Taşkent Doğa Parkı’ndan, Çevre Eğitimcisi Yrd. Doç Dr. Nazım Kaşot gazeddakıbrıs’a Batı Nil Virüsü’nün yayılmasıyla ilgili açıklamalarda bulundu, ülkedeki eksiklikleri ve nedenlerini açıkladı.
“Belediyelerin yaptığı mücadele günü kurtarmaya yönelik ve bilimsellikten uzaktır. Özellikle Gönyeli bölgesinde bu sıkıntıyı yaşıyoruz. Her sabah ya da her akşam balkonda çocuklarımla otururken sivri sinek aracının bizi zehirlemesine seyirci kalmak istemiyorum”
“Havaya kimyasal sıkmakla bu iş çözülmez. Biyolojik larvasitler ile larva aşamasında bu işin çözülmesi gerekiyor. Küçük su birikintilerinin kurutulması veya sadece sivrisinek larvasına etki eden biyolojik karvasitler kullanılmalı. Bu sorun aksi taktirde hiç çözülmeyecek” dedi.
“İklim değişikliğinin de etkisi var. İklim dengeleri çok değişti. Eskiden Kıbrıs için ‘yazın sıcak kurak kışın nemli yağışlı derdik’ artık bu tabular da yıkıldı. İklim değişti, yağışlar fazla. Bunun da etkisi var. Yağışların artması su birikintilerin artmasına imkan sağlıyor. Bu da sineklerin üremesine neden oluyor.”
“Kontrolsüz göçler, iklim değişikliği, denetimler yapılmadan insanların adaya sokulması başka gibi çok daha büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalacağız. Nil virüsü sadece su üstüne çıkan kısmı. Zika ile de karşı karşı kalabiliriz. Her an su yüzüne çıkabilir”
Batı Nil Virüsü’nden bir kişinin hayatını kaybetmesi, beraberinde sivri sinekle mücadele tartışmalarını getirdi. Fakat mesele sivri sinekle mücadelenin çok daha üzerinde bir boyutta.
Taşkent Doğa Parkı’ndan Nazım Kaşot, gazeddakıbrıs’a yaptığı açıklamalarda, bir yandan sivri sinek ile mücadelede bilimsel ve kapsamlı bir yaklaşımın bulunmadığını belirtirken öte yandan iklim değişikliği ve adanın kontrolsüz denetimsiz bir biçimde göç almasından dolayı da risklere açık bir halde olduğunu belirterek, “Batı Nil Virüsü sadece meselenin su yüzüne çıkmış tarafı. İlerde Zika gibi başka virüslerle de karşılaşmamız şaşırtıcı olmayacaktır” dedi.
Bilimsel yaklaşım yok
Sivri sinek ile mücadele konusunda bilimsel bir yaklaşımın bulunmadığının altını çizen Kaşot, “özellikle belediyeler hala daha havaya ilaç sıkmakla sivri sinekle mücadele etiğini zanneder. Halbuki esas sorun sineğin ürediği noktalardır” dedi.
Sivri sineklerin sadece bataklıklarda ürediğine dair genelleme de yapılamayacağını ifade eden Kaşot, bunla ilgili geniş kasamlı araştırma yapılması gerekliliğine işaret etti.
Evdeki boş bir saksı da dahi su birikintisi olması durumunda sivri sinek larvasının üreyebileceğini kaydeden Kaşot, bu durumun sivri sinekler için biçilmiş kaftan olduğunu da belirtti.
Kaşot aynı zamanda halkın da bilinçlenmesi gerekliliğini de vurguladı.
Belediyeler günü kurtarmaya çalışıyor
Belediyelerin sivri sineklere karşı mücadelesine de değinen Kaşot, “Belediyelerin yaptığı mücadele günü kurtarmaya yönelik ve bilimsellikten uzaktır. Özellikle Gönyeli bölgesinde bu sıkıntıyı yaşıyoruz. Her sabah ya da her akşam balkonda çocuklarımla otururken sivri sinek aracının bizi zehirlemesine seyirci kalmak istemiyorum” dedi.
Kimyasal değil biyolojik mücadele
Sivri sinek ile kimyasal değil, biyolojik mücadele yapılması gerektiğini vurgulayan Kaşot, “sadece havaya kimyasal sıkmakla bu iş çözülmez. Biyolojik larvasitler ile larva aşamasında bu işin çözülmesi gerekiyor. Küçük su birikintilerinin kurutulması veya sadece sivrisinek larvasına etki eden biyolojik karvasitler kullanılmalı. Bu sorun aksi taktirde hiç çözülmeyecek” dedi.
Sadece Nil virüsü değil başka virüsler de olacak
Yeni bir sinek türü bulduğunu ve bu sinek türünün zika virüsü taşıdığından şüphelendiklerini söyleye Kaşot, Sadece Nil virüsü de değil başka virüslerle de karşı karşı kalacağız” dedi.
Kaşot: “Kontrolsüz göçler, iklim değişikliği, denetimler yapılmadan insanların adaya sokulması başka gibi çok daha büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalacağız. Nil virüsü sadece su üstüne çıkan kısmı. Zika ile de karşı karşı kalabiliriz. Her an su yüzüne çıkabilir” dedi.
İklim değişikliği etkiliyor
Artık iklim değişikliğinin de dengeleri oldukça değiştirdiğini kaydeden Kaşot, şöyle konuştu:
“İklim değişikliğinin de etkisi var. İklim dengeleri çok değişti. Eskiden Kıbrıs için ‘yazın sıcak kurak kışın nemli yağışlı derdik’ artık bu tabular da yıkıldı. İklim değişti, yağışlar fazla. Bunun da etkisi var. Yağışların artması su birikintilerin artmasına imkan sağlıyor. Bu da sineklerin üremesine neden oluyor.”
Sivri sinek envanter listesi yok
Sorunun çözümü için kapsamlı bir mücadele verilmesi gerekliliğinden bahseden Kaşot, Kıbrıs’ın kuzeyinde sivri sineklerle ilgili envanter listesi olmadığını ve sorunun ne boyutta olduğunun da bilinmediğini sözlerine ekledi.
Taşkent Doğa Parkı’nın konuyla ilgili paylaşımı: