TSK’deki cübbeli general ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne ilişkin Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan emekli olmuş 103 amiralin “endişeliyiz” şeklinde yaptığı ortak açıklama Türkiye’nin gündemine oturdu.
AKP ve MHP, ortak bildiriyi “darbe” iması olarak değerlendirirken, Mavi Vatan politikasının fikir sahibi olmasıyla bilinen Cem Gürdeniz’in de amiraller hakkında başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınması tartışmalara neden oldu.
Ahval editörü Ergun Babahan, Gidişat’ta akademisyen Yektan Türkyılmaz ile emekli amirallerin bildirisini konuştu.
Yektan Türkyılmaz’ın değerlendirmeleri şöyle:
“Türkiye’de darbeler olmuştur, darbeciler, cuntacılar olmuştur ama bunların her biri bir anayasal düzen kurdular. Bir anayasal düzeni ilga ettiler. Şimdi Türkiye’de ilga edilecek bir anayasal düzen nedir?
Varsayalım denizciler darbe yapmayı denedi, hangi anayasal düzeni ortadan kaldıracak?
Mustafa Şentop darbe iması olan bildiriyi protesto etmiş. Yani Meclis’te son iki hafta boyunca yaşananlara bakar mısınız?
Gergerlioğlu’nun nasıl vekilliği düşürüldü? Meclis’te reddedilen bir önergenin tekrar nasıl oylandığı vs.
Türkiye’de sürekli darbenin peş peşe yaşandığı bir süreci yaşıyoruz.
Yani anayasa ihlalinin, anayasal düzenin manasızlaşmasının kesintisiz olarak yaşandığı bir durumda darbeden nasıl bahsedeceğiz biz.
Youtube kanallarında konuşan emekli askerler nasıl darbe yapacaklar? Anayasa Mahkemesi’ni mi tanımıyoruz diyecekler, Anayasa Mahkemesi’ni mi ortadan kaldıralım diyecekler, bu mahkemenin kararlarını tanımayalım mı diyecekler? Seçilmiş bir cumhurbaşkanının olması, o ülkede anayasal düzenin olduğunu göstermez. Birinci kısmı bu.
İkinci kısmına gelince AKP bunu kullanmak istiyor. Başka da söyleyebilecek bir şeyleri kalmadı. Bir ezberleri var vesayet, darbe diye. Bunu kullanmaya çalışacaklar ama başarılı olamayacaklar.
Çünkü genel bir durum var. Bu bildiriye imza atanları da cesaretlendiren bu.
Darbeye karşı çıkacağız demek insanlara konuşma yasağı mı getireceğiz demek? Tabii ki insanlar konuşacak. Özellikle de bu konuda haklılar metni yazanlar. Uzmanlık alanları hakkında konuşuyorlar. Montrö hakkında konuşuyorlar. Deniz Kuvvetleri’nin bir zamanlar kurmay kadrosunda olmuş kişiler. Deniz Kuvvetleri üzerinde çok büyük kavgaların olduğu, 2000’li yılların başından beri bir kavganın olduğu, askeriye içerisinde en büyük gelişimi gösteren bir birim. Bu birimler arasında yatırım yapılmış, en fazla büyümüş, yakın zamanda Mavi Vatan’la yattığımız zamanlar Cem Gürdeniz’le, Cihat Yaycı adeta aileden birileri haline gelmişti.
Türkiye’de artık kurumların fonksiyon ölümüne gelinmiş durumda. Bunun çok açık örneği de Merkez Bankası oldu. Deniz Kuvvetleri’nde de bir çekişme var. Bu tepki ordu tepkisinden önce ilk başta Deniz Kuvvetleri tepkisi olarak okumak daha doğru. Çok kökten gelen bir kaygı var. Bunun temeli de Montrö.
Kendisini kurucu unsur sayan kesimlerin tepkisi bu. Söyledikleri de şu: Türkiye Cumhuriyeti devleti beka sorunuyla karşı karşıya. Yani Türkiye’de kendisini kurucu unsur gören kesimler bir çöküş olduğunu söylüyor. Bu şu demek: Montrö’yü tartışmaya açmak demek Lozan’ı tartışmaya açmak demek. Türkiye’deki hükümet günü kurtarmak için Türkiye’nin varlığını tehlikeye atıyor.”
Listen to “‘Kendisini kurucu unsur gören kesimlerin beka endişesi var’ – Yektan Türkyılmaz” on Spreaker.