Cav, Olece’de göz demektir. Cavlık, gözlükle eş anlamlıdır.
Hiç görülmeyen, saklanan, görmekten kaçınılan, bir toplumun yarası mıdır, yoksa kendinden kaçtığı nefreti midir.
Elbet birileri toplumun içinde yaşayan insanları iyice tanımlayabilir.
Biz, Kıbrıs Çingeneleri kitabının içinden bölümlerle açıklıkla yüzleşmek isteğiyle bakmak istedik.
Sizler için haberimizi ötekileştirilenlerle açıyoruz.
Prof. Dr. Habib Derzinevesi’nin Kıbrıs Çingeneleri kitabı üzerinden öteki kendimizi açıyoruz. Sayıları 250 bin civarında.
Çoğunluğu Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayan çingenelere Gurbet deniyor.
Henüz Gurbetiler ile etnik bağları olup olmadığı bilinmiyor.
Romanlara gurbetiler deniyor. Kıbrıs’ta çingenelere Gurbet dışında ole, gori, fellah, fello, gullufi-çilinciri, cingane de deniliyor.
Ötekileştirildiği kadar ötekileştirebilecek insanlık dışı, insan haklarına aykırı her sözle anılıyorlar.
Biz onları sadece güzellikle anmak için çingene diye haber içinde anacağız.
Sebebiyse, bizler gibi yerleşik hayata geçmeyecek kadar akıllı ve bizlerden daha fazla özgür oluşlarıdır.
Yersiz-yurtsuzluğun verdiği özgürlük.
Omorfu’da yaşayan çingeneler Limasol’dan geldiklerini söylemektedir.
Mahmut Özateş; Çingeneler yerleşik düzende olmadıklarından toplum tarafından daima dışlanmıştır diyor kitapta.
Çingenelerle ilgili en korkulan hikâye ise çocuk çalmaları üzerine anlatılan hikâyeler.
Özateş, kendisi çocukken de Kıbrıs Çingenelerinin çocuk çaldığını belirtiyor.
Remziye Uluca, Limasol çingenelerinin misafire hörmet ettiğini anlatıyor. Yüzde sekseni altın dişliydi diye ekliyor.
Şenay Özhot, çingene toplumunda kadının yerini anlatıyor: erkeğin de kadının da sözü eşit geçer bizim toplumda. Para pul da önemli değildir.
Gurbetlerin yüzde sekseni okuma yazma bilir. Bu rakamın yüzde kırkı üniversite mezundur.
Çoğu Kıbrıs Cumhuriyeti’ne çalışmaya gider.
Gençleri Kıbrıs Türkçesi konuşur. Yaşlı çingeneler ise hem Türkçe hem de İngilizce konuşur. Fakat kendi aralarında kullandıkları gizli bir dil vardır.
Adına Olece derler. Türkçe’den türetilmiştir. Mesela Olece’de bardak Gadef demektir.
Gurbetlerin adaya gelişleri, ötekilerin onları algılamaları ve gurbetlerin aidiyet hissi değerlendirildiğinde, dil bakımından Kırşehir, Artvin, Kars ile Erzurum arasında yaşayan Abdallarla bağları olduğu anlaşılmaktadır.