YKP Sekreterya üyesi Halil Karapaşaoğlu, kız çocuklarının başörtüsü ile okula gidebilmesini olan sağlayan kararı ve son gelişmeleri değerlendir.
Karapaşaoğlu “İnsanlarımızın yurt hakkıyla birlikte kamusal eğitim, sağlık, iş, barınak, sosyal ve siyasal hakları gasp edilmişken, kimse bize bu kararın özgürlükler çerçevesinde alındığını iddia edemez” değerlendirmesinde bulundu.
Açıklamanın tamamını yorumsuz aktarıyoruz:
Türkçe konuşan Kıbrıslılar, 1958 yılından 1974 yılına kadar “Kıbrıs İstirdat Projesinin” bir parçası olarak Türkiye Cumhuriyeti tarafından sistematik bir şekilde, ilericilerimizin tehdit edilmesiyle, öldürülmesiyle Türkiye’nin istediği gibi şekillendirilmek istenmiştir. 1974 işgaliyle birlikte Türkiye, Türk Yerleşimci Sömürgeciliği politikalarıyla, Kıbrıs’ın kuzeyini kolonileştirmiştir. Eğitim sistemimizden, yasalarımıza, kültürümüzden ekonomimize kadar toplumumuzun bütün yaşam alanı TC tarafından kuşatılmış ve biçimlendirilmiştir. Kıbrıs’ın kuzeyinde ilk önce Kıbrıslı Rumlar sonra sırayla Kıbrıslı Ermeniler, Maronitler ve Latinler ortadan kaldırılmıştır. TC gerek Kıbrıs’ın kuzeyine yasadışı nüfus aktararak gerekse de seçme ve seçilme hakkımıza TC elçiliği ve Milli İstihbarat teşkilatıyla eliyle müdahale ederek Türkçe konuşan Kıbrıslıları susturmuş ve irademizi gasp etmiştir. Yaşama koşullarımızın ortadan kaldırılmasıyla insanlarımız, çocuklarımız göç etmek zorunda kalmıştır. Sıra toplumumuza gelmiştir. Türk Yerleşimci Kolonyalizminin bir sonucu olarak Kıbrıs’ın kuzeyindeki son Kıbrıslılar da yok edilmek istenmektedir.
Sınıf ilişkilerinden mülkiyet ilişkilerine kadar TC ciddi bir şekilde kuzeyi baştan inşa etmeye başlamıştır. Külliye adı altında cumhurbaşkanlığı, parlamento binaları baştan yapılmaktadır. Yeni mahkeme binası külliyenin bahçesine yapılacaktır. Kuzeydeki rejim değiştirilmek istenmektedir. KKTC’nin dağıttığı yurttaşlıklar korkunç bir düzeye ulaşmıştır. Bütün bu somut koşullar içinde, işbirlikçi Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, eğitimde 18 yaş altındaki kız çocuklarının başlarını örterek okullara girmesi yönünde düzenlemeler yapmıştır. Bu düzenleme “özgürlükler” adı altında topluma pazarlanmaya çalışılmaktadır. İnsanlarımızın yurt hakkıyla birlikte kamusal eğitim, sağlık, iş, barınak, sosyal ve siyasal hakları gasp edilmişken, kimse bize bu kararın özgürlükler çerçevesinde alındığını iddia edemez.
Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) işbirlikçi Çavuşoğlu’nun ve TC elçiliğinin dayatmalarına karşı direnmektedir. Bu direniş Kıbrıslıların yaşam biçimine yurt hakkıyla eğitim hakkına karşı yapılan dayatmalara karşı “amasız”, “fakatsız” bir şekilde desteklenmelidir. Yeni Kıbrıs Partisi, KTOEÖS ’ün yanındadır. Toplumumuzun TC’nin boyunduruğu altına girmeyen yegâne örgütlerimizden olan KTOEÖS’e sahip çıkmaya, Kıbrıslıları Kıbrıs İstirdat Projesine karşı birlikteliğe, dayanışmaya ve örgütlenmeye çağırırız. Öğretmenlerimizin göstermiş oldukları direnişi selamlarız!
Yukarda altını çizdiğimiz çerçevede, 21 Mart Şubat, Cuma günü, saat 13.30’da öğretmen sendikalarının çağrısı ile Eğitim Bakanlığı önünde gerçekleşecek eyleme herkesi davet ederiz, tüm kesimleri öğretmenlere dayanışmaya çağırırız.