Gizleniyordu ve sessizdi. Uzaktan izler gibiydi, tüm farkındalığıyla. Kendi gücüne karşı hissettiği korkuyla yüzleşiyordu bir yandan. Bilgiler sırlanmıştı. Ama artık kaçınılmazdı olmakta olan. Sessizlik de usanmıştı kendi sessizliğinden. Bir nevi iki farklı insanın hayatını yaşar gibiydi. Henüz entegre etmenin yollarını bulamamıştı bu iki hayatı, bu iki karakteri. Kendi gücünü zapt edememek onu hep korkutan bir durumdu. ‘Ya farketmezsem ve bu gücü suistimal edersem’ korkusu ve düşüncesi zihninin hep içindeydi, varoluşundaydı. Ama biliyordu ki her şey elbet değişmek zorundaydı ve bu korkusunun ötesindeki hayata doğru adım atıp, iki hayatı birleştirmeyi başarmalıydı.
Artık o kapıyı açıp, içeriye girmekti görevi. Başkalarının ne hissedeceği ve ne düşüneceğini düşünmeden, kendi gerçekliğini paylaşmanın zamanıydı. Daha fazla ertelenemezdi, daha fazla sırlanamazdı bilgiler. Eşikte duruyordu. Gizlenmek, sessiz kalmak artık dar geliyordu bedenine, varoluşuna. Kendi gücüne karşı yaptığı haksızlık da yormuştu onu. Ama farkındaydı. O yüzden gücünü suistimal edemezdi. Hatırlamadığı bir geçmiş için kendisini susturmanın ve cezalandırmanın bir anlamı kalmamıştı artık.
Kendisinden ve kendi hissettiklerinden de daha önemliydi artık bilgilerin özgür kalması. Kendini aşmalıydı. Çünkü artık kendinden çok daha önemliydi bazı paylaşımların yapılması. Kendi korkusundan daha önemliydi, kendi varoluşundan da daha önemliydi.
Hizmet etme vakti gelmişti. Farkındalık ateşinin güçlenerek yanmaya devam etmesi için kendi adımlarını atma vakti gelmişti. Soyut olan somutlaşmak için can atıyordu. Soyut olan daha fazla soyut olarak kalmak istemiyor, materiyal dünyada yerini bulmak istiyordu. Sessizlikte öğrenilen bilgi bedenden dışarı çıkmak için can atıyordu. Hatırlanılmayan geçmişin ötesinde varolmak ve bu varoluşa izin verme vakti gelmişti.
Kendinden asla kaçamayacağının bilgeliğinde, bireysel korkuların önemsizliğinde, adım atmak üzereydi. Bütüne hizmet etmek, bütün için hareket etmek, hiç bu kadar önemli olmamıştı. Kendini aşmak hiç bu kadar önemli olmamıştı. Tek önemli olan sadece sadece bütünün yükselişiydi.