aile içi şiddet nedeniyle endişelerini dile getirerek salgının cinsiyet üzerindeki etkilerinin bilinmesi ve göğüslenmesinin ve mücadele önlemlerinin “büyük öneme” sahip olduğunu açıkladı.
UNFİCYP tarafından yayımlanan Komisyon açıklamasında “Herhangi bir kriz sırasında, aile içi şiddet daha kötü olur ve COVID-19 bunun dışında kalmıyor” denildi.
Açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Salgına karşı alınan önlemler kaçınılmaz olarak aile içi şiddet için elverişli koşulları oluşturmaktadır.”
“Kısıtlamalar artan sağlık ve ekonomik sorunlarla birlikte kadın ve kızlara karşı şiddette bir artış doğurdu. Aynı şey tüm Kıbrıs içinde geçerlidir”.
“Sivil toplum kaynaklarına göre Kıbrıslırumlar arasında aile içi şiddet olayları dolaşım kısıtlamalarından sonra 20 Mart 2020’den 22 Nisan 2020’ye kadar %58 artış kaydetti”.
Kıbrıs Türk toplumunda, durum çok daha kötü. Dolaşım yasaklamasından sonra yardım hatlarına telefon edenlerin sayısı on kat arttı”.
“Genel olarak her iki toplumda da sığınma evleri gerekli desteği vermek için yeterli değildir ve bu nedenle kurbanlar için alternatif konaklama mekânları bulma zorluluğu ortaya çıkmasına rağmen, sığınma evlerinden ayrılan kadınlara yardım edebilecek yeterli altyapılar yok”.
“Sosyal izolasyon aile içi şiddet mağdurlarının hayatında çok yaygın bir olgudur. Şiddet döngüsü kontrolü sürdürmek ve eşlerinin dış dünyaya erişimini kısıtlamak ve destek ağlarını dışarıda bırakarak çaresizlik duygularını güçlendirmek için zorbalar tarafından kullanılan güçlü bir silahtır.
“Polise ihtiyaç duyulan aile içi şiddet vakalarında, Kıbrıslırum toplumunda bir artış ve Kıbrıslıtürk toplumunda önemli bir düşüş görülmemesini büyük bir endişe ile izliyoruz”.
Bunun sebebinin üç faktöre dayalı olduğunu savunan Komisyon: “Buna göre, bir kadının kendisine şiddet uygulayan bir insanla aynı çatı altında bulunması polis ile iletişim kurabilmesi olasılığını zorlaştırıyor, güvensizlik korkusu ve çaresizlik duygularını güçlendirerek destek ve koruma isteme için gönülsüzlüğünü artırıyor. Bunun yanı sıra, aile içi şiddet, özellikle bu dönemde polisin öncellikleri arasında yer almıyor”.
Bunun dışında, Kıbrıslıtürk toplumunda kurbanların şikâyetlerine uygun muamele yapılmadığı veya hiçbir işleme alınmadığı ve kayıtlı olmadığı yönünde raporlar ve şikâyetler var”.
Komisyon açıklamasında buna ek olarak şunlara da yer veriyor:
“Ataerkillik Kıbrıs’ta derin köklere sahiptir ve toplumda kadınlar hayatlarını ellerine almaları yönünde teşvik edilmemektedir”
“Bu yüzden salgının cinsiyet üzerindeki etkilerinin tanınması ve bununla mücadele etmek için tedbirlerin alınması son derece önemlidir”.