| Cyprus Mail
Gazedda Çeviri
Stoacılığın kurucusunun Kıbrıs’ta doğduğunu biliyor muydunuz?
Doğumundan 23 asır sonra, Zeno’nun Stoacı düşünce okulu baştan çıkarıcı bir felsefe olmaya devam ediyor – özellikle de bu adada!
Ekonomik sıkıntılardan mı muzdaripsiniz? Stoacılık bize maddi varlıkların önemsiz olduğunu söylerken; gerçek zenginliğin banka hesaplarımızda değil erdemlerimizde yattığını hatırlatır.
Düşük bir maaşla mı mücadele ediyorsunuz? Bu düşünce ekolü bizi kontrolümüz altındaki arayışlara yönelmeye teşvik eder.
Bir ev almaya gücünüz mü yetmiyor? Bize memnuniyetin dışsal kazanımlardan değil, içsel huzur ve dayanıklılıktan geldiği hatırlatılır.
![zeno of citium (c334 c262 bc) a hellenistic philosopher of phoen](https://cyprus-mail.com/wp-content/uploads/2024/03/Zeno-the-founder-of-Stoicism-was-born-in-Cyprus-this-image-can-appear-lower-down-300x300.jpg)
Stoacılık, MÖ 3. yüzyılın başlarında Atina Agorası’nda Kıbrıslı Zenon tarafından kurulan bir felsefe ekolüdür. Mantık sistemi ve doğal dünya hakkındaki görüşleriyle beslenen bir kişisel erdem etiği felsefesidir ve erdem pratiğinin eudaimonia’ya ulaşmak için hem gerekli hem de yeterli olduğunu savunur: kişi etik bir yaşam sürerek gelişir. Stoacılar eudaimonia’ya giden yolu erdemi uygulayarak ve doğaya uygun yaşayarak geçirilen bir hayatla özdeşleştirmişlerdir.
Hristos Kiliakudis, “Elbette eleştirmenler stoacılığın duygulara çok az yer bıraktığını savunuyor. Acıya, kayba ve dışsal zevklere kayıtsız kalma şeklindeki stoacı ideal, yaşamın zorlukları ve sevinçleri karşısındaki doğal insani tepkilerimize gerçekten izin vermiyor. Ve Akdenizliler olarak bizler duygusal açıdan oldukça etkilenen insanlarız! Belki de diğer düşünce ekollerini de dikkate almamız gerekiyordur” diyor.
Philosophy Shots’ta Hristos tam olarak bunu yapıyor. Bazaraki’nin Genel Müdürü olan Christos ve kurucu ortağı Eleni Baltatzi, ayda iki kez, varoluşçuluktan faydacılığa kadar her şeyi kullanarak bugün bizi rahatsız eden konuları tartışmak ve müzakere etmek için toplantılar düzenliyor.
Baf’taki İbrahim’in Hanında gerçekleşen bu toplantılar açık bir forum olarak herkese açık yapılıyor. Katılımcıların felsefe konusunda bilgili olmaları gerekmiyor. İhtiyaç duydukları tek şey, insan deneyiminin tüm yelpazesini keşfetmeye ve günlük zorluklar için pratik bilgelik bulmaya istekli olmalarıdır.
Özünde bu, Kıbrıs’ın kendi modern ‘Agora’sıdır!
“Antik Yunan’ın orijinal Agorası felsefenin yaşadığı ve nefes aldığı yerdi” diye açıklıyor Hristos. “Kamusal alanda diyalog ve eleştirel düşünce beslenir; tefekkür ve tartışma teşvik edilirdi. Bir bakıma,o zamanın sosyal medyasıydı; başkalarının kalplerine ve zihinlerine açılan bir pencereydi” diye ekliyor.
“Ne yazık ki, günümüz sosyal medyası Agora’nın en kötü yönlerini sergiliyor: bize hesap verme sorumluluğu olmadan konuşma özgürlüğü veriyor; fikirlerimizi açıklamamıza ama anonimliğin arkasına saklanmamıza izin veriyor. Philosophy Shots’ta Yunan Agorası’nın orijinal anlamına geri dönüyoruz: bakış açılarımızı yargılamadan paylaşıyoruz…”
Hristos, Sokrates’in ‘Sorgulanmamış hayat yaşamaya değmez’ özdeyişine büyük bir inançla bağlı olduğunu ifade ediyor.
“Yapabileceğimiz en kötü şey, bize söyleneni kayıtsızca kabul etmek, inanmamız istenene inanmaktır. Ve bunun, sorgulamamak üzere eğitildiğimiz Kıbrıs’ta bir sorun olabileciğine inanıyorum…
Eğitim sistemimiz çocukları ‘doğru cevabı’ ezbere öğrenmeye şartlandırıyor. Kilisemiz bize günahtan muaf kalmak için uymamız gereken önceden belirlenmiş kurallar olduğunu öğretiyor. Ve hatta ebeveynlerimiz bile gerçek tutkularımızı bastırmaktan suçlu kılabiliriz: çünkü belki de gerçekten bir sanatçı ya da müzisyen olmak istediğimizde bize doktor ya da avukat olmamız gerektiğini söylediler!
Yıllar boyunca, belirli düşünme biçimlerini körü körüne kabul etmeye şartlandırıldık. Bu paradigmalardan bazıları faydalı olabilir. Örneğin batının demokrasi fikriyle, hükümetimiz için oy vermekle büyüdük. Ve bu muhtemelen iyi bir şeydir.
Ancak iyi şeylerin bile arada bir gözden geçirilmesi gerekebilir; nasıl ve ne zaman oy verdiğimiz ve kime oy verdiğimiz her zaman biraz sorgulanmaya değerdir! Ve felsefe, hangi düşünce ekolünden olursa olsun, bize bu tür verili şeyleri sorgulamayı öğretir; bize söylenenleri sorgulamayı; her şeyi sorgulamayı!
Ve sonra – ve bu da bir o kadar önemli – bize harekete geçmeyi öğretir!”
Hristos, eylemin düşüncelerimizin ve inançlarımızın bir ürünü olduğuna inanıyor. Örneğin çaresiz olduğumuzu düşünürsek, o zaman böyle davranırız…
“Adanın yabancı yönetimler altında geçirdiği yıllara bakın. Otoriteyi kabul etmeye alışmıştık; evet diyenlerin daha iyi bir yaşamı olduğunu öğrenmiştik. Ama şimdi kendimize şu soruyu sormamız gerekiyor: Kıbrıs çaresizlik zihniyetini mi benimsedi? Yoksa geçmişteki hatalardan ders mi çıkarıyoruz?”
Avrupa Sosyal Araştırması’nın en son bulgularına göre, Kıbrıslıların yaklaşık yüzde 35’i hayatlarından memnun değil. Sadece yüzde sekizi ‘son derece memnun’ (bu da ilginç bir şekilde yaklaşık 90,000 kişiye denk geliyor – kamu sektöründe çalışanların sayısına yakın!)
Ayrıca, yüzde 19’umuz ekonomimizin durumundan son derece memnun değil ki bu da bizi bu kategoride Avrupa’da ilk üçe sokuyor. Yüzde 17’si (kıtadaki en yüksek ikinci rakam) Kıbrıs’ta eğitimin durumunun ‘son derece kötü’ olduğuna inanıyor. Yine de Kıbrıslıların yüzde 80’inden fazlası hükümetin kamuoyunun görüşlerine göre politikalarını değiştirdiğine inanmıyor.
Her nasılsa, Kıbrıs aslında AB ortalamasından daha mutlu! En son yapılan ankette ada, refah endeksinde 10 üzerinden 7.2 puan aldı – bir önceki ankete göre 0.4 puanlık bir artışla.
Hristos, “Zeno’ya dönecek olursak, Kıbrıslıların stoacılık konusunda diğer halklardan daha iyi olduğunu düşünüyorum” diyor.
“Sadece var olmak için bile stoacı olmak zorundayız! Bugün bir emlak işlemine başlayın ve bir yıl içinde biterse çok şanslısınız. Örneğin vergi makamlarıyla anlaşmazlığa düşerseniz, herhangi bir çözüme ulaşmak için beş yıl ve 200 e-posta göndermekle karşı karşıya kalırsınız.
Neyse ki bu zihniyetin faydaları da var.
Hayatın önünüze çıkardıklarını kabullenmek, daha basit bir yaşam, içsel bir memnuniyet ve dayanıklılık sağlayabilir. Ama aynı zamanda durgunlaşmamıza da neden olabilir; toplumsal ilerlemeyi engelleyebilir ve adaletsizliklerin ya da verimsizliklerin sırf mevcut durumun bir parçası oldukları için hoş görüldüğü bir rehavet duygusuna yol açabiliyor…”
Hristos ve Eleni, Philosophy Shots ile düşünceyi eyleme dönüştürüyor, günün acil konularını ele almak isteyenleri bir araya getiriyor; düşünceleri kelimelere döküyor ve paylaşılmalarını sağlıyor.
“Yakın zamanda yapay zeka, topluma karşı özgürlük ve hukuka karşı etik ikilemler hakkında konuştuk. Romantik ilişkiler ve evlilik idealini, arkadaşlıkları tartıştık. Tıpkı Sokrates’in Agorası gibi: her yaştan insanın fikirlerinin bir sentezi.
Hhristos “Hiçbir şey konu dışı değil. “Felsefe her şeyi kapsar… Ve bence Kıbrıs’ın biraz daha açık fikirli felsefi tartışmalara ihtiyacı var.. Bunu belki biraz daha fazla eylem izleyebilir…” diyerek sözlerini tamamlıyor.
Philosophy Shots’un bir sonraki toplantıları 11 Mart ve 25 Mart tarihlerinde Baf’taki Ibrahim’in Hanι’nda gerçekleşecek. Tartışmalar ağırlıklı olarak İngilizce yapılmaktadır. Daha fazla bilgi için ‘Philosophy shots’ Facebook sayfasını ziyaret edebilirsiniz.